6.BÖLÜM

21 2 2
                                    

İnsanı bir çok şey korkutur. Mesela kötü geçen bir sınavın sonucu, bir böcek, sevilen bir eşyanın kaybolması, ödevin yetişmemesi ve daha bir çok sebep. Ancak bunlardan biri vardır ki çok tehlikelidir. Sonucu tahmin edememek. Ne olacağı düşüncesi. Bunların sonucundaki korku gerçek anlamda tehlikelidir. Çünkü bir çare yoktur buna. Kötü sonuçlu bir sınava tekrar girilebilir, korkulan böcek dışarı atılabilir, kaybolan eşya bir süre sonra bulunabilir ve daha büyük bir çaba ile ödev yetiştirilebilir. Ancak sonucu tahmin edememeye bir çare yoktur. İnsan ne olacağına bağlı olarak eylemlerde bulunur. Ancak ne olacağını bilmediği bir şeyin eyleminde bulunamaz...

Kutuyu elime alarak açtığımda içinden siyah bir kağıt çıkmıştı. Kağıdı alıp sesli bir şekilde okumaya başladım. "Sevgili Güneş Sahra Acar. Bu oyunu oynamak için 3 kişi seçmelisin. Seçtiğin kişilerin isimlerini sesli bir şekilde söylediğinde oyun kuralları açıklanacaktır."Herkes birbirine bakmaya başlamıştı. Bu oyunda nereden çıkmıştı diye düşünmeden edemiyordum açıkcası. Ne tür bir oyundu? Amacı neydi? Kimi seçmem doğru olurdu? Hiçbir şey bilmiyordum. Bilnur konuşmaya başlamıştı. " Pekala. Şimdi mantıklı adımlar atmalıyız. Bu oyunun nasıl bir oyun olduğunu bilmiyoruz. Öncelikle şunu sormalıyım. Gönüllü olan var mı?" Kimseden ses seda çıkmamıştı. Herkes beni yalnız bırakıyordu. Gayet de haklıydılar aslında. Nasıl bir oyun olduğunu bile bilmeden kim neden oynamak istesin ki. "Ben oynarım." sesini duyduğumda düşüncelerim dağılmıştı.

Herkes sesin sahibine döndüğünde Bora gülerek "Merak ettim oyunu" demişti. Ardından Bilnur ile Barın'da aynı anda "bende" deyince kişiler belirlenmişti. Bilnur bana döndü. "Oyuncular belli. Haydi söyle" Derin nefes verip kısa bir süre gözlerimi kapattım. "Barın, Bilnur ve Bora" 3 saniyelik bir sessizlik sonrasında okulun mikrofonlarından robotik bir ses duyulmuştu. "Oyuncular merhabalar. Oyunun kuralları basit. Kutudaki oyun tahtasını çıkartıp ortaya koyacaksınız. Ardından bu tahtanın her bir tarafına biriniz geçeceksiniz. Kutudaki kartlardan kırmızı olanları tahtanın kırmızı kısmına , mavi olanları ise tahtanın mavi olan kısmına koyun. Oyuna dahil olmayan bir zar atıcı belirleyin. Bu kişi zarı atacak. Zarda ya mavi ya da kırmızı çıkacak. Eğer mavi çıkarsa mavi kartlardan en üsttekini, kırmızı çıkarsa kırmızı kartlardan en üsttekini açacaksınız. Bu kartlarda görevler ya da sorular bulunacaktır. 4 kere zar atılması bir tur demek olmaktadır. Her turda da hepiniz bir karta sahiplik yapmak zorunda. Yani bir turun yalnızca birinde görev üstlenebilirsiniz. Oyun iki tur oynanmalıdır. Eğer oyunun kurallarına çıkılırsa veya kartlar bitene kadar oynanmaz ise bunun cezası bir can olacaktır. İyi eğlenceler. Ha ha ha"

Sondaki robotik gülme sesi tüylerimi diken diken etmişti açıkçası.

**********

Kantinin ortasındaki masaya tahtayı koymuştuk. Masanın, bulunduğum köşesinin sol tarafında Bilnur, sağ tarafında Barın ve karşı tarafında ise Bora vardı. Alkım zarı eline alıp salladı ve ortaya attı. Çıkan renk maviydi. Kartı alıp okumaya başladı.

"Daha önce birini öldürdün mü?" Alkım soruyu okuduktan sonra kimse konuşmamıştı. "Evet okudum soruyu duydunuz. Hanginiz alıyor kartı?" Üçünden de ses çıkmayınca kartı Alkım'ın elinden aldım. "Cevap veriyorum. Hayır öldürmedim" Alkım zarı alıp tekrar attı. Etraftan çıt çıkmıyordu. Hiç kimse konuşmuyordu. Adeta ölüm sessizliği var gibiydi. Bu sefer ise kırmızı çıkmıştı. Alkım kartı aldı. "Müdür odasına tek başına git. Orada seni bekleyen biri var"

Evet işte şimdi yanmıştık. Üçü de birbirine bakıyor ve birinin öne atlamasını bekliyordu. Tam Bora ağzını açacaktı ki Barın hızlı davrandı. "Ben giderim" Bora ona dönüp 'emin misin?' dedi. Barın ise ona cevaben başını sallayıp kantinden çıktı. Herkes sessiz bir şekilde Barın'ın gelmesini bekliyordu. 10 dakika geçmesine rağmen hala gelmemişti. Yine bir anons sesi duyulmuştu. "Selam gençler" Yine o robotik sesti bu. "Arkadaşınızı beklemeyin. Kendisi biraz gecikecek. Siz lütfen devam edin" Cidden şuan şaka falan yapılıyor olmalıydı.

K.O. OKULUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin