Sabah olduğun da Boun güzel kokular eşliğinde aşağı kattaki küçüğün sesini duyduğunda gülümseyerek doğruldu. Üzerini değiştirip aşağı indiğinde mutfak önlüğü eşliğinde yemek hazırlayan Prem onu karşıladı.
"İyi uyuyabildin mi P'Boun?"
Boun başını sallayıp onu onayladığında annesinin sesiyle masaya geçtiler. Prem üzerindeki önlüğü çıkartıp bir kenara bıraktığında annesinin getirdiği yemeği tabaklayıp Boun'un önüne bıraktı. Gülümseyen ifadesi ile teşekkür etti. Yemeklerini yedikten sonra okula gitmek için yola çıktılar.
Aradan birkaç hafta geçmişti. Başta okula beraber gelip gitmeye, yemeklerini beraber yemeğe başladılar. Sürekli beraber takılmaya başlayan ikili herkesin dikkatini çekmeye başlamıştı. Okul onların bir çift olduğunu iddia ediyor, bazıları tatlı bulurken bazıları hoş karşılamıyordu.
Okul çıkışı beraber ders çalışmak için oturdukları kafe de bakışlar okuldakiler gibi üzerlerindeydi. Boun bundan rahatsız değildi. Onları umursamıyordu. Fakat Prem gün geçtikçe rahatsız olmaya başlamıştı. Kendisi yalnızken aldığı bakışlar için değil, Boun'a yapılan yorumlar için...
Prem daha fazla bakışlara dayanamayıp ayaklandı. Boun eşyalarını toplayan kişiyi gördüğünde kolundan tutup ne olduğunu sordu.
"P'Boun eve gitsek olur mu? Kendimi pek iyi hissetmiyorum."
Boun etrafını süzdüğünde Prem'in neden rahatsız olduğunu anlamıştı. Kafeden çıkan kişinin arkasından ilerlediğinde ona yetişip durmasını sağladı. Kendisine bakmayan kişinin üzüldüğünün farkındaydı. Okulda da artık ona fazla yaklaşmamaya özen gösteriyordu.
"Prem iyi misin?"
Prem endişeli ifadesi ile kendisini izleyen kişiye olabildiğince gülümsemeye çalıştı iyi olduğunu göstermek istiyordu. Boun'un arabasına binip Prem'in evine doğru yola çıktılar. Yol boyunca sessiz kalan ikili evlerine geldiklerinde Boun sessizliği bozan kişi olmuştu.
"Prem kafede olan bakışlar yüzünden kaçtın değil mi?"
"Phi sadece iyi hissetmiyordum. O yüzden..."
"Endişelenme deme Prem. Seni tanıyorum artık. Kendin için değilse bile benim için gittin değil mi?"
"Phi sen okulda tanına birisin sonuçta. Eğer dedikodu çıkarsa hakkında..."
Prem ellerinde olan bakışlarını karşısında bütün ciddiyetinle duran kişiye çevirdi. Boun ellerini Prem'in ensesine yerini aldığında harelerindeki parıltılara ulaşmak istercesine derin bakışlarını gönderdi. Gözlerinin güzelliğinde kaybolduğunda kısaca başını salladı.
"Prem gerçekten umurumda değil. Ben seninle olmaktan mutluysam kimse bir şey diyemez. Daima yanında olacağım."
"Ama Phi..."
Boun ensesindeki olan eli kendisine çekip küçüğünün dudaklarına ufak bir öpücük bıraktı. Birini susturmanın en güzel yoluydu bu. Masum bir öpücükten sonra Prem hafiften geri çekildi. Kalbi çılgınca çarpıyordu. Boun'unki de ondan farklı değildi.
"Ben... ben gideyim Phi."
Prem arabadan inip evine girdiğinde kapıya yaslanıp kalbini tuttu. Az önce olanların gerçek olduğuna inanamıyordu. Boun ise yaptığı şeyin gerçekliği ile gülümsemeyi bırakamıyordu. Avuçlarını açıp bir süre bekledi.
"Demek melekleri tutmak böyle bir şeymiş."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Avuçlarındaki Melek~~
FanfictionPrem ellerinde olan bakışlarını karşısında bütün ciddiyetinle duran kişiye çevirdi. Boun ellerini Prem'in ensesine yerini aldığında harelerindeki parıltılara ulaşmak istercesine derin bakışlarını gönderdi. Gözlerinin güzelliğinde kaybolduğunda kısac...