Devrin Sultanı ||

10. Vakit Çabuk Geçiyor

》 İki Yıl Sonra《

Hoşyar Sultan Saraydaki nedimesinden gelen haber karşısında çok telaşlanmıştı. Soluğu Hatice Sultanın odasında almıştı. Hatice Sultan yeni Hatunlar hakkında düşünmüş ve onların hangi maksatla getirldiklerini bulmuştu kendince.

"Bence Gülnar o Hatunları seni Hünkarın aklından silmek için getirdi."

"Hünkarımızın aklından kimse beni silemez."

"Gözden ırak, gönüldende ırak olur."

"Ne yapacağım Sultanım ?"

"Bir yolun bulup Saraya geri dönmelisin."

"Hünkarımıza mektup yazacağım."

Hoşyar Sultan odasına gidip Sultan Mustafaya mektup yazmaya başlamıştı.

"Gönlümün Padişahı Sultan Mustafa. Suçum büyük. Lakin her kul hata yapmaz mı ? Beş sene oldu Hünkarım. Bazıları için kısa ancak benim için uzun yıllar gibi geliyor. Siz ve evlatlarım burnumda tütüyorsunuz. Tek dileğim bu aciz Cariyenizi bağışlamanız.
Hoşyar Sultan."

Bu sabah Sultan Mustafa Cihannara Sultan, evlatları ve Valide Gülnar Sultan kahvaltı yapıyordu. Şehzade Selimin Sancağa çıkma vakti gelmişti. Bir kaç hafta sonra nikahı kıyıldıktan sonra Sancağa gidecekti. Valide Gülnar Sultan nikah için masraftan kaçınmamıştı. Bir hafta çabucak geçmiş nikahın kıyılacağı gün gelip çatmıştı. Taşlıkta eğlenceler tertip edilirken Valide Gülnar Sultan ve Cihannara Sultan, Prensese Aklima bir çok nasihat veriyordu.

"Bizim Sarayımızda yeni isim vermek adettendir. Sen ne düşünüyorsun Cihannara ?"

"Bence ismi sizin vermeniz daha uygundur Validem."

"Ala. O vakit bundan sonra Aklima senin ismin Mahinur olacak."

"Teşekkür ederim Validem."

Şeyhülislam tarafından nikah kıyıldıktan sonra Şehzade Selim ve maiyeti İstanbul Sarayından ayrılmıştı. Nedimesi, Şehzade Selimin nikahı ve Sancağa çıkması haberin Hoşyara Sultana bildirmişti. Hoşyar Sultan bu haberler karşısında hiçte memnun kalmamıştı.

"O Hatunlar Cihannara'nın oğlu içinmiş."

"Gülnardan daha azın beklemiyordum."

"Mektuplarıma henüz cevap gelmedi. Ne yapacağım ?"

"Bu seferki mektupda hastalık bahanesin kullan. Daha sonra Hünkarın aklını çel."

"İyi bir Plan. İnşallah işe yarar."

Bir kaç gün içerisinde Hoşyar Sultanın yazdığı mektup Sultan Mustafaya ulaşmıştı. Sultan Mustafa istemeden yumuşamıştı, sonuçta Hoşyar üç Şehzadesinin annesiydi. Valide Gülnar Sultan ile akşam yemeğinde bu konuyu konuşma kararı almıştı. Güzel bir akşam yemeğinin ardından Sultan Mustafa konuyu açmıştı.

"Validem."

"Söyle Arslanım."

"Hoşyar geri dönmek için aff diliyor. Evlatları için endişeleniyor."

Valide Gülnar Sultan içerisinden "Demek yılana iyi ders verememişim" diye geçirdi.

"Neden endişeleniyormuş ?"

"Şehzadeler yalnız ve başsız kalması onu korkutuyormuş."

"Şehzadeler benim gözetimimde. Hem diğer Hasekilerde yardım ediyor. Torunlarıma annelik edecek bir sürü Hatun var Haremde."

"Hastaymış. Saray Hekimlerine muayyene olmakta istediğin bildiriyor."

"Sen ne yapmayı düşünüyorsun oğlum ?"