Bölümde hatalar varsa kusura bakmayın kontrol edemedim
keyifli okumalar💜
********
Uzun uzun dalıp giden biri değildim ben. Çok düşünürsem boğulup nefes alamayacağımı bildiğimden sık sık kaçardım bu eylemden. Bir şeyi çok düşündüğümü fark ettiğim anda hemen başka bir işe yoğunlaşırdım ama şu anda bunu yapamıyordum.
Tam karşımdaki adamın gözleri arada mavilerime değiyordu. Saliselik harelerime değen siyah harelerin bende bıraktığı etki kesinlikle can sıkan cinstendi.
Ondan ölümüne nefret ediyordum. Aklıma sürekli nasıl biri olduğunu getirmeye çalışsam bile elindeki kitabı görür görmez mahçup bakışlarla yastığının altına saklaması, karşımdaki kişinin sürekli bana anlatılan kişiyle aynı olup olmadığını sorgulamama neden oluyordu.
Kimdi bu adam? Neydi, neciydi de kendimden bile çok güvendiğim arkadaşlarımın bana anlattıklarını sorgulamama neden oluyordu?
Birini camdan aşağıya atacak kadar gaddar biri mi, yoksa sırf yeni tanıdığı biri için binlerce zahmete katlanıp kitaplara sarılacak kadar yufka yürekli bir adam mı?
Acıma duygusu onu nerelere getirmişti böyle... Ne umuyorsa benden sonu çok ama çok kötü bitecekti. Bundan haz duymalı mıydım? Her şey bittiğinde sadece faşistlere bir darbe indirmiş olmak yerine birde herkese kök söktürmüş bu adamın mahvoluşunu izlemek beni mutlu etmeliydi belkide.
"Odam kireç tutmuyor kumunu katmayınca..."
Yanımızdaki radyonun sesi yükseldiğinde aklımdaki bütün düşünceler bulanık bir sis gibi hızla dağıldı. Dakikalardır sessizliğe hapsolmuş odayı kaplayan melodik sesi ile siyah gözlere çevirdim mavilerimi.
İlk kez ona baktığımda bende olmadığını gördüm koyu harelerinin. Pür dikkat cızırtılı seslerle çalan radyoya bakıyordu. Kaşları öyle bir çatılmıştı ki bana gösterdiği yüzünü kimseye göstermediğine emin olmuştum. Cansız bir radyoya bile öldürecek gibi bakan biri için bana olan bakışları hemen fark ediliyordu.
"Sevda baştan gitmiyor sarılıp yatmayınca..."
Bir anda siyah gözleri gözlerime değdiğinde irkildim. Kalbim sanki saatlerce koşmuşum gibi hızlandı. Dudaklarım daha da fazla soluk almak için aralanırken gözleri hâlâ mavilerimdeydi.
Ne zaman ki melodik ses bir kez daha yükseldi işittiğim sözlerle birlikte gözleri ağır ağır çekildi mavilerimden.
"Odam kireçtir benim
Yüzüm güleçtir benim
Soyun da gir koynuma
Terim ilaçtır benim..."Dakikalar önce odadan çıkan bedenler geri döndüğünde ikimizin arasında dolandı bakışları. Yavru kurdun ablası belli etmediğini sansada fazlaca çabalıyordu. Ne yapmaya çalıştığının farkındaydım.
"Ne güzel türkü değil mi?"
Hâlâ devam eden türkü benim için artık ikinci plandaydı. Sözleri... sözleri...
"Erhan pek sevmez bu türküyü ama nedense geçmemiş dinliyor."
Sahte bir şaşkınlıkla kıkırdaya kıkırdaya yanıma kadar adımladı Selvi abla. Bu kadın beni bu eve gelin almadan rahat etmeyecekti artık emin olmuştum.
"Abla."
Tek bir söz. Tek bir söz önümdeki kadının toparlanmasına yetti. Sesi o kadar net ve koyuydu ki ailesinden biri olmasa yanımdaki kadını öldüreceğini bile düşünebilirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Faşist Yemini (b×b)
Teen Fiction"Lan, adam bana aşık olmuş diyorum dinlemiyor musunuz beni?" Bağırışlarıma rağmen karşımda gülen iki anguta bakıp yüzümü kapatan peçeyi hırsla araladım. Başıma ne geldiyse bu şerefsizleri dinlediğim için gelmişti. "Ne abarttın be oğlum! Hem maviş ma...