14. Bölüm

5.6K 561 395
                                    

Oy vermeyi unutmayınnn <3


Başımdaki dayanılmaz ağrıyla küfür ederek gözlerimi açtım. Yatağın üzerinde oturur pozisyona gelip gözlerimi ovaladım. Başımdaki bu boktan ağrıyı sorgularken aniden dün gece yaşananlar aklıma gelmişti.

(Flashback)

Büyülü dudaklarını bir süre daha öptükten sonra beni kucağından indirip dudaklarımızı ayırmıştı. Ardından kendisi de sandalyesinden kalkıp karşıma geçmişti.

"Jisung, lütfen yatağına git artık. Dağınık bir kafayla utanacağın bir şey yapmanı istemiyorum. Eğer benimle konuşmak istiyorsan bunu ayık bir şekilde yap. Şimdi gel benimle." diyip cevap vermeme fırsat bile tanımadan, elimden tutarak beni çekiştirmeye başladı. Beraber odama girdikten sonra beni yatağıma yatırdı.

"İyi geceler bebeğim." diyip alnımdan öptü.

"İyi geceler~"

O an sadece gülümsemekle yetindi ve odadan çıktı. Bense çok geçmeden kendimi uykunun kollarına bırakmıştım.

(Flashback bitti)

Hatırladığım şeylerden sonra kafamı hızlıca sağa sola sallayarak kendime gelmeye çalıştım. Onu öptüm. Düşününce bile kalp ritmim normalin üstüne çıkıyordu. Artık bunu kendime karşı kabullenmeliydim. O adamdan bariz bir şekilde hoşlanıyordum. Birkaç ay önceki halim bunu duysa bana gülerdi büyük ihtimalle. Beni kaçıran bir ADAMA aşık olmak. Bir 'adama' aşık olmak...

Daldığım derin düşüncelerden sıyrılıp yataktan çıktım ve tuvalete girdim.

Elimi yüzümü yıkayıp dişlerimi fırçaladıktan sonra üstümdeki pijamaları değiştirdim. Ardından alt kata indim.

İndiğim anda karşılaştığım yabancı insanları görünce irkildim. Kalp atışlarım, korkunun etkisiyle hala tam olarak yavaşlamamışken omzuma koyulan el daha da paniklememi sağladı. Arkamı dönüp Minho'yla göz göze geldiğimde biraz sakinleştim. Gülümseyerek konuştu "Sakin ol, salondaki kurşun izleri için tadilata geldiler. Çok sürmez."

Bense sadece başımı sallamakla yetindim. Dün gece ki yaşananlar hala aklımdan gitmiyordu...

"Gel üst kata çıkalım." diyip elimden tutarak merdivenlerden çıkmaya başladı. Ardından onun odasına girdik. Ben girdikten sonra kapayı arkamdan kapatmıştı. Bu sıradan hareketine bile gerilmiştim.

Ben odun gibi dikelirken o çoktan yatağının üzerine oturmuştu. Benimde oturmam için yatağa vurduktan sonra dediğini yaptım. Gerici atmosferi dağıtmak için konuştum "Daehyun ve diğer çalışanlar nerde?"

"Onlara birkaç günlük izin verdim. Senle baş başa olmak istiyorum." diye yanıtladı. O an elimden sadece sertçe yutkunmak gelmişti.

Aniden dizlerimin üstündeki ellerimi avucunun içine alarak konuştu "Jisung, seni seviyorum. Ve seninde bana karşı bir şeyler hissettiğini biliyorum. Ama artık sadece hissetmekle konuyu kapatamayız, bunu biliyorsun."

Birkaç saniye duraksadım. Her şey ortadaydı. Sadece bunu kelimelere dökmek zordu. En azından benim için.

"Şey..." diyip kaldım. Devamını getiremedim. Utançtan yanaklarımın kızardığını hissediyordum.

"Ne Jisung?"

"B-ben üzgünüm, gitmem lazım." diyip ayaklandığım anda beni bileğimden tutarak aşağı çekti.

"Gitmen lazım değil Han. Sadece açıklama istiyorum. Bu şekilde ikilemde kalmak istemiyorum." dedi sakince. Ama gözlerinin içinde ki öfke ve sabırsızlığı görebiliyordum..

Gangsta | MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin