*****
Bu yaşıma kadar ne istersem onu yapmıştım. Kafama ne eserse onu yapmak konusunda pek bir marifetliydim. Hatta bu yüzden önce babamla aram bozulmuş, sonrasında ise hayatımın geri kalanında bu huyum yüzünden sürekli sorun yaşamıştım.
Özellikle Adar'ın benimle durmadan didişmesinin en büyük nedeni de bu başıma buyruk hallerimdi. Hâl böyle olunca işi aptala yatmakta bulmuştum. Onların yapmamı istemediği şeyleri yapar hemen ardından ise sanki bunu bilmeden yapmışım gibi aptala yatardım. Belki dışardan bakılınca göze kötü gelse de buna sebep olan onlardı.
Yirmi yaşına gelmiş birine çocuk muamelesi yapmaları onların hatasıydı. Bundan dolayı yaptıklarıma kılıf uyduruyordum. Kendim aptala yatıp onları aptal yerine koyuyordum ve bundan gram pişmanlık duymuyordum.
Aynı şu anda da karşımdaki bu adamı aptal yerine koyarken pişmanlık duymadığım gibi...
"Canın mı yandı?"
O kadar hafifçe dokunmuştu ki gram canım acımamıştı ama hâlâ kapalı olan gözüme bakan adamın ne tepki vereceğini merak ettiği için başımı ağır ağır aşağı yukarı salladım.
Benim beklentimin aksine panik yapmadı. Dudağının kenarı çok ama çok hafif kıvrıldı ve bir adım geri çekilip elini saçlarının arasına atıp karıştırdı. Bir süre sadece odasının içinde gezen gözleri yeniden beni bulduğunda artık boynum ağrımaya başlamıştı. Mübarek insan değil yalı kazığıydı!
"Başkalarının odasına öyle aklının estiği gibi girersen canında daha çok yanar."
Yumuşak olmasını beklediğim sesi sert ve dikte eder gibi çıkmıştı. Bana olan yaklaşımı belirsizdi. Halime acıdığı için yumuşayıp hemen ardından sürekli şüpheli hareketler yaptığım için ister istemez o sert ifadesi ile beni karşılıyordu.
Bu ifadeyi dağıtmak için az ilerde duran kalem ve kağıda mavilerimi diktim. Masum ve iyi bir kız izlenimi vermek şu an o kadar işime gelecekti ki, ilerleyen vakitlerde bunun ekmeğini yiyeceğime emindim.
Bu yüzden önümde dikilen ızbandutun yanında sıyrılıp bir süredir bakıştığım kalem ve kağıda uzandım. Gözlerim oturacak bir yer ararken yatağına oturma fikri garip gelmişti. Bundan dolayı hafifçe eğilip üzeri boş olan sehpaya yasladım elimi. Ben beyaz kağıdı kirletirken sessizce beni izledi.
Son harfi de karaladığımda ise yine bütün alanımı işkal edip ensemde bitmişti. Omuzumun yanından uzattığı eli ile kağıdı bir çırpıda benden alıp yazdığım kelimeleri sessizce mırıldandı...
"Ellerim çok üşüdü... Sevim teyze üşüdüğümü görünce yukarı çık koridorun sonundaki odadan ceket alabilirsin dedi. Özür dilerim izinsiz odana girdim."
Ne yapmam gerekiyordu şimdi? Kirpiklerimi kırpıştırmam gereken kısımda mıydık?! Bizim kızlar olsa ne yapardı bu durumda? Şansıma sokayım ağzımı yüzümü kırsa bu kadar ağrıma gitmezdi. Durduk yere başıma iş almıştım resmen!
"Asıl sen kusura bakma... Bir anda odamda birini görmeyi beklemiyordum."
Kirpik kırpıştırma mı demiştim? Unutun onu! Bu adam sadece bana acıyordu. Böylesi daha iyiydi aslında vicdanını kullanıp bu eve daha çok girip çıkabilirdim. Bu ailenin bana olan tavrını işimize geldiği gibi kullanarsak bütün bu çilenin sonunda kazanan biz olurduk.
Bütün bu düşünceler ile uzun bir zaman sonra ilk kez gerçek manada gülümsedim. Sonunda benimde davamıza bir katkım olacaktı ve bu bile bana tarifi imkansız bir mutluluk veriyordu.
"Demek ki doğruymuş..."
Benim mutlulukla gözlerine baktığım adam başını omzuna doğru eğilip sessizce mırıldandığında yüzümdeki gülümseme dağıldı ve ben merakla cümlesinin devamını bekledim.
"... Gözlerinin içi gülüyor derken bundan bahsediyorlarmış."
