Daha öncede bahsettiğim gibi korku duygusunu gerçekten sevmiyordum. Bir de beklenmedik olayları. Tabi bu bahsettiğim beklenmedik olaylara sürprizler dahil değil. Benim bahsettiğim olaylar daha çok olumsuz yönlüler. Bir sürpriz karşısında insanlar mutlu olur. Hatta eğer güzel bir şey olacaksa bunun kendilerinin haberleri olmadan sürpriz şeklinde olmasını isterler. Ancak kötü bir şey olmasını istemezler. Eğer olacaksa da olacak olan şeyi bilmek isterler ki buna göre bir yol çizmeyi düşünürler. Tam şu anda ise bunu istiyordum. Daha önceden bilmeyi. Şu anda beklenmedik olan böyle bir şeyi yaşamak bütün vücudumun dengesini sarsmıştı.
Silah patlamasının sesi ile gözlerim kapanmıştı. Acı çekme sesi... Bir dakika bir dakika bu Alkım'ın sesi değildi. Gözlerimi açıp Alkım'a baktığımda gayet iyi olduğunu görünce rahatlamıştım. Ancak Alkım'ın baktığı yere baktığım zaman rahatlamam kısa sürmüştü. Çünkü şu anda tam karşımda yere yığılan bir beden vardı...
Hemen o kişinin arkasına baktığımda ise Bilnur'u görmeyi beklemiyordum şahsen. "Dua edin bu sabah müdürün odasından bu silahı almıştım. Yoksa ikinizde çoktan ölmüştünüz" Nefes düzenim bozulmuştu neredeyse. Yerler hep kana bulanmıştı. Resmen gözlerimin önünde yere yığılmıştı. Alkım Bilnur'a teşekkürler ederken ben hala andan çıkmaya çalışıyordum. Fakat bu epey bir zordu. "Hadi içeriye girelim bari" Bunlar nasıl bu kadar sakin kalabiliyordular? Onlar içeriye doğru ilerlerken bende hemen peşlerinden gittim tabi ki.
Çoğu kişi bir yerlere yaslanıp çoktan uyumuştu bile. Bende kendi takımımın yanın gidip yanlarına oturdum ve başımı duvara yaslayıp kendimi uykuya bıraktım.
2.GÜN
"Güneş hadi kalk. Nasıl bir uyku bu. Uyansana hey" Gözlerimi yavaşça açtığımda Ahu tam dibimde şaşkın bir şekilde bana bakıyordu. "Gerçekten uykuna hayran kaldım. Hadi kahvaltıyı hazırlamışlar." Ayağa kalktığımda belim aşırı ağrıyordu. Etrafa baktığımda herkes mutfaktan tabağını alıp oturup yemeğini yiyordu. Ahu'ya döndüm "Yüzümü yıkayıp geleyim. Sen ye"
"Tamam ama dikkatli ol. Hemen gel" Başımı sallayarak onay verdim. Lavaboya gittiğimde hemen yüzümü yıkadım. Bir süre kendim ile bakışırken dalmıştım. Tuvalet kapılarından birinin açılmasını duymam ile oraya baktım. Gördüğüm şey karşısında şok oldum. Diğer sınıflardan bir kız kırık bir camı elinde tutuyordu ve bileği kanıyordu. Kendimi tutmaya çalışarak hemen yanına gidip elinden camı aldım. Sanki hayattan bağı kopmuş gibiydi. Bana bakarak konuşmaya başladı. "Bunu ben yapmadım. O yaptırdı. Ben yapmadım" Bunu tekrarlayıp duruyordu. "Kim yaptırdı? Kim yaptırdı dedim" Bir anda kaşları çatıldı ve yüzüme baktı. "Ne oluyor?" Ellerine baktığı anda gözleri kocaman oldu. "Bu nasıl oldu? Hiç bir şey hatırlamıyorum. Ne yaptım ben" Kendinde değil gibiydi. "Tamam tamam sakin ol gel elini yıkayalım" Duvarda asılı olan ilk yardım kutusunu elime aldım. Elini yıkayıp kesik kısmı dezenfekte ettikten sonra güzelce sardık. Kendime gelmek için enseme ve yüzüme su vurduktan sonra diğerlerinin yanına geçtik.
Kantine girdiğimiz zaman herkes bize bakıp şaşkınca yanımıza geldi. Ben hemen olaya dahil olduğum kadarı ile anlattığımda herkes benim gibi o kişinin kim olduğunu sordu. Ancak yine yanıt alamamıştık. Herkes kendi masasına geri dönünce bizde Ahu ile masamıza oturduk.
**********
Herkes çoktan yemeğini yemiş birer köşeye dağılmıştı. Bir anda Alkım ayağa kalkıp kantinin ortasına geçmişti. "Çok canım sıkıldı. Hadi oyun oynayalım." Bilnur hemen lafa girmişti. "Ne oyunu ya? Kutu kutu pense falan mı oynayacağız? " Alkım gözlerini devirdi. "Hayır tabi ki. Bence cesareti olanlar gelsin ve D-C oynayalım. Biraz eğlence güzel olabilir. Ne dersiniz?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
K.O. OKULU
Novela JuvenilHer şeyin normal olduğu bir okulda bir anda işler çığırından çıkar. Her şey bir cinayet ile başlamıştır. Öldürülen bir öğrenci... Okulda ki katil kim ? Katil mi ya da katiller mi demeliyim ? Akılların alamayacağı bu ortama girince sizde kaybolacaksı...