21. Bölüm

5.9K 512 1.9K
                                    

Jisung;

Arabadan indikten sonra kapısını kapattım ve bir süredir görmediğim yalıya baktım. Aklıma doluşan eski anılarla beraber gülümsemeden edememiştim.

İlk olarak zorla getirildiğim bu yere bir gün kendi isteğimle geleceğimi hiç tahmin etmezdim. Hayat cidden sürprizlerle doluydu.

Minho yalıya bakmaya devam ettiğimi fark edince, "Noldu, anıların mı depreşti?" diyerek yanıma geldi ve kalçasını arabaya doğru yasladı.

"Beni ilk buraya getirdiğin anı hatırladım. Senden cidden çok korkuyordum."

"Ettiğin laflar öyle demiyordu ama." dedikten sonra gülerek benim söylediğim şeyi taklit etti, "Senin gibi eşkiyalardan korkacaksam yazık halime."

Ben de sinir olup onun taklidini yaptım, "Bono bok ofoklık. Bo aptol konoşmolorını yoşıno voriyorom. Eğor bor doho boylo konuşurson sıkorım kofono."

İkimizde güldükten sonra sessizlik ortaya çıkmıştı. Buna karşılık dayanamayıp aklıma takılan bir soruyu sordum, "Minho."

"Efendim." Bir süre duraksadıktan sonra konuştum, "O gün sen beni neredeyse öldürecekken Hyunjin gelip kulağına ne dedi de vazgeçtin?"

Şoka girmiş gibi birkaç saniye boyunca sessizce yüzüme baktı. Sanki dünyanın en garip şeyini söylemişim gibi duruyordu karşımda.

Şaşkınlığın etkisinden çıkınca yutkundu, "Bu nerden çıktı şimdi?" dedi endişeli bir şekilde.

"Sadece merak ettim. Niye bu kadar şaşırdın?" diye sordum. Sanki bir şeyler saklıyormuş gibi tavırları vardı.

"Yok yani ben şey... sadece neden durduk yere sorduğunu merak ettim. Üstelik o gün kumarhanede çok önemli bir iş olduğunu söylemişti kulağıma. O yüzden alelacele gitmek zorunda kaldım. Sonrasında ise vazgeçtim, çok genç olduğundan kıyamadım sana." diye açıkladı. Bu cevabı pek tatmin etmesede üstelemedim. Çünkü ona güveniyordum.

"Hadi eve girelim artık. Hava soğuyor." dedim. Ardından beraber kapının önüne geldik. Çalışanların mesai saati çoktan bittiği için kendi anahtarıyla içeri girmiştik.

Hemen üstümü değiştirmek için kaldığım üst kattaki odaya çıktım. Dolapta benim için kıyafetler duruyordu. Aralarından rahat bir pijama seçip hızlıca üstümü değiştirmeye başladım. O esnada aklıma sarhoş olduğum gece Minho'nun beni giydirmesi gelmişti. Tam olarak olmasada yarım yamalak hatırlıyordum o anları.

Cidden çok utanç vericiydi. Adama bildiğin 'Sevişecek miyiz?' diye sormuştum. Onun verdiği cevabı hatırlamasamda içinden benimle dalga geçtiğine eminim.

Ya cidden sevişseydik.

Kısa bir süreliğine hayal etmek bile kalbimi hızlandırmıştı.

Dalgın dalgın ayakta dikelirken aniden kapımın açılmasıyla irkilerek arkamı döndüm. Gelen Minho'ydu. Hemde üstünde hiçbir şey olmayan bir Minho.

Yüzüme bile bakmadan hemen odaya dalıp dolabımdan bir şeyler aramaya başladı. "Ne oldu?" diye sordum.

"Tişörtümü arıyorum. Sanırım yeni gelen yardımcı kadın kıyafetleri karıştırdı." derken bir yandan aramaya devam ediyordu.

En sonunda dayanamayıp sordum, "Ya senin şu üstün niye hep çıplak? Giyecek kıyafetin mi yok." Usulca dolapla ilgilenmeyi bırakıp bana döndü.

"Rahatsız mı oldunuz Jisung Bey?"

"Hayır ama..." diyip durdum. Cümlenin devamını getirecek bir kelime bulmamıştım.

Bana doğru yaklaştı ve kollarıyla belimi kavradı. "Ama ne?" diye sordu.

Gangsta | MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin