Ertesi sabah..
Ali Adilin durumuna bakmak için odasındayken Nazlı da içeri girdi. Koridordaki hemşirelerin "Dün akşam doktor Ali boynunda öpücük iziyle hastanedeydi" konuşmalarına şahit olmuştu. Aliye iyice gıcık olurken onun Ezoyla para için yakın durduğu düşüncesi de artmıştı.
Adil: Ne kadar zaman daha yaşamak zorundayım Ali bey?
Nazlı: Ne oldu?
Selvi: Ali bey Adil de kronik böbrek hastalığı olduğunu söyledi bütün ömrü boyunca diyalize girmek zorunda -dediğinde Nazlı gözleri büyürken babasına döndü
Nazlı: Neden böyle oldu senin her zaman sağlıklı olduğunu biliyorum babacım
Ali: Adil bey hastalığın 5. Evresinde ultrason gösteriyor ki onun değerleri oldukça düşük. Bütün bunlar onun yüksek tansiyonu yüzünden
Nazlı:(dışarıda duyduğu şeyler üzerine) Doğru kontrol ettiğinize emin misiniz? Benden sizin gibi eğlence düşkünü bir doktora güvenmemi mi istiyorsun?
Adil: Nazlı, neden doktorlar bu şekilde konuşuyorsun?
Nazlı: Onun görevlerine karşı ne denli özenli olduğunu göremiyorum bence hastaneyi değiştirmeliyiz birçok yetenekli doktor var
Adil: Doktoru bunun için nasıl suçlayabilirsin?
Nazlı: Çünkü senin iyileşmenle ilgilenmiyor
Adil: Eğer bunun için birini suçlayacaksan o zaman beni suçla sürekli çalıştım ve kendimle ilgilenecek zaman bulamadım böyle olmasını istemezdim ama durum bu -dediğinde Nazlı susarken Aliye göz ucuyla baktı
Selvi: Doktor bey onu iyileştirmenin hiç yolu yok mu?
Ali: Şu an yapabileceğimiz tek şey onun daha da kötüye gitmesine engel olmak. Böbrek nakli hastayı iyileştirip normal hayatına döndürebilecek tek yol -dediğinde
Nazlı: Babam için böbreğimi verebilir miyim? -diye sorduğundan Ali şaşkınca Nazlıya döndü. İkisi bakışırken
Adil: Böbrek için sakın bana donör olma hiç kimseden hiçbir şey almayacağım
Nazlı: Ama baba...
Adil: Bunu düşündüğün için bile sana minnettarım canım kızım kabul edemem (deyip Nazlının elini tuttu) Ailemiz için yaşa ve bizim konumumuzu yükselt -dediğinde Nazlı ağlamaya başlarken Ali baba kıza bakıp içten tebessüm edip geçmiş olsun diyerek çıktı
*
Beliz elinde küçük bir çiçekle hastaneye gelirken Adil'in oda numarasını öğrenip ilerlerken Ferman onu gördü
Ferman: Bu sefer hangi haber peşindesin!?
Beliz:(arkasını döndü) Ben... Adil beyi ziyarete geldim
Ferman: Yani? Başına vurup sonra kuyruğu okşamaya çalışma! (dediğinde Beliz anlamazken) yani diyorum ki önce batır sonra temizlemeye çalışma. Ben senin oyun arkadaşın değilim!
Beliz: Peki... Bunu Adil beye götürebilir misin? -dediğinde Ferman çiçeği alıp öfkeyle çöpe atarken
Ferman: Eğer benim hakkımda haber yapmayı bırakmazsan seni ve çalıştığın gazeteyi mahkemeye vereceğim!
*
Adil'in hastalığından sonra üç kız kardeşi hemen hastaneye koşmuş ona dua eden meyve tabağı hazırlayan ve yedirmeye çalışan kardeşlere hayretle bakıyordu Ferman ve Selvi. Adilin durumundan sonra şirkete CEO ataması yapacak olması kardeşleri telaş içine sokmuştu iyi davranmalar güzel sözler dualar ile Adilin etrafını sarmışlardı. Adil ise her şeyin farkındaydı.