tekerlekli sandalye

72 8 0
                                    

"Anne Prem uyandı. Gözlerini açtı."

Annesi şaşkınlıkla ayaklandığında yatağın başına geldi. Boun heyecanla Prem'e sesleniyor ve gözlerine özlemle bakıyordu. Doktora seslendiğinde doktor birkaç kontrolden geçirdi. Prem sonunda odasına geri getirildiğinde az da olsa konuşabiliyordu. Boun uzun zamandır duymadığı sesini daha çok duymak istercesine sohbet etmek istiyordu. Saat gece yarısına yaklaştığında Kendi annesi eve gitmiş Prem'in annesi yanında kalıyordu.

"Uyu artık Boun. İkinizde konuşmaktan yorulmuşsunuzdur. Yarın tekrar konuşursunuz."

Boun başını sallayıp Prem'in üzerini güzelce örttü. İyi geceler öpücüğü bıraktığında gülümseyen ifadesi ile kendisine bakan Prem ile gülümsedi.

"P'Boun seni seviyorum."

"Bende seni seviyorum Prem."

Sabah ilk ışıkları ile uyandığında başını dayadığı yastıktan kafasını kaldırdı. Prem'in olduğu tarafa geri döndüğünde yatağında olmayan Prem ile ayaklanıp etrafa bakındı. Koridor boyunca seslenişi ile etraftakilerin dikkatini çekmişti. En sonunda doktorunun odasına girdiğinde tekerlekli sandalyede kendisine bakan Prem ile derin bir nefes aldı.

"Merak ettim Prem. Beni uyandırsaydın ya."

Doktor gülümseyip tekerlekli sandalyeyi Boun'a doğru sürükledi. Prem başını döndürüp phi'sinin korkmuş ifadesini düzeltmesini bekledi. Boun neşeli gülümsemesi dudaklarında yer aldığında doktor ikisinin arasına girdi.

"Prem bir süre tekerlekli sandalye kullanabilir. İlaçları için birazdan yanınıza geleceğim. Odanıza dönebilirsiniz."

Boun doktora teşekkür edip odasından çıktığında Prem kolundaki seruma dikkat ederek Boun'a döndü.

"P'Boun dışarıda gezelim mi biraz. Hastane bunalttı beni."

"Doktorun ilaçların için gelecek ondan sonra çıkalım olur mu?"

Boun, Prem'in tekerlekli sandalyesine oturmasına yardım edip üzerine ince bir battaniye bıraktı. Üzerine giydirdiği hırkasının önünü ilmiklerken Prem'in dudaklarına ufak bir öpücük bıraktı. Prem'in her zamanki gibi kızaran yanaklarını okşayıp odadan dışarı çıktı.

"Sence de sonbahar çok güzel değil mi?"

Prem'in sorusuyla başını salladı. Gördükleri bankın kenarına Prem'i yerleştirip kendisi banka oturdu. Prem'in üşümüş ellerini alıp kendi elleri arasında ısıtmaya çalıştı. Prem başını Boun'un omzuna yasladı. Boun'un telefonunun sesi duyulduğunda ayaklanıp Prem den biraz uzaklaştı.

"Boun vitaminlerini aldın değil mi?"

Annesinin sorusu ile cebinde bulunan ufak torbanın içindeki birkaç hapa baktı. Poşetten çıkardıklarını yutunca Prem'e döndü. Gülümseyerek ona bakıp arkasına dönüp annesi ile konuşmasına devam etti.

"Şimdi aldım anne. Endişe etme. Prem ile biraz dolaşmaya çıktık olmadı sende gel birazdan."

"Tamam canım geleceğim. Üşümeden içeri girin oldu mu?"

Boun, Prem den tarafa dönünce ortada sadece tekerlekli sandalyesi vardı. Boun endişe Prem'e seslendi. Nasıl birden ortadan kaybolmuştu ki?

Avuçlarındaki Melek~~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin