Aylin damarlarındaki kanın deli akışına kendisini kaptırmamak üzere elindeki bardağı yavaşça masaya bıraktı, Sarp pek ilgili görünmüyordu. Arkadaşının nerede olduğu konusunda fikri yoktu. Saat epey ilerlediği için pansiyona dönmek istediğine karar verip Sarp'a seslendi. Ona sadece haber vermekti niyeti, adam tatile gelmişken eğlenmek isteyebilirdi, belki beğendiği biri vardı şu an ve sadece Aylin yanında diye bir adım atamıyordu, kim bilir?
"Ben kaçayım, dinlensem iyi olur."
"Ben de geleyim."
"Yok yok sen eğlenmene bak, giderim ben. Bizimkileri görürsen söylersin değil mi?"
Sarp başını sallayarak onay verdiğinde, Aylin çantasını açıp telefonunu kontrol etti. Sarp'a iyi geceler dileyerek mekandan çıkıp arnavut kaldırımlı sokakta ilerlerken müziğin sesi azalmaya başladı. Yemek yedikleri meyhaneler sokağında sadece yorgunluk atan çalışanlar ve müdavimler kalmıştı. Sokağın sonuna gelmeden arkasından gelen adım seslerini işitti.
"Aylin!"
Dönüp baktığında Sarp'ı görüp şaşırdı.
"Hayırdır, sen de mi yoruldun?"
"Yorulmadım da sıkıldım sanırım. Bizimkiler arazi oldular. Dönmezler sanırım."
Sıkıntıyla ensesini kaşıdı. Aylin de onun gibi düşünüyordu, arkadaşına güveni yoktu.
"Haklısın döneceklerini sanmam."
Bir süre sessizce yürüdüler. Yokuşun bitiminde nihayet pansiyonun kapısına geldiklerinde durdular.
"Bizim pansiyon burası, sana bir kahve ikram edebilirim."
"Zahmet olmasın?"
"Yok ya ne zahmeti, iki dakikada hazır olur."
Onlar birlikte pansiyona girerken diğer pansiyonda işler epey ilerlemişti. Özlem ve Kerem birbirlerine karışırken yıllardır böylesine mutlu olmadıklarına emin olarak tutkularını sonuna dek yansıtmaya çalışıyorlardı. Aralarındaki çekime direnemediğini hisseden Özlem, ne olacaksa olsun pişman olmayacağını tekrar ederken, Aylin'i çoktan unutmuştu. Arkadaş gibi arkadaş! Kerem'in odasına girebildiklerinde, sırtı duvara yaslanan Kerem'di. Hayatında Özlem kadar tutkusunu gösteren bir kadınla olmamıştı. Biraz şaşırsa da ayak uydurmaktan çekinmedi.
***
Aylin ile kahve eşliğinde yaptıkları kısa sohbette Kerem ve Özlem'in dedikodusu dönmüştü daha çok. İkisi de olası bir soru ile muhatap olmamak adına aşk ve ilişkiler konusunu açmamıştı. Sarp, kendinden bahsetmeyi hiç istemediğinden sessiz kalırken; Aylin kalp kırıklığını anmak istememişti. Sarp'ın yakışıklı yüzüne bakarken, sohbetinin tatlı olduğunu düşünüp sempati duysa da içindeki öfkeli deli erkeklerin hepsine sövmeye devam ediyordu. İçilen kahvelerin ardından Sarp müsaade istediğinde ikisi de birbirlerine daha yakın hissediyorlardı. Vedalaşırken tokalaşsalar mı, öpüşseler mi diye şaşırırken en son el sallayarak ayrılmışlardı.
Sonraki gün Kerem ve Özlem el ele gezerken Sarp ve Aylin onların aşk böcekleri tavırlarından mutsuzlardı. Hep beraber plaja gittiklerinde Aylin için işin rengi birazcık değişmişti. Sarp'ın göbekli bir adam olmadığının farkındaydı ama böylesine spor yaptığını belli eden fit bir beden de beklemiyordu. Kendisi üşendiği için gitmediği pilates dersleri yüzünden hayıflanırken, gördüğünden memnun olmak istemese bile gözlerini alamayan diğer kişi ise Sarp'tı. Yeşil elbisesini çıkaran Aylin'e kayan gözleri bayram ediyordu. Bir insanın mabadı bu kadar güzel olmamalıydı. Ne düşünüyorum ben diye başını sallayıp önüne dönerken olacakları tahmin edebilir miydi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yanlış Zaman
RomanceDoğru insanı herkes bulamaz. Kimisi bulur ancak geç kalmıştır. Aylin, ömürlük aşkını bulduğunu, o şanslı kişilerden olduğunu zannederken yaşadı en büyük hayal kırıklığını. Özverili olmanın bir işe yaramadığını gördüğünde kararını vermesine rağmen yı...