4. "Saklı Acı"

4.3K 195 210
                                    

-Fleurie - Breathe

•Aldığım nefes, geçirdiğim zaman, büyüdüğüm yaş

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Aldığım nefes, geçirdiğim zaman, büyüdüğüm yaş... Bu dört duvar arasında geçirdiğim yaşlar. Yıllarım burada geçmişti, zor olsa da burada büyümüştüm. Çabaladığım tek bir şey vardı; yaşamak. Harcandığım tek bir şey vardı; merak.

Bunun için buradaydım. Ortaya atılan bir fikir ile onlarca hayat sönerken biz sadece izliyorduk. Sönen bizim hayatlarımızdı ama izliyorduk. Elimizden hiçbir şey gelmemesi için sahip olduğumuz her şeyi bizden almışlardı. İliklerimize kadar hissettiğimiz kimsesizlik bizi en çok yaralayan şeydi. Kimse bizim için savaşmamıştı, kimse bizi bu çukurdan çekip almamıştı. Kurtarılmak istiyorduk ama kimse bizi kurtarmamıştı.

Burası ne bir yetimhane, ne bir askeriye, ne de bir okuldu. Burası gerçek bir laboratuvardı. Bu tabirden nefret ederdim, iğrenirdim. Hatta korkardım. Tüm bunlara rağmen bütün aynaların bize bunu gösterdiği gerçek buydu: Biz bu laboratuvarın gerçek deney fareleriydik.

Yan yana getirilmiş bu iki cümleyi ilk duyduğumda henüz on yaşında bile değildim. İlk Koruyucu'm söylemişti bunu bana. Buna nasıl üzüldüğümü, nasıl gücendiğimi daha dün gibi hatırlıyordum. Çocuktum, hiç düşünmeden kurduğu cümlenin içinde geçen bu tabir beni ağrıtıyordu. Günlerce aklımdan çıkmayan o tabir yıllar sonra nasıl olmuş da akıma gelmişti bilmiyordum.

Yatağımın ucunda oturuyordum, önümde birkaç kağıt vardı. Akın çalışma masamdaki kitabın sayfalarını biraz daha karıştırdı. Bir sayfada durup sandalyesini bana döndürdü, yüzünde anlamsız bir ciddiyet vardı. Sabah kahvaltı için odama geldiğinden beri buradaydı. Birkaç gün önce aramızda geçen o tartışma hiç olmamış gibiydi. Eline aldığı kitaptan dilinin döndüğünce kelimeler söylüyor, benden çevrimemi istiyordu. Bunu çok az yapardık ama işe yaradı. Bu şekilde daha çok şey öğrenirdim.

Burada, yatağımda oturup ona bakarken eski Koruyucu nasıl olur da aklıma gelmişti bilmiyordum. Evet, ikisi de Koruyucu'mdu ama zerre kadar benzemiyorlardı. Aralarında dağlar kadar fark vardı. Bunu bu zamana kadar dile getirmesem de bazen Akın'a haksız yere kaba davrandığımı biliyordum. Bu ilk Koruyucu'ma olan nefretimden kaynaklanıyordu. Ona bir şey söyleyemezdim ama garip bir şekilde Akın'a istediğimi söyleyebiliyordum. Bana karşı sert davranmaması da bu hareketimi körüklüyordu. Onu hiç tanıyamadığım, bambaşka birine dönüştüğü sert yüzü ona çok tersti. Bu çok nadir olasa da bu yüzünü bana da göstermişti.

"Je voudrais juste un cafe." dedi Akın, bir bacağını diğerinin üzerine attı. Yüzünde gülümseme vardı çünkü günlerdir konuşmuyorduk, bir anda odama gelip hiçbir şey olmamış gibi davranması bu duvarı yıkıp geçen şey olmuştu.

"Sadece bir kahve alacağım."

Başını salladı. "Les vieux livres."

SON DALGAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin