•SON DALGA•

6.3K 342 336
                                    

Apparat - Never Goodbye

Apparat - Never Goodbye

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Korkuyordum.

Korku neydi?

Attığım her adımda korkum artıyordu. Attığım her adımda umudum artıyordu.

Dalga, diye geçirdim içimden. Bir dalga tüm dünyanın düzenini yıkıp yeni bir gezegen kurmuştu. Beni de içinde sürükleyen bu dalga alışılmışın aksine kötü değildi. Beni bir cehennemden koparıp cennete savurmuştu. Elimden tutup kaldırdığında beni bu noktaya kadar çekeceğini bilsem ellerini hiç bırakmazdım. Çok koşmuştuk, çok yürümüştük. Kendi döşediğimiz yollarda başımıza çok şeyler gelmişti. Arkamızdan zindan çanları çalarken biz dağları aşıyorduk. Belki de ölüm senaryomuz yazılıyordu ama biz bütün düzeni masanın üzerinden devirmiştik.

Elimizde hiçbir şey yoktu ama biz bedenlerimden kopardığımız parçalarla çok şey koymuştuk masanın üzerine. Akan kanlar bir gölet oluşturduğunda birbirimize bakmıştık ve Vazgeçmek nedir? diye sormuştuk. İkimizin de cevabını bilmediği bu soru, sorulduğuyla kalmıştı.

Şimdi dünya ortadan ikiye ayrılmıştı. İkimizin ortasında koca bir çatlak oluşurken sadece susmuştuk. Bir bütüne ait iki parça birbirinden uzaklaşırken sadece gözlerimize bakmıştık. Dünyanın merkezinden lav değil, kan akıyordu ama biz olduğumuz yerde durmaya devam etmiştik. Ne bir adım iler ne bir adım geri atabildik. Sustuk, sessizliğimiz savaştı.

Bu satırlarda size hep söylenilen o şeyleri söyleyemeyeceğim. Her gün yanınızdan geçiyorum demeyeceğim. Geçmiyorum. Bana bakıyorsunuz ama görmüyorsunuz demeyeceğim, bakmıyorsunuz. Beni tanımıyorsunuz. Ben de beni tanımıyorum.

Ona baktım, son kez gözlerini bana çevirdi ve eliyle gitmem gereken yönü gösterdi. Ardından bir saniye bile durmadan yoluna devam etti. Deli gibi yağmur yağıyordu. Üzerimde, bana büyük gelen ceket o kadar ıslanmıştı ki bedenime sardığım kollarımı çözsem yere düşecek gibiydi. Yakalarından tutup biraz daha kaldırdım. Önümde uzanan koca ağaçlara baktım. Gecenin saf karanlığında hiçbiri de korkutucu gelmiyordu bana. Aksine, bir ev gibiydi. Onun yaptığı gibi hızlıca ormanın içine daldım.

Yağmur ormanın içinde daha az hissediliyordu ama ben sırılsıklamdım. Ormanın içine yağan yağmur bendim. Görüş açım iyice kısıtlandı. Arka taraftaki dev lambalardan gelen ışık azalmıştı. Adımlarımı yavaşlatıp elimi bir ağaca dayadım. Kafamı kaldırıp gökyüzüne baktığımda birkaç yağmur damlası suratıma çarpmıştı. Abulmaya çalıştım. Gökyüzünün çok küçük bir kısmını görüyordum. Ağaçlar çok yüksekti. Ortalığı az çok aydınlatsa da kendisi ortada yoktu.

SON DALGAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin