eight

1.1K 91 198
                                    

Ben olsem arkadaslarimdan hicbiri mezarima gelip aglamaz bunu fark ettim uzgunum

Ayrıca ficdeki roséden neden bu kadar fazla supheleniyosunuz merak ediyorum lutfen dğdğkfşektpsj

-

Lisa

Saat 07.00'a kurduğum alarmı duyar duymaz kalktım ve lavaboya girip elimi yüzümü yıkadım. Diş fırçam ağzımdayken gidip Jennie'nin omzuna dokunarak dürttüm.

Kımıldamamıştı bile.

Diş fırçalamayı bitirdikten sonra suya tuttum ve yerine koydum. Pijamamın üstünü çıkarıp attıktan sonra siyah boğazlı bir kazak ve dar bir pantolon çıkarttım. Onları giydikten sonra saçlarımdaki tokati çıkarttım. Tokanın izinin kaldığını görünce kendimi tutamayıp kısa bir küfür mırıldandım, "Sikeyim.."

Düzleştiriciyi alıp saçlarımı düzleştirmeye başladım. İşimi halledinde fişini çekil yerine koydum. O kadar ses çıkarmama rağmen Jennie rahatından ödün vermeden yattığı kış uykusuna devam ediyordu. "Jennie geç kalacaksın."

"Hmm.." diye mırıldandı ve yüzünü yastığa gömdü.

Yüzüklerimi parmaklarıma geçirirken yanına gittim ve açıktan kalan boynuna uzun bir öpücük kondurdum. Anında gözleri açıldı ve bana baktı. Genişçe gülümserken bu kez de yanağını öptüm. "Günaydın, uykucu."

"Günaydın.. Saat kaç?"

"Yedi buçuğa geliyor, hızlı ol giderken seni de bırakayım." Başını sallayıp ayağa kalktı ve lavaboya girdi.

Makyajımı halledip en son koyu kırmızı bir ruj sürdüm. Jennie lavabodan çıktığı an yüzüme bakakaldı. Bir süre dudakları hafif aralık öylece bana baktıktan sonra kendini toparlayıp üstünü değiştirmeye başladı.

Beyaz gömleğin üzerine siyah bir sweat, daha sonra bol bir pantolon giydi. Saçlarını salık bırakıp makyaj yapmadan yanına geldi. Sadece dudaklarına hafif renk katacak bir nemlendirici sürdü. Makyajsız 16 yaşında gibi görünüyordu.

"Hazırım çıkabiliriz." dedi eldivenlerini takarken.

Kapının dışına çıkmadan önce siyah kabanımı alıp botlarımı giydim. Jennie de çıktıktan sonra kapıyı kapatıp asansöre bindik. Kolumu omzuna atıp yanağını okşadım. "Çok sevimli görünüyorsun." Anında yanakları pembeleşti. "Teşekkürler, sen de.." Gözleri üzerimde gezindi.

"Ben de?" dedim sorarcasına.

"Seksisin işte." Deyiverdi. Kısaca gülüp önüme döndüm.

Binadan çıktıktan sonra otoparka yöneldim. Arabanın sürücü koltuğuna geçtiğimde o da yana oturdu. Sesizce giderken birden torpidoyu işaret ettim. "Torpidoyu aç bakalım."

Açtığı an tavşan şeklindeki şekerleri gördü. Çocuksu bir neşeyle gülümsedi, "Benim için mi?" Başımı salladığımda hemen bir tane alıp açtı.

Aynı küçük bir tavşan gibi kıtır kıtır şekeri kemirirken konuştum. "Dişlerini kıracaksın."

"Ben galiba bu şekeri fazla sevdim." dedi. "Orası belli canım." diyerek onayladım.

Kampüsün önüne vardığımızda durup dudaklarımı ona doğru uzattım. "Öpücük?"

Gülümseyip dudaklarıma minik bir öpücük bıraktı. "Akşam görüşürüz bebeğim. Dikkat et kendine."

"Görüşürüz~" Tatlı bir sesle konuşup aradan indi ve telefonuna baka baka içeri girdi. Girene kadar onu bekledim.

Daha sonra şirkete doğru sürmeye başladım. En küçük şeylerden mutlu olabiliyor ve bunu anlıyorum. Ben böyle değildim fakat yine de anlıyordum.

My Girl  | JenLisaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin