Bu bölümde de yeni çiftimizin hikayesini okuyacağız.
Mahkeme günü geldiğinde Sevda gergindi. Hem aç gözlü kuzen Utku ile karşı karşıya gelecek, hem Derya'yı görecekti. Celp gelmeden önce telefonda görüşmüş olsalar da geri kalan tüm organizasyonu avukatlar yapmıştı. Neredeyse üç yıldır görmediği eski kocasına dair içindeki sızı geçmiş miydi emin olamıyordu. Kırgındı, yıllarca kendisini el üstünde tutup sevgisini göstermekten çekinmeyen adamın değişimi canını yakmıştı. Aşkın bitişi bir Sevda'yı yıkmıştı, Derya hayatına aynı şekilde devam etmişti. Destek almış, kendisini iyileştirmiş olsa da onu gördüğünde hissedeceklerinden çekiniyordu.
Diğer yandan mahkemede avukatlığını üstlenecek Ateş Bey ile senelerdir olmadığı kadar bir aradalardı. Önce hazırlanan evrakları birlikte gözden geçirmişler, sonra vekalet çıkartmışlardı. Noterdeki işlemin ardından Ateş'in ısrarı ile yedikleri yemekte sıradan mevzulardan konuşurken aslında ne kadar hoş sohbet, nazik ve hatta etkileyici olduğunu fark ettiğinde düşüncelerinden utanmıştı. Sert imajının altında sevecen bir baba olduğunu biliyordu. Ata onun kırmızı çizgisiydi. Bir keresinde eski eşiyle tartışmalarına şahit olmuştu. Filiz Hanım güzel bir kadındı, soğuk duruşu ile erişilmez bir portre çiziyordu. Ateş Bey ile yan yana geldiklerinde kusursuz çift görüntüsü veriyorlarsa da Ata konusunda çokça zıtlaşıyorlardı. Sevda onların boşanma sebebini dedikodular vesilesiyle biliyordu. Detaylara hakim olmasa da mantık evliliğinin de aşk evliliği kadar çürük olduğunu görmüştü.
Yolculukları sabahın erken saatinde Ateş'in Sevda'yı evinden alması ile başladığında arabanın içini sıcacık poğaça kokusu sardı. Ateş yemeye düşkün bir adamdı ve daha Sevda emniyet kemerini takmadan sabırsızlanmaya başladı.
"Güne şahane bir başlangıç yapacakmışım gibi bir koku alıyorum."
"Kahvaltıyı yolda yaparız dediniz ama içim rahat etmedi. O yüzden poğaça ve çay hazırladım."
"Süper, o zaman yola koyulalım ve sen de zahmet olmazsa servis yapıver."
Sıcak poğaça ve çay eşliğinde başlayan yolculuk öğle olmadan tamamlandığında Sevda'nın köfte ısmarlama teklifine karşı çıkamadı Ateş. İkişer porsiyon köfte ve şişe şişe ayran içtikten sonra toparlanıp adliyeye gidene kadar Sevda rahattı. Ateş'in içten ve sıcak tavırları yanında güven veren konuşmaları içini ferahlatmıştı. Mahkemenin bir celsesi daha olacağına kesin gözüyle bakılıyordu. Bugün taraflar ve şahitler dinlenecekti. Bu yüzden de Ateş, Derya'nın avukatı Merve Hanım ile önceden konuşmuştu. Her şey olağan görünüyordu.
Duruşma salonuna önce taraflar alındığından Sevda,Derya'yı girişte görememişti. Salona girdiğinde herkes gibi eski kocasına bakarken kalbi eskisi gibi sızlamadı. Çok derinlerde bir yer vardı hissediyordu, kurduğu yarınlara dair hayallerin, geçmişe ait güzel günlerin hüzünle saklandığı yerde bir kırıktan taşan incecik bir sızı. Göz göze geldiklerinde gülümseyen adama belli belirsiz bir tebessümle baktı yalnızca. O da yanında avukatı ile gelmişti. Merve denen kadından hazetmeyişi onun Derya'nın boşanmada da avukatı olmasındandı. Duruşma bitip salondan çıkılırken Utku ileri geri konuşmak istese de hem kendi avukatı hem Ateş engel olmuştu. Adliyenin otoparkına geldiklerinde Ateş iyi olup olmadığını sordu. Sevda buruk hissediyordu. Boşandığı kocasının dedesine ait evde hakkı yok muydu gerçekten?
"Sevda"
Ateş karşıdan gelen adamın iyi göründüğünü inkar edemezdi. Çok uzun değildi ancak fit görünüyordu. Dalgalı saçları ve kırık kirpikleri ilk göze çarpan özellikleriydi. Ona seslenildiğini duyup döndüğünde Sevda'nın ne hissettiğini merak ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yanlış Zaman
RomanceDoğru insanı herkes bulamaz. Kimisi bulur ancak geç kalmıştır. Aylin, ömürlük aşkını bulduğunu, o şanslı kişilerden olduğunu zannederken yaşadı en büyük hayal kırıklığını. Özverili olmanın bir işe yaramadığını gördüğünde kararını vermesine rağmen yı...