15🌌 Gizli Saklı

3K 288 313
                                    

Selamın aleyküm zatı muhteremler...

Allah'ın selamını verdiğim için sakince linç edin beni olur mu? Küfürsüz falan Ndlcjxkx

Geç olsun ama güç olmasın derler atalarımız o yüzden buna güvenerek geldim çirkinleşmeden eleştirelim yazarı okay?

Bölüm kısa ama olsun tırnak içindeki konuşmaları özellikle konuşma diliyle yazdım haberiniz olsun.

Kontrol etmedim hatalar da olabilir şimdiden uyarıyorum.

Keyifli okumlar💜

******

Uyuyamıyordum... Ne zaman gözlerimi kapatsam önümde öylece ölü gibi yatan kadın beliriyordu. Yaşananlar bir kabus gibiydi...

Her şeyi o kadar net hatırlıyordum ki gözlerimi her kapattığımda bütün bir netliği ile zihnimde beliriyordu o gece. Tam tamına dört gün geçmişti...

Alevler içinde kalmış o ev yine ve yeniden her uykuya daldığımda uykularımdan uyanmama neden oluyordu. Onun siyah gözleri düşüyordu zihnime... Bomboş bakan gözleri ölmüş bir insanın gözleri kadar donuktu o gece... Nefes alıyordu ama ruhu çekilmiş gibiydi. O geceyi ölene kadar unutmayacağıma artık emindim.

Kalbimin tam ortasına büyük bir yara açılmıştı. Belki iki üç ay önce yanımdan geçse tanımayacağım biri için bu kadar acı çekmem normal değilmiş gibi görünse de Reisin yaşadıklarını iliklerime kadar hissediyordum. Bir yandan kendimi suçluyor, diğer yandan ise dik durmak için elimden gelen her şeyi yapıyordum.

İyi olacak diyorum kendi kendime. Daha iyi olacak ve her şey geçecek... Bu hayatta neler neler unutulmuştu bu mu unutulmayacaktı?

Unutulacaktı elbette ama ben unutmayacaktım. Bu yüzden olsa gerek ayaklarım beni hep aynı adrese sürüklüyordu. Bilinçsiz bir yol alıştı bu.

Aklımda sürekli var olan siyah gözleri görmek, en azından iyi olduğundan emin olmak istiyordum.

"Ne baktın oğlum?"

Ardımdan gelen sesle kalbim korku ile hızlandı. Panikle arkama döndüğümde karşımdaki yaşlı beden merakla beni inceliyordu. Birkaç saniye bu tanıdık yüzü ne zaman gördüğümü düşündüm.

"İkidir görüyorum seni. Hayırdır birine mi baktın?"

Hatırlamıştım! Bu kadın ülkücünün evine ilk geldiğimiz gün beni dürtükleyip duran kadındı. Tipik dedikoducu, meraklı yaşlı mahalle teyzesiydi.

"Hırsız mısın oğlum sen?!"

Üstümde gezen gözlerini takip ettim. Tertemiz üstüm başımla ipsiz sapsız biri olmadığım kolayca anlaşılıyordu ama yaşlıların beyni farklı çalıştığı için hızlıca kendimi açıklamaya koyuldum.

"Yok teyze ne hırsızı... Bir arkadaşım oturuyor yakınlarda da gelip geçerken şu ev gözüme takılıp duruyor..."

Aklımdaki tilkiler time kuyruklarını birbirine sürte sürte zihnimde dolaşmaya başlamıştı. Kaç gündür içim içimi yemişken bu fırsatı kaçırmak istemiyordum.

"... Yaşayanlar iyidir umarım. Nasıl olmuş da yanmış koca ev?"

Ölümcül oku atmıştım. Eğer yaşlı birine dedikodu başlatacak bir soru yönelttiyseniz tek bir cümle ile bunu anlatması imkansızdı. Konuşmak için çıldıran tarafı yüzünden her şeyi en ince ayrıntısına kadar anlatacağıma emindim. Ki hızla konuşmaya başlayan kadın da beni yanıltmamıştı.

"Ah oğlum ahh hiç sorma! Yandı gitti gül gibi ev."

Ben daha ikinci sorumu soramadan kolumdan tuttuğu gibi yanında durduğumuz evin eşiğindeki merdivene oturttu beni. Sanki kaçacakmışım gibi saniyesinde yanıma oturması ile günler sonra dudaklarımda minik bir tebessüm oluştu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 05 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Faşist Yemini (b×b)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin