piknik

79 6 1
                                    

Boun özenle ütülediği kıyafetlerine baktı. Akşam Prem'in attığı mesaj yüzünden heyecandan uyuyamamış sabah erkenden kalkıp hazırlanmaya başlamıştı. Prem ise yazdığı mesaj sonrası telefonunu bir kenara fırlatmış ve yatağında tepinmeye başlamıştı. Yarın onunla dışarı çıkmak için anlaşmışlardı. Prem sonunda ondan hoşlandığını açıklamak istiyordu.

Seneler önce aldığı hediyeyi sakladığı kutusundan çıkardı. Uzun gümüş kolyenin parıltısı göz kamaştırıyordu. Kutusuna geri bırakıp masasının üzerinden bir parça kâğıt aldı. Birkaç parça şey karaladığı kâğıdı paketin içerisine bıraktığında yarın için her şeyi hazırdı.

Boun arabasından inip Prem'in evlerinin ziline bastı. Kapı açıldığında annesinin gülümseyen yüzü karşısındaydı.

"Merhaba Anne."

"Selam Boun."

Boun'a birkaç adım yaklaşan kadın gülümseyerek elindeki sepeti ona uzattı. Bir piknik sepetiydi. Boun elindekileri alırken annenin konuşmasını dinliyordu.

"Prem aşırı heyecanlı. Benden duymuş olma ama hepsini kendi hazırladı."

Boun duydukları ile gülmeye başlarken kapıdan çıkan kişi ile dikkatini o tarafa çevirdi. Boun kapıdan çıkan kişiyi bir süre inceledi. Krem rengi pantolonun üzerine beyaz gömlek ve ince bir krem yelek giymişti.

"Anne P'Boun ile ne konuşuyorsunuz?"

Annesi omuzlarını sallayıp iyi eğlenceler diledi. İçeri girdiğinde Boun hala Prem'i süzüyordu. Prem gülümseyip elindeki sepeti aldı.

"Piknik yapmak için fazla şık olmuşsun P'Boun."

Boun üzerindeki kıyafetlere baktığı sabah ütülediği beyaz geniş gömleğinin altına siyah pantolon giymişti. Gülerek arabaya ilerlediklerinde Boun devam etti.

"Sende çok güzel olmuşsun Prem."

Prem teşekkür edip arabaya yerleşti. Piknik yapacakları yere gidene kadar kahkahalar eksik olmamıştı. Sonunda vardıklarında gölün güzel manzarasına karşılık yemeklerini yemeğe başladılar.

"Burası çok güzelmiş gerçekten."

Boun hayranlıkla manzaranın keyfini çıkarırken Prem kendi manzarasına odaklanmıştı. Boun'a o kadar güzel bakıyordu ki... Manzara bakışlarını görse kıskanırdı onu. 

Hava yavaştan kararmak üzereyken beraber geçtikleri caddede Prem'in gözüne ufak bir çiçekçi ilişti. Fakat Boun'un konuşması ile bakışlarını ona çevirdi. 

"Sen arabaya geç. Benim birkaç işim var. Geleceğim hemen."

Prem elindeki sepetle başını salladı. Arabaya yalnız gitmek az da olsa üzse de bir şey demeden arabaya ilerledi. Yaya geçidinden geçip arabaya elindeki sepeti bıraktı. Cebindeki kolyeyi çıkartıp derin bir nefes aldı. Artık ona sevdiğini söylemeliydi. Az önce geçtiği yaya geçidinin başına geldi.

Kırmızı ışık...

Prem yolun karşısında ellerinde güller ile bekleyen ve kendisini fark etmeyen kişiye gülümsedi. Karşısındaki kişi onu fark ettiğinde Prem el salladı. Boun el sallayan ve gözleri kapanana kadar gülümseyen kişiye aşk ile bakıyordu. Boun onu gerçekten seviyordu.

Avuçlarındaki Melek~~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin