5.

38 15 4
                                    

Yaşlı adam bir günü daha geride bırakmıştı. Her geçen gün daha da yorulduğunun farkına vardığından , her biri birbirinin aynısı olan ve artık tadı kalmamış olan günlerin geçmesini,  umursamazca akıp giden zamanın akmaya devam etmesini istemiyordu. Artık monotonluktan bıkmış olmanın da verdiği yeni şeyler yapma arayışıyla, uzun zamandır tek bir kitabı bile okumadığı rafina gitti. Gözleri artık pek de iyi görmediği için kitap okumak ona işkence gibi geliyordu ancak monotonluk daha büyük bir işkence gibi gelmeye başlamış olacak ki bunu umursamadı ve kitaplıktan rastgele bir kitabı eline aldı. Kitabın üstünde kalın bir tabaka halinde toz vardı dolayısıyla uzun zamandır ele bile alınmadığı belli oluyordu. Yaşlı adam kırışmış elleriyle kitabın üstündeki tozları sildi. Kitabin adını okumasıyla gözlerinin dolması bir oldu. Kitapta birini, bir anıyı görmüştü adeta. Bu kitap 12 yıl önce kanserden vefat eden zavallı karısının en sevdiği kitaptı. Hatta o kitabı birlikte okur ve yer yer birlikte huzunlenir, yer yer ise beraber gülüşürlerdi. Yaşlı adam göz yaşlarını sildi ve sanki bir hazineymis gibi kitabı zarif ve dikkatlice tutarak odanın köşesinde duran, en son karısıyla birlikte oturduğu ve o zamandan beri üstündeki örtüyü kaldırmadığı kanepeye gitti. Örtüyü kaldırdı ve her zamanki köşesine geçip sanki karısı yanındaymış gibi kitabı okumaya başladı.

*****

Sunu söylemek istiyorum pek profesyonel yazar degilim. Yani hikayelerimde eksikler vardır illaki lütfen hoş karşılayın 🙂

DerlemelerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin