7. Bölüm

7K 653 1.6K
                                    

Chris;

Çalışma masamın üzerinde oturmuş, kağıda bir şeyler çiziyorken kapım çalındı. "Gir." diyince içeri gelen Felix'e çevirdim kafamı. Heyecanlı görünüyordu. Önemli bir şey olmalıydı. Çünkü onu çok nadiren heyecanlı veya mutlu görürdüm. Öz abisi söylüyorum bunu.

"Hayırdır Lix. Yüzünde güller açmış?" dedim aynı şekilde gülümseyerek.

"Merak etme hyung, birazdan seninde yüzünde açacak o güller." dedi sinsice sırıtarak.

"Diyorsun? Ee dökül bakalım." dedim dönen sandalyeyi ona çevirerek.

"Şu bize haber yetiştirsin diye Minho'nun yanına soktuğumuz adam varya, adı Beosung. Hatta flaş belleği bize getirirken yakalanmamak için düşürmüş numarası yapmıştı, ama gerçekten kaptırmıştı gerizekalı."

"Lafı uzatmadan konuya mı geçsen artık." dedim somurtarak.

"İşte o adam şimdi bana haber yolladı. Minho flaş belleği bulan kişiyi kaçırmış. Üniversite öğrencisi bir çocukmuş kaçırdığı kişi." dedi heyecanla soluyarak. Göz devirip konuştum "Peki bize ne bundan Felix?"

O da aynı şekilde göz devirip karşılık verdi "Hyung, aklını kullanmayı mı denesen? Minho flaş belleği geri aldı ama çocuğu salmadı."

"Yani?" dedim.

"YANİSİ GÜZEL HYUNGUM, istese çocuğu öldürebilirdi, ama evinde yaşatıyor. bu çocuk özel biri olabilir. En azından Minho için öyle. Öğrenmeye değmez mi?." dedi. Düşününce mantıklı gelmişti. Elimi çeneme atıp biraz düşündüm. Minho'yu bitirebilecek her şey benim için çok önemliydi.

"Bu çocukla bir şekilde iletişime geçmeliyiz." dedim.

"Nasıl yapacağız?" diye sordu.

"Sen abine güven Lix." dedim yandan sırıtarak.

...

Jisung;

Kapının çalınmasıyla içeri Daehyun girdi. Gözlerimi yeni doğan güneşten ayırıp ona çevirdiğimde konuşmaya başladı "Efendim, Bay Lee sizi odasında bekliyor." Başımı sallayıp çıkmasını söyledim. Büyük ihtimalle dün gece konuşamadığımız ceza konusundan bahseticekti. Bu istemeden de olsa gerilmeme sebep oluyordu. Fakat nedense hala pişman değilim. Tekrar olsa tekrar yapardım.

Ayağa kalktım ve derin bir nefes verip odadan çıktım. Minho'nun odası hemen karşımda olduğu için kapının yanına gidip tıkladım. "Gel." sesini duyunca kapıyı araladım.

Anında bakış açıma giren, gömleğinin tüm düğmeleri açık olan Minho'yu görünce başıma diğer tarafa çevirdim.

"Gir içeri." dedi kesin bir sesle. Kafamı yere eğerek odaya girdim. Karın kaslarıyla bakışmayı istemiyordum.

Düğmelerini ilikledikten sonra konuştu "Neden burda olduğunu biliyor musun?"

Sessizce başımı yukarı aşağı sallayınca yeniden lafa girdi "Güzel... Dün gece düşündüm de, seni biraz fazla şımarttım herhalde. İlk seferinde yaşın küçük diye affettim, ama bu yaptığın affedilmez bir şey. Ayrıca sen gördüğün herkesin arabasına biner misin böyle?" dedi sonlara doğru sinirli bir sesle. Bense hiçbir şey demeden yere bakmaya devam ettim.

"Cevap ver!" diye yüksek sesle konuşunca dudaklarımı araladım "Üzgünüm."

"Bu mu yani? Senin yüzünden adamla çok önemli bir işi konuşurken yarım bırakmak zorunda kaldım. Ve sen sadece üzgün olduğunu mu söylüyorsun?" dedi sinirli bir şekilde gülerken.

Gangsta | MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin