13. BÖLÜM: SİDRA SİDRA SİDRA

65.2K 7.8K 16.6K
                                    


Herkese merhaba,

Ve keyifli okumalar dilerim;

Benim için yıldızı patlatmayı unutmayın;*

NP: Halsey, Without Me

**

Vampirlere karşı koymanın mantığa dayanır bir yanı olmadığı için alınabilecek en az hasarı almaya odaklanmıştım. Bu yüzden bizi arabadan çıkardıklarında herhangi bir harekette bulunmadım ve her nereye götürüyorlarsa götürmelerine izin verdim. Reyna adamın önünde hipnoz olmuş gibi yürüyordu, neyin içinde olduğumuzun farkında değildi, hala yaşadığı şokun içindeydi. Genelde böyle davranmazdı, her zaman sağduyulu olurdu ama bunun onun hassas noktası olduğunu biliyordum. Geçmişte yaşadıkları ne ise onlar bugününü de etkiliyordu.

Her yeri kaplayan uzun ağaçları görmek bana hala kasabada olduğumuzu hissettirdiği için biraz rahatlamıştım. Arabayla geldiğimiz mesafe o kadar uzun değildi. Kafamda birkaç film sahnesi çoktan belirdiği için bizi tekinsiz bir yere, en iyi ihtimalle bir depoya götüreceklerini düşünmüştüm ama oldukça sıradan belki biraz paralı birinin yaşayabileceği müstakil evlerden bir tanesine geldik. Nerede olduğumuzu gizlemek için bir çabaları yoktu. İyi döşenmiş salondan geçtik, gördüğüm şeyleri aklıma kazımak istiyordum ama vampirler hızlı ve tahammülsüzdü.

Sadece dekor olsun diye döşenmiş başka bir odada kapının eşiğinde bekledi adam.

"Ses çıkarmayın, kaçmaya kalkışmayın."

Kapıyı üzerimize kapatmadı, açık bırakıp kenarda bekledi. Koridordan gelen topuk seslerini pek de iyi olmadığını düşündüğüm bir şeylerin habercisiydi. Birkaç adım atıp Reyna'ya yakın durdum. Gözlerini dikmiş kapıya bakıyordu, kapıdan bir cevap bekliyordu sanki.

Tersanede bizi gören ve kelimenin tam anlamıyla paketlenmemizi söyleyen kadın yüzünde nahoş bir gülümsemeyle içeriye girdi. Şimdi ışıkların altında onu daha iyi görebilme şansım olmuştu. Kısa boyluydu, topuklularına rağmen. İnceydi. Otuzlarından daha büyük görünmüyordu ama vampir olarak çok daha yaşlı olduğuna emindim. Hatta 300'ün üzerinde olduğuna kalıbımı basardım. Küllü saçları çenesinin hizasında kesilmişti. Keskin kahverengi gözleri vardı.

"Merhaba," dedim konuşmam gerektiğini hissederek çünkü Reyna ile birbirlerine kilitlendiler. Hatta elimi uzatarak resmi bir iş görüşmesindeymiş gibi dikkatli davrandım. "Bir yanlışlık olduğu ortada. Neden en başından başlamıyoruz?"

Kadının gözleri yavaşça bana döndü, uzattığım elime baktı, özenle bana doğru birkaç adım attı ve elimi sıktı.

"Cludia," dedi.

"Luzia," dedim soğuk parmaklarını nazikçe sıkarak. "Arkadaşım Reyna." Elimi çekip onu işaret ettim ama Reyna kollarını göğsünde bağlayıp açıkça onunla el sıkışmayacağını belli etti.

Eh, pekala asi kız.

"Cludia," dedim iş kadını ses tonumla dikkati üzerime çekmek için. "Bizi buraya ne amaçla getirdiğini bilmiyorum ama tersanedeki durum yanlış anlaşılmaya oldukça açıktı bunu kabul ediyorum."

"Öyle mi?"

"Elbette," dedim içtenlikle. "Son zamanlarda yaşanan insan vampir anlaşmazlığına oldukça yakın bir yerdeyiz."

"Bak sen."

"Hayır, yanlış anladın," dedim kaşlarını kaldırmasına istinaden. "Biz her zaman vampirlerin dostu olduk. Ve oraya da dostumuzu ziyaret etmek için gelmiştik. Ortalık biraz tuhaf olunca gizlenmemiz gerekti. Kimsenin işine burnumuzu sokmak gibi bir amacımız yok. Vaha'yı arayıp söylediklerimi teyit edebilirsin. Ve inan bana bize davranış şeklinden pek hoşlanmayacak ama seve seve tüm bunların bir yanlış anlaşılma olduğunu ve bizim açımızdan bir sorun olmadığını söyleriz."

CANAVARIN DA KALBİ VARMIŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin