"Rüya, sen Beren'e bakma annesinin ölümünden sonra acısını etrafa öfkesi ile atmaya çalışıyor. "
Üç gündür Lalin ve Ayça beni odadan çıkartmaya uğraşsalar da nafileydi.
"Benimde Beren gibi mi yapmam gerekiyordu Lalin? Ben anne ve babamın acısını yaşayamadan nelerle uğraştığımdan hiç birinizin haberi yok. "
Tavan ile bakışmaya devam ederken Ayça da konuşmuştu.
"Tabi ki de Beren'in yaptığını doğru bulmuyoruz Rüya. Sadece nedenini açıkladık. Babaannem seni soruyor üç gündür yemeklere inmiyorsun. Odaya gelmesin diye kırk takla atıyoruz. Hadi gel kahvaltıya inelim. Hem Esat ve Aren de geliyormuş. Hep beraber şehre ineriz kafamız dağılır."
"Canım istemiyor siz gidin." Kulaklığımı takıp arkamı döndüm onlara Beren'i ne kadar sevmesemde haklıydı. Ve ben bu üç günde anne ve babamın ölümü ile ilgili deli gibi araştırma yapıyordum. Asafla iletişim halindeydik. Babasından nefret etmesi işime gelmişti. Onu hapse tıktırırsa bütün miras onda olacaktı. Ve de anlattığına göre annesi babasından şiddet görüyormuş. En büyük nedeni de buydu iş birliği yapmasında ki. İsimsiz mektup gönderen kişiyi bulmaya çalışıyordu hala. Amacı babasının intikamını almak değildi. Amacı babasını usulsüz iş yaptığını kanıtlayacak ve o hapse girerken bu adamın ona ve parasına da çullanmaması için onunda en ağır cezayı almasını sağlamaktı. Gerekli delilleri bulduğumuzda Esat'a verecektik. Gerisine o bakacaktı. Ha birde temelli olarak İspanya'ya gidişlerim yasaklanmıştı. Ki kaçak yollarla bile gitmeye cesaret edemezdim. Orada ki mafyalar da kudurmuş gibilerdi. Babamın avukatından haberleri almıştık. İlk aşkım olan babamdan nefret etmekten korkuyordum. Bir anda havalanmam ile gözlerim kocaman açılmıştı. Kulaklıklar kulağımdan düştüğünde
"Napıyorsun be sen? Hemen indir beni. "
"Oldu indireyim de o yatakta, yatalak hastalar gibi yatmaya devam et. Tövbe yarabbim Allah'ım sadece benzetme yaptım."
Sırtını yumruklamaya başladığımda
"Küçük hanım ben bir askerim. Ve de sporcu olduğum için senin yumrukların sinek ısırığı gibi. Hissettirmiyor. Eline yazık diye söylüyorum."
Madem yumruğum etkisiz. Bende ısırırdım. Omuzuna dişlerimi geçirdiğimde bir inleme sesi ile acıdığını anladığımda daha da kuvvetli ısırdım. Sonunda omuzundan indirmişti. Omuzlarımdan sabit tuttu.
"Küçük bir kız çocuğu gibisin...Rüya konuşmak ister misin? Belki anlatmak istediğin içinde tutmaktan yorulduğun şeyler vardır?"
"Hayır yok." hiç düşünmeden cevap vermeseydim bir anlık boşlukla yüz ifademden her şeyi anlayabilirdi. Resmen acı çekiyordum. Ailemi kaybetmiştim. Üç gündür uyumuyor yemek yemiyordum. Sürekli düşünüyordum, belki de buraya gelmeseydik şuan benim doğum günümü kutluyorduk. Evet bugün doğum günümdü. Ailemsiz ilk doğum günüm. Her sene babamın saçlarımı okşamasıyla uyanırdım o sabaha ama artık saçımı okşamayı bırakın yanımda dahi olamayacak olması beni kahrediyordu. Ben artık yaşamak istemiyordum. Onlarsız tek bir günüm daha olsun istemiyordum. Odaya geri dönmek için bir adım atmıştım ki Aren
"Doğum günün kutlu olsun küçük kızım. Akşam için hazırlanmaya başla istersen. Ufak bir sürprizim var sana."
Aren aşağı inerken arkasından şaşkınca baka kalmıştım. Aren'in hisleri umarım diğerlerine olan hisleri gibidir. Abi gibi korumak istemesindendir. Yoksa diğer türlü bende hiçbir karşılığı olmayacaktı. Bu aileydi benim ailemi yok eden. Onların yaptıkları yüzündendi.
"Kızım salak mısın sen bu hal ne evde çoluk çocuk var. Şu halini görseler odalarından çıkmazlar."
Esat'ın sesi ile ona baygın bakışlar attım. Ne vardı yani bakımsız saçları birbirine girmiş hiç mi kadın görmemişlerdi.
"Esat sus yoksa çıktığın merdivenlerden çok kolay inmeni sağlarım."
Odaya girip yatağıma oturduğumda Esat da elinde ki tepsi ile gelip karşıma oturdu. Eline ekmek alıp çikolata sürdü
"Babaannem kiralık katil tutmuş. Halamın intikamını almak için o evde ki çocukların ailelerini öldürtmek için. Seni buraya getirmesinin nedeni de bu. Senin babaannen ve deden de bunu kabul etti Rüya. En güvenli yer şuan burası olduğu için buradasın. Aren, Enis amcam ve ben ne kadar yasal yollarla çözmek istesek de yapamadık. Belki kızacaksın bu yüzden ama bizim de mesleğimizin getirdiği şeyler bu. Aren ve ben mesleğimizi bıraktık. Halamın intikam operasyonunu bilip bir şey yapamamak. Bizim iş ahlakımıza ters. Bunları sana vicdan yapman için söylemiyorum asla. Sadece burada neden olduğunu açıklıyorum."
Yutkunamadım. İntikam almak istemiştim evet ama basit bir piyonu öldürmek değildi asla amacım.
"Onların birer piyon olduğunu biliyorsunuz dimi? Bu işin asıl-"
"Piyonlar yoldan çekilmezse asıl kişiyi göremeyiz. Büyük hamle yapmamız lazım ki karşı taraftan da bir atak gelmeli ve bizde o arada onu bulmalıyız."
"Saçmalıyorsunuz. Tamam onlar masum değil ama bunu sizlerin yapıldığı anlaşılırsa ne olacağını en iyi siz bilirsiniz. Durdursanıza babaannenizi."
Aşağıdan gelen bağırma sesleri ile ikimizde merakla merdivenlere yöneldik.
"Ben kızımı sizin yüzünüzden kaybettim! Şerefsiz babanız ne kızıma sahip çıktı ne de siz ona abilik yapabildiniz. Şimdi bu şekilde arkasından konuşmanıza izin vermem! Duyuyor musunuz beni! Sakın bir tek kelime bile duymayacağım kızımın hakkında. "
Aşağıya indiğimiz de İpek hanımın kendinden geçmiş bir şekilde ortalığa saldırışına şahit oldum. Önümüzde ki kalabalığı geçip kime bağırdığına baktığımda Miraç Ilgazla muhatap oluyordu.
"Annem sizi en çok da senin o tavırların yüzünden terk etti. Ona anne olmayı beceremediğin için. Benim annem salak mıydı da karşınıza çıktı öleceğini bile bile. Sırf vicdan azabıyla bir günü daha geçmesin diye geldi kapınıza. Sen naptın yok işte damat diye bunu mu getirdin yok bilmem kim sana aşıktı. Bunlarla vakit öldüreceğine hasretini gideremedin. Sen ikinci şansını değerlendiremedin. Vicdanını rahatlatmak için başkasına vicdan azabı çektirme. Yükün o şekilde hafiflemez. "
Emre dayım koluma girip "Gel güzelim biz biraz hava alalım." bahçeye çıkarttığında koltuklara yöneldik. İkimizde karşılıklı oturduğumuz da cebinden bir not çıkarttı.
"Bunu annenin eşyaları arasında bulmuştum. Öldüğünü düşündüğümüz kazadan sonra. Her son yeni bir başlangıçtır. Senin için bu süreç çok zor biliyoruz. Yanında olmak istiyoruz ama bize duvarlar ördüğün için elimizden bir şey gelmiyor Rüya. Kız kardeşimi ben yirmi sene önce mezara gömdüm. Şuan üzüntüsünü yaşayamıyorum. Onu bulamadan tekrar kaybettim. "
Ağlama Rüya ağlama. Onların yokluğuna alışamıyordum. Alışmak istemiyordum. Aklıma gelenle hızla ayağa fırladım
"HUGO! Allah kahretsin ben nasıl unuturum. D-dayı Hugo İspanya da kaldı. Allah belamı versin ben onu orada nasıl unuttum."
"Kızım sakin ol Hugo kim. Gel otur anlat."
Hugo benim küçük kardeşimdi. Annem hamile iken düşük yapmıştı. Ağır bir depresyona girmişti. Bir yıl kadar sonrada evlat edinmek için bir yurda başvuru yapmışlardı. Hugo bizimle yaşamaya başladığında daha 5 yaşındaydı. Bu yaz biz buraya gelirken o da istediği yaz okuluna gitmişti. Annem buna razı gelmese de Hugo benimle konuşmaya gelmiş ve sevdiği kızla bunu çok önceden planladıklarını söylemişti. Dedemin hastalığı olmasaydı bizde buraya gelmeyecektik. Ama mecbur kalmıştık.
"Kardeşim."
"NE!"
Bölümm Sonuu!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SONUN BAŞLANGICI
Teen FictionMehir adlı kitabın devamıdır! Mehir ile başladığımız bu yola devam ediyoruz. Mehirimiz ailesinin karşına çıkacaktır. Fakat ailesi bu durum karşısında ne yapacak? 25 yılın pişmanlığı ile kol kanat mi gerecek yoksa kaos mu çıkacak... Mehir'in geçmişi...