13

25 3 1
                                    

Aylin için son günler güzel geçiyordu. Düğün de geçtikten sonra yeni işine başlamanın mutluluğu da vardı. Bu haber herkesi şaşırtmış olsa da herkes Aylin adına mutlu olmuştu. En çok Özlem mutluydu. En can arkadaşı artık yakınına taşınabilirdi. Hatta bunun için sarı siteden beraber ev bile bakıyorlardı. Bu arada bir akşam Sevda ile yemekte buluşmuş,eski günleri yad edip dertleşmişlerdi. Boşanma gibi sancılı bir dönemi yalnız atlatmak zorunda kaldığı için Sevda adına üzülmüş, iletişimleri koptuğu için hayıflanmıştı. Neyse ki arkadaşı artık toparlanmış o kara günleri atlatmış görünüyordu. Üstelik patronları sayılan Ateş Bey'den bahsederken bambaşka bir enerji yaydığı açıktı. Henüz kendisi bunu inkar etse de anlattıklarından anlaşılan bu ikilinin birbirinden etkilendiğiydi. Aynı ofiste çalışacaklarından olacakları görmek için sabırsızlanıyordu.

Sevda'nın evi ofise yakın bir semtte güzel bir sitedeydi. Ev değiştirme isteğini duyunca o da site yönetimine soracağını söyleyerek komşu olma hayalleri kurmuştu. Aylin'in sakin giden sıkıcı hayatı birden hareketlenmeye başlamıştı.

Bir de Sarp vardı. Ankara dönüşü yüz yüze görüşmeseler de Sarp her gün akşam bir bahane ile arıyor, onu yemeğe, kahveye olmadı yürüyüşe davet ediyordu. Aylin'i ikna etmeyi henüz başaramasa da telefonda uzayıp giden sohbetleri gelecek için umut vaadediyordu. Sarp bunca zamandır onu durduran hislerin sebebini şimdi anlıyordu. Aklı çözememiş olabilirdi ama kalbi bugünleri hep beklemişti. İçten içe süründürülmeyi hak ettiğini bildiğinden kız evinin nazını çekmeye gönüllüydü. Özlem'den aldığı bilgilerle ki artık Özlem en mühim müttefikiydi, Aylin'in duvarlarını yıkacak her türlü ipucunu değerlendirecekti. Vardı bir hayali...

Günler geçip düğün sabahı geldiğinde Moda'daki otelde iki aile kahvaltı sofrasında toplanmıştı. Özlem ve Sarp'ın yakın arkadaşları ve sağdıçları olarak Aylin ve Sarp yine oradaydılar. Yan yana masanın bir ucunda kahvaltılarını ederken dikkatlerden uzak kaldıkları için kendi aralarında konuşuyorlardı.

"Bu akşam ilk dansı bana ayırırsın değil mi?"

"Bilemiyorum Sarp, başkasına sözüm var."

"Kime sözün olabilir?"

"Hakan'a" derken gözlerini Sarp'ın gözlerine dikip sınırı çizercesine tek kaşını havalandırdı.

"Kapanmadı mı bu Hakan mevzusu?"

"Hakan niye mevzu oldu ki? Bana bak Sarp tepemi attırma git ötede oyna!"

"Bu fevri çıkışların çok seksi oluyor."

"Sabır ver yarabbim!"

Sarp'ın bu yılışık, arsız tavırlarına gülmeden edemiyordu. Her seferinde aynı hallerde buluyordu kendini. Bu yüzden o da şebekliğe devam ediyordu. Ama yağma yoktu, bu gece kendisini delirtmek farz olmuştu. O yüzden sinsi sinsi sırıttı karşının bunu tamamen başka bir mesaj olarak alacağını düşünmeden.

Sarp'ın aklındaki tek şey bu gece buradan el ele ayrılmaktı. Nereye varırdı, umduğu gibi olur muydu bilmiyordu ama denemek için yanıp tutuşuyordu. İçindeki hayvanı zor zaptediyordu, dürtülerine teslim olmayacaktı elbette lakin artık sabrı tükenmek üzereydi. Aylin'i görene dek böyle bir sorunu yoktu. Hisleri boş olamazdı. Sabredecek ve mükafatını alacaktı.

Kahvaltı biterken hanımlar gelin ile beraber hazırlanmak üzere odalarına çekildiler. Fotoğrafçı da gelmişti. Beylerin işi kolaydı zira traş sonrası giyinmek yeterli olacaktı. Hanımların ise saatlere ihtiyacı vardı. Aylin odaya doluşan bir grup kadının arasında dönen +18 muhabbete kahkahalarla eşlik ediyordu. Tecrübeli hanımlar Özlem'e tavsiyelerini sıralarlarken erkeklerin beyninin kumanda kolunu nasıl idare edeceğini anlatıp gülüşüyorlardı.

Yanlış ZamanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin