****
Hayat cidden garipti. Bir zamanlar asla aklınızın ucundan geçmeyecek kadar imkansız şeyleri önünüze sermek için an bekliyordu. Ne olmaz derseniz sanki size inat yaparmış gibi tam önünüze çıkarıyordu bütün o imkansızlıkları.Mesela bundan tam iki hafta önce biri bana ülkü ocağının başkanının evinde misafirlere çay ikram edeceğimi söylese götümle gülerdim. Bunu mübalağa yapmak için söylemiyordum ciddi anlamda götümle gülerdim.
"Ay yavrum sanada zahmet oluyor böyle."
Yumuşak sesi ve samimi gülüşü ile karşımdaki kadını sevmekle sevmemek arasında gidip geliyordum. Garip bir ifade ile gözlerime bakması rahatsız ediciydi ama yüzündeki gülümseme sahte olamayacak kadar sıcak görünüyordu. Kısacası amacını anlamamıştım, yada aptala yatmak şu anlık işime geliyordu.
"Derin'ciğim seni zorlamak değil niyetim sakın yanlış anlama beni yavrum... Ancak ne bir şeyler yiyebiliyorsun ne de sıcak çayımızı içiyorsun. Şu peçeni en azından bizim yanımızda aralasan. Bak erkek de yok odada."
Sevim teyze iyi hoş diyordu da karşılaşacağı manzara ona kalp krizi geçirtecek kadar büyük sonuçlar doğurabilirdi. Bu yüzden bakışlarımı önümdeki kadından yanımda ağzına börek tepiştiren sözde yoldaşıma çevirdim. Zaten sürekli özenle hazırlanmış ikramları tıkındıkları için ayrıca sinir olmuştum bugün onlara. Bir sarma bile yiyemeyeceksem bu kadar çile çekmemin ne anlamı vardı ki!
"O yomoz Sovom toyzo!"
"Senin Allah belanı versin."
Dudaklarımdan kaçan cümleyi öksürükle bastırıp yanımdaki kızın bacağını bütün gücümle çimdikledim.
"Ahh!"
"Ne oldu kızım?"
Panikle Zişan'a uzanan Sevim teyze fazla iyi niyetliydi. Bilmiyordu ki karşısındaki kız tam bir şeytandı. Kendime şeytan diyemiyordum çünkü dernektekilerin yanında melek denebilecek kadar masumdum. Tek kusurum bozuk ağzım olabilirdi, ki o kadar kusur kadı kızında da olurdu.
"Bir şey yok Sevim teyzeciğim, birden kramp girdi sanırım... Şey Derin için de üzülmeyin o böyle daha rahat emin olun. Aileden gelen bir düşünce yapısı ve inanç bu. Alışkın yani..."
Hem konuşamıyordum, hem de insanların ruh hastası sanacakları bir aileden geliyormuşum gibi saçma sapan bir hikaye uyduruyorduk. Eğer bu saçmalığa inanıyorlarsa ciddi anlamda bu ailenin fazla saf olduğunu düşünecektim.
"Ayy ama haksızlar mı Sevim'ciğim, şu gözlerin güzelliğine bak. Maşallah, yüce rabbim özenerek yaratmış."
Ne gözdü anasını satayım sanki hayatlarında hiç mavi göz görmemişlerdi. Hayır, bir de sadece gözlerimi görerek bu kadar laf yapıyorlarsa yüzümü görseler düşüp bayılırlardı heralde. Canım anneciğim güzel kadındı. Velhasıl kelam anneme benzediğim için ben de bu statüye giriyordum sanırım. Ahh ne olurdu ki babam gibi iri kıyım, kapkara gözlü bir adam olsaydım...
"Allah sahibine bağışlasın."
"Amin!"
Hep bir ağız içtenlikle amin diyen kadınlarla yerime biraz daha sindim. Bir kağıt parçası için namusumuzdan olacaktık iyi mi? Neyde bu kızların bu erkek annelerinden çektiği böyle!
"Şöyle boylu poslu, kara kaşlı kara gözlü bir yiğit ne de yakışır Derin kızıma."
Yapma teyzem, yapma! Oğlun için çok yanlış bir yola giriyorsun haberin yok. Hayır, iki gün sonra ortadan kaybolduğumda olan senin pembe hayallerine olacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Faşist Yemini (b×b)
Teen Fiction"Lan, adam bana aşık olmuş diyorum dinlemiyor musunuz beni?" Bağırışlarıma rağmen karşımda gülen iki anguta bakıp yüzümü kapatan peçeyi hırsla araladım. Başıma ne geldiyse bu şerefsizleri dinlediğim için gelmişti. "Ne abarttın be oğlum! Hem maviş ma...