Az önceye kadar rahatlamış bedenim yeniden gerildi ve ben boğazımı temizleyerek ondan olabildiğince uzaklaştım. Bu adama baktığımda ne düşünmem gerektiğini bir türlü anlayamıyordum. Ne düşünürsem düşüneyim aklından neler geçtiğini tam manası ile kavrayamamak sinirimi bozuyordu.
"Al."
Yanındaki askıdan gelişigüzel bir hırka alıp bana uzattığında alıp almama konusunda kararsız kaldım. Üşüdüğümü yazdığım kısım tamamen yalandı. Yaz veya kış hiç farketmeksizin ellerim her zaman soğuk olurdu. Bunu üşüdüğüme yoran Sevim teyzeydi.
"Merak etme temiz."
Bu kısmı asla düşünmemiştim. Hem odasına bakacak olursam temiz ve düzenli biri olduğu gayet belliydi. Hâlâ aramızda sallanan hırkaya bakıp sanki çekiniyormuşum gibi utangaç "genç kız" havası ile eline doğru uzandım. Bu hırkayı almak bize bir fırsat daha doğurabilirdi. Yeniden bu eve gelmek için kullanacağımız bir yol daha bulmuştum. Her ne kadar bu mevzu uzasa da sonu iyi bitecek gibi hissediyordum.
"Şimdi müsaadenle uyuyacağım."
Hırkayı ellerimin arasına bırakırken kurduğu cümleyle hızla hırkayı üzerime geçirip gözlerimi uykulu gözlerine diktim.
"Biraz büyük oldu."
Onun gibi bende üzerimdeki hırkaya bakıp burnumu kırıştırdım. Bu herif insan falan değildi! Zaten ellerimden aşağı süzülen kumaş sinirimi bozmuşken neredeyse dizlerime değen hırka sünnet çocuğu gibi hissettirmişti. Şerefsizim bu iş bittikten sonra kendimi yemek yemeye verecektim. En azından kısa ama şişko olmak bu halimden daha iyiydi.
"Bekle..."
Zaten beklememe rağmen bekle demesiyle huysuzca gözlerimi devirdim. Sanki kaçıyordum!
"Biraz kollarını katlarsak daha iyi olur."
Önümde eğilip ellerimin üstünü kaplayan kumaşı katlamaya başladığında ilk kez ona yukarından bakma şansını yakalamıştım. Benim kirpiklerimin aksine kısa ve sık kirpikleri vardı. Kaşları da sanki özenle tek tek çizilmiş gibi kirpiklerinin üzerinde uzanıyordu. Sık siyah saçları uykudan uyandığı için dağınıkça alnına dökülmüştü. Belki bir kız için nefes kesecek kadar yakışıklı olabilirdi ama benim gördüğüm bu manzara içimde sadece kıskançlık duygusu peyda ediyordu.
"Böyle daha iyi oldu."
Başını kaldırıp alttan alttan gözlerime baktığında başımı ihtiyatla sallayıp geri çekildim. Mavilerim son kez odasında dolaşırken niyetim bir dahaki gelişimde işime yarayacak bir şeyler bulmaktı. Eğer şimdi gözüme bir şeyler kestirirsem bir sonraki gelişimde ilk iş o yerlere bakabilirdim.
"Derin?"
Adımı ilk kez onun sesinden işittiğimde olduğum yerde titredim. Bu adam kesinlikle korkutucuydu! İçim bir garip olmuştu.
"Özür dilerim şimdi çıkıyorum."
Hızlıca yanımda duran kağıda kelimeleri karalayıp ona uzattım. Bu konuşmama olayı beni ciddi anlamda yormaya başlamıştı.
"Tamam."
Daha başka bir şeyler söylemesini beklerken kısaca verdiği yanıtla olduğum yerde kaldım. Benim aksime o derince esneyip bir kez daha saçlarını karıştırarak kendini biraz ilerisindeki yatağa yüz üstü attı.
Gözlerim geniş omuzlarında oyalandığında başımı iki yana sallayıp hızlıca odadan dışarı attım bedenimi. Bu adam kesinlikle sahip olmak istediğim bir vücuda sahipti!
*******
İyi hoşta bölümler her gün yazınca kısa oluyor ya. İki güne bir yeni bölüm atayım uzun olsun olur mu yavrular?Elena✨
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Faşist Yemini (b×b)
Teen Fiction"Lan, adam bana aşık olmuş diyorum dinlemiyor musunuz beni?" Bağırışlarıma rağmen karşımda gülen iki anguta bakıp yüzümü kapatan peçeyi hırsla araladım. Başıma ne geldiyse bu şerefsizleri dinlediğim için gelmişti. "Ne abarttın be oğlum! Hem maviş ma...