Enis Ilgaz
Allah'ım yeni bulmuş iken alma onu bizden. Rüyayı eve bıraktığımda annem ve eşim Mehir'e ulaşamadığını söylemişlerdi. Mobesa kameralarından izlemiştim. Bu biraz zor olsa da olmuştu. Gittiği kafe de patlama olmuştu ve şuan olay yerindeydik.
"Ahmet bir gelişme var mı?"
"Yok abi. Ekipler etrafı inceliyor da abi sizin kardeşiniz zaten ölmemiş miydi kaza da? Yoksa! Haldun amcanın gayrimeşru çocuğu mu var?"
"Mehir bize oyun oynamış Ahmet. O kazadan sağ salim çıkmış. Geçenlerde dönmüş işte bizde öyle öğrendik."
Gözleri kocaman açılmıştı. "Bak zilliye sen! Bizim anamız ağladı 6 ay Emre bize kök- Emre o biliyor mu yaşad- hem yaşadığını hem de patlamayı."
En zoru da oydu ya şuan yoldaydı. Uçaktan iner inmez buraya geliyordu.
"Haberi var. Yolda."
İtfaiye ve ambulanslar koşuştururken elimizden hiç bir şey gelmiyordu.
"Annemler biliyor mu abi?"
Eflah'ın sorusu ile başımı olumsuz anlamda salladım. Kadına ikinci defa bu kötü haberi veriyor olmak çok zordu. Bu sefer ilki gibi de değildi. Kesindi. Kameraları incelemiştik. Girdikleri gözüküyordu lakin çıktıkları yoktu. Ki zaten Ufuk denen şerefsizin adamlarından bazıları da yaralanmıştı. Dışarıda biraz uzakta bekledikleri için yaralanmışlardı.
Çağan" Ya bu seferde oyun oynuyorsa?"
"Bizi düşünmüyorsa bile kızı bizimle. Onsuz kaçmaz. Ki neden böyle bir oyun oynasın Çağan. Ortada bir neden yok."
"MEHİR!" Emre'nin sesi ile gözlerimi yumdum. Allah'ım ikizim ikinci kez bunu kaldıramaz onun acısını da bana ver yüce rabbim.
"Emre! Sakin ol önce."
Önüne geçtiğimde gözlerimin içine baktı.
"Enis lütfen Mehir içeride değilmiş de. O yokmuş de."
Sustum. Keşke böyle bir şey söyleyebilseydim. Yakın çevre de ki bütün kameralara bakılmıştı. Eğer buradan çıksaydı o yollardan birini mecburen kullanmak zorundaydı.
"Kim?!Kim yapmış?"
Eflah" Bilmiyoruz abi. Mehir'in eşi de babam gibi biri olduğu için düşmanı da çoktur."
Olayları ona anlatmıştım. O yüzden bir çok şeye hakimdi.
"O şerefsiz yüzünden kardeşimize de mi olan oldu?"
Miraç "Öyle oldu abi."
...
O şahıstan
"ANNE!BABA!"
Kızın acı çığlıkları ile kahkaha attım. Şuan Mehir Ilgaz ve Ufuk Güney'in cenazelerindeydim. Uzaktan bu şaheseri izliyordum. Piyonlardan ikisi ölmüştü. Hem de diğer piyonlar sayesinde. Mehmet'i de takdir etmek lazımdı. Sağlam iş yapmıştı.
"Efendim her şey hazır. Rüya Hanım'ın da odasına bıraktık kutuyu."
"Güzel. Adana'da ki evi ayarladınız mı?"
"Evet efendim. Dediğiniz gibi her şey hazır. Arda Duran'ın ailesi olmadığı için bir tek onlara kutu gitmedi."
"Tamam. Benim Adana da ki yazlığı hazırladınız mı?"
"Hazır. Selçuk Bey'in sakladığı dosyalarda Haldun Ilgaz'da olduğunu öğrendik. İstersiniz diye onları bizim çocuklar aldı."
Dosyalar demek sende Haldun Ilgaz. O dosyaların pek de benlik önemi yoktu. Fakat Ilgazların, Değirmencilerin, Yıldızların ve Yüksek Aileleri için önemliydi. Anlaşmaların, güçlerin birleşmesinin dosyasıydı o. Hele ki diğerleri bunları öğrenir ise 25 sene boyunca onların hiç büyüyememesinin nedenleri, bu ailelerin ise her geçen gün daha da güçlenmelerinin nedenini öğrenecekleri.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SONUN BAŞLANGICI
Fiksi RemajaMehir adlı kitabın devamıdır! Mehir ile başladığımız bu yola devam ediyoruz. Mehirimiz ailesinin karşına çıkacaktır. Fakat ailesi bu durum karşısında ne yapacak? 25 yılın pişmanlığı ile kol kanat mi gerecek yoksa kaos mu çıkacak... Mehir'in geçmişi...