Orman

32 15 7
                                    

"Seni alacağım!"

Bunun ne demek oldugunu bilmiyorum ancak beni korkutuyor. Koşmaya başlıyorum.

"Hey yavaşla biraz. Korkacak bir şey yok."

Hızımı azaltmadan koşmaya devam ediyorum. Nereye koştuğumu bilmesem de. Ormandan bir kahkaha yükseliyor.

"Tamam biraz yalan söyledim. Korkacak çok şey var. Ama cidden yavaşla"

Daha da hızlanıyorum.

"Yavaşla."

Bunun bir emir olduğunu şuan anlıyorum. Ancak hiçbir zaman emirler beni durduramadı.

"Dur!"

Sisli ormanda yankılanan bu ses iyice yükseliyor. Ama durmayacağım.

Derken ayağım bir şeye takılıyor ve yere düşüyorum. Ya bir ağaç köküdür ya da bir kaya.

Takıldığım şeye bakınca bunun toprak altından çıkan bir el olduğunu fark edip çığlık atıyorum. Karga kahkahaları yükseliyor.

"Beni dinlemedin. Beni dinlemedin ve cezası olacak. Ormana karşı gelemezsin."

Nefes nefese gözlerimi aralıyorum.

Evet bu bir rüyaydı.

Ama neden odamın tavanı yerine gökyüzüne bakıyorum?

Hızla doğruluğumda ucu bucağı görünmeyen bir otobanın kenarında yerde yattığımı fark ediyorum. Sendeleyerek kalkıp tereddütle otoban kenarındaki ormana giriyorum. Tereddütümün sebebi aptal kabusum. Nefesim daralana kadar koşup sonunda duraksıyorum.

Bir an neden otoban kenarında olduğumu sorguluyorum.

Hemen sonra neden otobandan devam etmek yerine mal gibi ormana daldığımı.

Ardından tanıdık bir ses kulaklarımda yankı yapıyor.

"Orman her zaman cezasını verecek bir yol bulur."

Olduğum yere çivilenmiş gibi kalıyorum. Korkunç bir ağrı hissettigim bacaklarıma kafamı çeviriyorum. Yer altından çıkan kökler bedenimi sarmalamaya başlıyor. Tüm bedenim yavaş yavaş köklere teslim olurken son nefeslerimi verdiğimi hissediyorum.

Tekrar gözlerimi açtığımda yaşadığımı fark ediyorum. Ama farklı olarak yaşıyorum.

Lanetli ormanda bir ağaç olarak.

DerlemelerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin