bitmek (III)* / final*

290 14 6
                                    

Sen korkma yeniden doğar güneş
Tut cebinde ne kaldıysa hatalarından
Koy kendi kendini kendi yerine
Korkarsan adım almaktan ya da
Tut ki derinlere dalmaktan
Sen korkma yeniden doğar güneş

*

6 ay sonra

*

Kışın son günlerinden birinde Uluçınar Hastanesi normalinde seyrediyordu. Büyük vakaların olmadığı sakin bir gündü. Kimileri acilde ufak tefek işlerle ilgilenirken, kimileri boşluktan istifade kenarda köşede dinlenmeye çekilmişti.

Mine, bankonun önünde dikilmiş hasta dosyalarını gözden geçiriyordu. Kesmeye fırsat bulamadığı saçları omuzlarına kadar uzamıştı artık. Bir at kuyruğuyla onları yüzünden uzaklaştırmıştı. Üzerinde her zamanki bordo başhemşire forması olsa da karnında gözle görülür bir fark vardı. 4 aylık göbeği formanın kumaşını gererek kendini gösteriyordu. Yavaş yavaş bu kıyafetin içinde rahatsız olmaya başladığı zamanların geldiğini hissediyordu. Bu hem hoşuna gidiyor hem de canını sıkıyordu.

Karnının gün geçtikçe büyüdüğünü fark etmeyi seviyordu ancak hamile olduğunu öğrendiğinde Hakan'la yaptıkları anlaşmaya göre hemşire önlüğüne sığamadığı gün işi bırakacak ve izine çıkacaktı. Aslında Hakan ilk günden Mine'nin işi bırakması ve 9 ayı evde dinlenerek geçirmesi taraftarıydı da Mine onu ancak bu kadarına ikna edebilmişti. Eğer kontrollerinde herhangi bir sorunla karşılaşmış olsalar Mine de derhal işi bırakırdı fakat her şey bu kadar yolundayken evde boş boş zaman geçirmenin düşüncesi bile kadını boğuyordu.

Hamileliğinde, hiçbir şey korktuğu gibi olmamıştı. Hakan enine boyuna düşünüp bebek fikrine olumlu yaklaşmaya başladıktan sonra Mine hemen jinekoloğuyla görüşüp muayene olmuş, hamilelik için bir engeli olmadığını öğrenmişti. Yine de 40 yaşında hamile kalma olasılığı erken yaşlara oranla epey düşük olduğundan hayal kırıklıklarına kendini hazırlamıştı. Neyse ki defalarca kez negatif testlerle karşılaşmamış, üçüncüde hamile olduğunu öğrenmişti. Bu haberi büyük bir sevinçle karşılamış da olsalar devamında endişeli bir sürece girmişlerdi. Mine her kontrole yüreği ağızında gidiyor, en ufak bir terslik çıkmasından ödü kopuyordu. Hakan'ın da ondan bir farkı yoktu ama o duygularını olduça iyi gizleyip Mine'ye moral verebiliyordu. İkisinin de korktuğu gibi bir şey çıkmamıştı şimdiye kadar. Aksine her şey yolunda ilerliyordu.

"Mine." Hakan acilden çıkıp Mine'ye yaklaşıyordu. Mine bir an başını kaldırıp baktığında adamın kaşlarını hafiften çatmış, evhamlı korumacılığını takındığını gördü. "N'apıyorsun?"

"Kalp ameliyatı." Diye cevapladı sarkastik bir tavırla. Hakan'ın hamileliğin başından beri fazla kaygılı olması Mine'yi bunaltıyordu ancak Hakan'ı bir türlü rahatlatmayı başaramamıştı. "Dosya dolduruyorum Hakan. Aklımı bile yormam gerekmiyor bunu yapmak için."

"Ayaklarını da yormana gerek yok. Oturarak da yapabilirsin bu işi."

"Beni tekerlikli sandalyede gezdirmeye başlamandan korkuyorum artık."

"Fena fikir değil." Hakan'a baygın bir bakış atınca Mine, adam güldü. "Tamam, o kadar da değil. Ama çalışmayı bıraktığında içim rahat edecek."

"İyiyim ben." Gözlerini Hakan'ın gözlerine dikip temin edercesine baktı. "Hem çalışmayı bıraktığımda can sıkıntısından hep sana saracağım. Bence bunu istemezsin."

"Şikayet edeceğimi söyleyemem." Flörtöz bir tavırla kolunu bankoya yasladı Hakan. "Sarsana bana."

Elindeki kağıtlarla adamın omzuna vururken gülüyordu Mine. O sırada Leyla yaklaştı yanlarına.

düşlerden uyanmakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin