5

2K 78 6
                                    

Rüya'dan

Buraya gelirken hiç böyle hayal etmemiştim. Dayılarım ile güzel vakit geçireceğimizi düşünürken ailemin dağılacağı aklımın ucundan dahi geçmezdi. Hele ki anneannem olacak kadın babamı tanımamasına rağmen hep kötülüyor ve annem için en ideal kişinin Miran denen adam olduğunu söylüyordu.

"Rüya?"

Daldığım düşüncelerden beni kurtaran yabancı şahsa döndüm. Onu tanımıyordum. Tam kim olduğunu soracak iken

"Whatsapp üzerinden konuşmuştuk. Tanışmak istiyorsan karşıma çık demiştin. "

Şaşkınlıkla baka kalmıştım. Ben hiç böyle olacağını düşünmemiştim. Bakışlarımı denize çevirdim.

"Eee"

"Seninle uğraşacak mod da değilim. Yalnız kalmaya ihtiyacım var."

Onun yanımdan kalkmasını beklerken hiç tahmin etmediğim bir şey olmuştu.

Mehir'den

Sabah Rüya evden çıktıktan sonra peşinden giden Mert'e izini kaybettirmişti. Telefonum çaldığında Rüya'dır diye hızla açtım.

"Rüya!"

Keşke kimin aradığına baksaydın Mehir.

"Mehir hayatım, Rüya'yı buldum Beşiktaş sahilindeymiş. Vaktin varsa konuşalım mı?"

"Rüya iyi mi? "

"İyi iyi. Adamlarım takip ediyor onu. Müsait isen seni sizin evin orada ki kafede bekliyorum."

Telefonu kapattığında merakla telefon konuşmasını bekleyen Enis abime döndüm.

"Arayan Ufuktu. Rüya sahildeymiş. "

Mina "Kafasını toplamak içindir."

Enis abim sinirle konuştu "Bir bizim oğlumuz iki Rüya. Kafalarını toplamak isterken bizim aklımızı başımızdan alıyorlar orası ne olacak? "

Haklıydı. O gittiğinden beri kaç defa aramıştım. Ufuklara gittiğini düşünüp onları da aramıştım. En son Ufuk bulacağını söylemişti. Bulmuştu da. Onunla konuşmam gerektiğimin farkındaydım. Ayağa kalktım.

"Nereye?"

"Ufukla konuşmam gerekiyor. Adam akıllı ne yapacağımızı konuşacağız."

"İyi gidelim o zaman."

Ayaklandığında "Abi ben 10 yaşında çocuk değilim. Velim olmadan da gidebilecek yaştayım. "

..

Abimi zar zor ikna etmiş ve evden çıkabilmiştim. Aile grubuna Rüya'yı bulduğumu ve endişelenmemelerini yazmıştım. On beş dakikalık bir yürüme mesafesinden sonra kafeye gelebilmiştim. İçeriye girdiğimde cam kenarında oturan Ufuk'un yanına ilerledim. Karşısında ki sandalyeyi çekip oturduğumda

"Hoş geldin. "

Gözlerimin içine içine bakıyordu. Aklıma gelen anı ile yüzümde istemsiz bir gülümseme belirmişti. Ufuk'unda gülümsemesi ile dün gece aklıma gelince yüzüm eski haline dönmüştü.

"Efendim bir şey alır mısınız?"

"Sade Türk kahvesi." Ufuk da aynısını söyledikten sonra garson gitmişti.

"Mehir, sana yalan söylememem gerekirdi. Çok haklısın. Ama bu işlerin içinden çıkamayacağımı en iyi de sen bilirsin. Ne olursa olsun yalan söylememem gerekirdi ama güzelim beni de anla. İşi bıraktığım an düşmanlarımız bizi savunmasız yakalayacak ve Allah korusun ama ölebilirdik. Biliyorum bu açıklama saçma ve yetersiz. Ama gerçekler bu. 25 yıl öncesine gidebilseydik. Asla bu işlerin içine girmezdim."

SONUN BAŞLANGICIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin