1. "İlk Ses"

5.4K 288 409
                                    

•Max Richter - Never Goodbye

•Acının bir tanımı olsaydı eğer buradaki insanların adını söylerdim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Acının bir tanımı olsaydı eğer buradaki insanların adını söylerdim. Her bir grubu, tek tek sayardım. Ateş vardı, ateşler vardı ama hepsi devasa duvarlarla ayrılıyordu. Göremeyebilirdiniz ama etrafımdaki odalardan alevler yükseliyordu. Duvarlar birbirlerini görmesini engellese de dumanları göğe yükseliyor, birleşiyordu. Sanki yükselen dumanların bir dili vardı. Anıları gösteriyordu, acıları gösteriyordu. Buradaki herkes gökyüzündeki alfabeyi tanıyabilirdi, okuyabilirdi.

Yanından geçtiğim duvarlar bana fısıldıyordu. Arkasındaki insanlar yaşamak için mücadele veriyordu. İki yanımda da odalar vardı. İçinde büyümüş çocuklar vardı. Kapılar somut bir anahtarla kilitli değildi ama hepsi de dışarı çıktıklarında neler olabileceğini az çok biliyordu. Kayıplar verirlerdi, belki de ölürlerdi.

Acının bir yeri olsaydı eğer bu duvarların ardını gösterirdim.

Bunları düşünürken adımlarım yavaşlamıştı. Bakışlarımı o kapılardan alamıyordum. Ben de bir çukurdaydım ama benden daha derinde olanlar vardı. Onları bilmek istiyordum.

Arkamda iki koca adam vardı. Buradaki çoğu insanın bedeni küçük kalmıştı ama ruhları büyümüştü. Onlar farklıydı. Bu iki adam ise bedenleri kocaman olmasına rağmen ruhları yok denecek kadar azdı. Koridorda üçümüzden başka kimse yoktu. Yavaşladığımı gördüklerinde bir tanesi elinde çevirdiği silahın ucuyla omuzumdan ittirdi.

"Sallan biraz."

Sekerek ileriye doğu bir adım attığımda dönüp ona baktım. Silah hala havadaydı, yanındaki arkadaşı silahı elinden aldı ve ona uyarı dolu bir bakış attı. Bir elimle omuzumu tutarken silahı alan kişiye kaşlarımı çatarak bakıyordum. Acıyacak şekilde ittirmemişti ama defasında bunu yapıyordu, bu ders almadığım tek şey olabilirdi. Bu yüzden omuzumun hemen arkasında hiç geçmeyen bir morluk vardı. Yaptığı baskı canımı acıtmıştı.

Silahı aldı ve kendi beline yerleştirdi. Ona gözlerimden alev çıkarak bakıyordum, bunu engellemek imkansızdı. Ondan nefret ediyordum. O benim Koruyucu'mdu. Adının aksine, o benim azrailimdi.

Diğerlerinden daha büyük olan, siyah kapının önüne gelmiştik. Bakışlarımı ondan çekmiştim ama o hâlâ bana bakıyordu. Kapıyı benim için açtığında suratına bakmadan odaya girdim. Odanın ortasındaki masaya doğru ilerlerken kapı kapandı.

Bunu sayamayacağım kadar çok yapmıştım. Yine de bu odanın ayrı bir havası olduğunu hissediyordum ve bu beni geriyordu. Sanki ilk defa gelmişim gibi öylece ayakta kalıvermiştim. Defalarca oturduğum sandalyeye baktım. Üzerinde notlar olan masaya baktım. Aklımdaki her şey birden uçuvermişti. Gözlerimi kapatıp sakinleşmeye çalıştım. Eğer bu iyi bir gösteri olmazsa şansım olmazdı.

SON DALGAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin