"Ya Chan ne hazırlandın ya!" diye bağırdı Felix kapıda beklerken, ayağını yere vurmuş kollarını göğsünde birleştirmiş bir şekilde duruyordu ki "Geldim lan," diye koşarak kapıya geldi Chan. "Ne patladın he!"
"Oha." Felix şokla ellerini indirdi. "Daddy!"
Gördüğü yakışıklı yüz ile anında Chan'ın üstüne atlamış, Chan bağırarak onu itmişti. "Saçımı bozarsan seni öldürürüm Felix!"
"Tıraş tıraş olalı senin kafanda yer edinmeyi bekliyormuş," dedi Felix arkadaşına. Dün Chan'ın aniden saçlarını kestirmesi ile dibi düşmüştü adeta, Chan botlarını giyip siyah montunun fermuarını çekmiş "Gidelim hadi," demişti.
Felix kırmızı beresini saçlarına geçirdi. "Seungmin'in dibi düşecek dibi."
İkisi beraber aşağı inmiş, karlara basa basa sokakta yürümeye başlamışlardı. Felix eline aldığı kar toplarını Chan'a atarken Chan ona küfrediyor, Seungminler ile buluşacakları yere doğru yürüyorlardı.
Çok geçmeden ileride Changbin ile beraber ayakta durmuş, montlarına gömülmüş muhabbet eden ikili yan yana yürüyen Felix ve Chan'ı gördüklerinde Felix direkt koşarak Changbin'in koluna girdi.
"Günaydın." dedi Chan da onun arkasından gelip. Gözleri Seungmin de iken Seungmin gülümsedi. "Günaydın."
"Günaydın lan, saçlar yakışmış."
Göz devirdi Changbin'e. "Sağ ol canım."
Dördü beraber yan yana yürümeye başladıklarında bir süre sonra muhabbet eden Chan ve Seungmin arkalarında kalmıştı. Felix sırıtarak Changbin'in dibine girdi.
"Ee ne zaman Hyunjin ile sevgili oluyorsunuz?"
Chan dahil oldu. "Hyunjin'in attığı hikayeyi görmedin mi?"
"Ne hikayesi, ya dün erkenden uyudum Changbin ne kaçırdım!"
Seungmin kıkırdadı. "Günaydın sunshine, kas adamın sandığından hızlı çıktı artık sevgilisi var."
Chan kendi telefonundan açtığı hikayeyi Felix'e gösterdiğinde Felix dudak dudağa olan Changbin ve Hyunjin'i gördüğü gibi şokla gözlerini büyüttü. Hava karanlıktı ve sokak ışığının altında oldukları sarı ışıktan belliydi, yan çekilmiş fotoğraf bulanık olsa da karın altında öpüşen ikilinin yüzleri anlaşılıyordu.
"Sen bana bunu söylemedin mi Changbin!"
Changbin acıyan kolunu ovuşturdu. "Kendimi senden kurtardım bir de sana haber mi edecektim?"
"Ya pis! İlk öpücüğün mükemmel biri ile olsun dedim, git sana Tanrı ile öpüş demedim! İnsan haber verir, of ya."
Onun serzenişleri eşliğinde okula gelen dörtlü direkt kantine geçtiklerinde Felix "Soğuk, soğuk," diye kaloriferin yanındaki masaya koşmuş ve hızla oturup ellerini kalorifere koymuştu.
Chan onlara baktı. "Kahve alıyorum? Tamam Felix yanında fıstık, mideni sikim senin."
Felix göz devirdi. "Fıstık ile kahve içmeyeceğim her halde, onu sizi izlerken yiyorum."
Seungmin "Montunu çıkar," dedi Chan'a. "Kar olmuş hep. Felix rahat durmadan top attığı için."
Felix sırıttı. "Zevk meselesi."
Seungmin ayağa kalkıp montunu çıkaran Chan'ın montunu alıp kalorifer kenarına koyduğunda Chan ilerleyip kafeterya kısmına geçmiş, Changbin de telefona gömülmüştü.
"Şşt," deyip onu ayağı ile dürttü Felix. "Sevgilinle mi konuşuyorsun? Sorsana neredelermiş?"
Changbin ona baktı. "Jeongin'e yazsana."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mother's daughter, jeonglix ✓
Fiksi Penggemar| texting güzelsin ya elbet, eminim sen banasın.