13. Bölüm

6.1K 605 679
                                    

Oy verip yorum yapmayı unutmayın aşkımsularrr <3

Jisung;

Arabanın kapısını kapattıktan sonra Minho'nun kapısının önüne gelip omzuna girerek yürümesine destek oldum. Yoldayken kanı yavaşlatması için kravatını bacağına sıkıca bağlamıştım ve işe yaramıştı da. Bu kadar kan kaybına rağmen şu an bilincinin açık olması bile büyük bir mucizeydi.

Hyunjin'le beraber iki tarafından tutarak onu evin önüne kadar getirdik. Hyunjin kapıyı açmak için cebinden çıkardığı anahtarı kullandıktan sonra tekrardan koluna girip onu salondaki koltuğa yatırdı.

"Şimdi Kim Taehyung'u çağıracağım. O seni tedavi edecek." dedi Hyunjin, Minho'ya.

"Hayır!" diye araya girdim. İkisi de akıllarında ki soru işaretiyle bana bakarken konuştum "Bay Taehyung'un buraya gelmesi nerden bakılsa 20-30 dakikayı bulacaktır. Fakat bu kadar bekleyecek zamanımız yok."

Hyunjin şaşkınlıkla "Ne yani? Onu sen mi-" diyorken lafını böldüm "Başka çare yok. Narkoz var mı?"

"Hayır." diye yanıtladı Minho acı içinde kıvranırken.

"Öyleyse bilincin açık bir şekilde bunu yapmak zorunda kalacağım, üzgünüm. Hyunjin, sana söyleyeceğim şeyleri acilen getir." dedim.

...

Bıçakla, kurşunun olduğu bölgeye oldukça dikkatlı şekilde küçük bir kesik açtım. Minho'nun acıyla çıkardığı yüksek sesleri duyunca, benimde onunla beraber canım yanıyordu.

İçinden kurşunu görebiliyordum. Uzaktan edilen bir ateş olduğu için fazla derine girmemişti. Bu işimi oldukça kolaylaştıracaktı.

"Jisung, bıçağı sterilize ettin değil mi?" dedi Minho.

"Endişelenme, kısa bir süreliğine bir doktorun yanında staj yapmıştım. Az çok bilgim var." dedim. Şu an içinde olduğumuz durum düşününce kulağa çok garip geliyordu. Hemşire, doktoru ameliyat ediyordu.

"Ölüceksem de senin elinden olsun güzelim." dediğinde dudaklarında küçük bir tebessüm oluşmuştu. Bacağını keserken bile hala benimle uğraşıyordu. O cidden güçlüydü.

Derinde olmayan kurşunu, eldivenli elimle hızlıca çıkarıp Hyunjin'in getirdiği kasenin içine attım. Aniden strese kapılmıştım. Bir an önce dikiş atmazsam kan kaybından ölebilirdi. Endişeyle iğneyi ararken Minho konuştu "Sakin ol, iğne kasenin içinde."

Hemen kasenin içinde iğneyi alıp dikkatlice bacağına dikiş atmaya başladım. Az önce hayatım boyunca yapmaya cesaret edemeyeceğim şeyi tereddüt bile etmeden yapmıştım. Hemde beni kaçıran adama. Aklım almıyordu.

Dikiş işlemini bitirdim ve üstüne yara bandını yapıştırıp sargı beziyle güzelce sardım. Alnımdaki teri kolumla silip eldivenleri çıkardım. Kalbim hala deli gibi atıyordu. Belli etmemeye çalışsam bile inanılmaz korkmuştum.

O sırada Minho'ya baktığımda yarı baygın, yarı ayık görünüyordu. Kan kaybından olmalı diye düşündüm. Birazdan kendine gelirdi. Bende o ayılana kadar etrafı toplama kararı almıştım.

Götürmek için elimi kaseye attığımda Hyunjin konuştu "Jisung, sen Minho'nun başında dur. Ben hallederim." dedi ve toplamaya başladı. Bende ellerimi yıkayıp hemen geri döndüm.

Yaklaşık yarım saat olmuştu. Tekli koltukta onu beklerken uykum gelmişti. Gözlerimi açık tutmak benim için çok zorlaşmıştı. Her göz kapaklarım aşağı indiğinde zar zor geri açıyordum.

Bir anlığına tam uykuya dalmışken duyduğum sesle irkilerek gözlerimi açtım. Minho'nun koltuktan kalkmaya çalıştığını görür görmez ayaklanıp onu durdurdum. "Hey, kalkamazsın. Sadece dinlen."

Gangsta | MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin