Bir insanı ayakta tutan şey bence enerjidir. Bir insan enerjik ve pozitifse durdurabilene aşk olsun derdim. Eğer hayatınızda iyi insanlar varsa bir şansınız var demektir. Kimisinin hayatında bırakın böyle kişilerin olmasını kötü insan bile yok. O kadar yalnız olan insan var ki etrafımızda. Belki de o yanınızdan geçen insanlardan bir kaçı. Ya da o oturduğunuz bankta sizden önce oturan o kişi. Böyle kişiler varken halimize şükretmeliyiz. Etrafımda iyi var mıdır bilmem ama kötü çok kişi gördüm. Zaten bugün buralarda olmamın suçlusu o kötü kişiler. Tek umudum etrafımda benim bilmediğim iyi kişilerin var olması tarafında. Yoksa bu hayat beni sömürmekle kalmaz kalbimde kocaman yaralar açmaya başlar...
"Sahra hadi kalk" Kendi ismimi duyup duruyordum. Bir anda bir sıcaklığın tenime değdiğini hissedince gözlerimi açmaya çalıştım ancak başarılı olamadım. "Buz gibi olmuşsun" Sesin sahibini çözmeye çalışıyordum fakat bulamıyordum. Ne kadar zorlarsam zorlayayım ne gözümü açabiliyordum ne de sesin sahibini çözebiliyordum. Bir anda bedenimin havada süzüldüğünü hissettim. Gözlerimi yarım bir şekilde açmayı başarmıştım ancak hiçbir şeyi idrak edemeden tekrar kapanmıştı gözlerim. Bedenim yumuşak bir yer ile temas ettiğinde gözlerimi biraz daha açabilmiştim. "Sahra? Sahra duyuyor musun beni?"
Bu sesin sahibi Bora idi. Gözlerimi en sonunda tamamen açtığımda onun telaşlı bakışlarıyla karşılaşmıştım. Olanları hatırlamaya çalışıyordum. Her tarafım ağrıyordu ve burası gerçekten çok soğuktu. Hava henüz yeni aydınlanmaya başlamış olmalıydı. Ancak yine de bu kadar soğuk olması normal değildi.
"Dışarıda uyuya kalmışız. Üşütmüş olmalısın büyük ihtimalle. Sana çay yapayım." Kendimi konuşmaya zorladım. "Hayır. Sadece uyumak istiyorum.."
"Tamam sen uyu o sırada bende çayını getiriyor olurum"
Son söylediklerini yarım yamalak duymuştum. Göz kapaklarım bana o kadar ağır geliyordu ki dayanamayıp kendimi yine bırakmıştım.
**********
6.GÜN
Gözlerimi açtığımda kendimi daha dinç hissediyordum. Elimi alnıma getirdiğimde kötü kokunun sahibini öğrenmiştim. Sirkeli bezi alarak yatağın yanındaki sehpaya koydum. Etrafıma baktığımda çatı katındaki odada olduğumu anlamak zor olmamıştı. En son hatırladığıma göre çatıda uzanmıştım. Ancak başka bir şey hatırlamıyordum henüz.
Odadan çıktığımda güneş tam tepeden vuruyordu. Kapıdan okul binasına girdim ve hızlı bir şekilde merdivenleri inip kantine girdim. "Güneş neredesin kızım sen yaa?" Ahu'nun telaşlı sesi biraz fazla çıktığından herkes bize dönmüştü. Ona yaklaşarak ve diğerlerinin duymasını istemediğimi belli etmeye çalışarak "iyiyim" dediğimde masamıza doğru yürüyorduk. "Neredeydin bakayım sen ?"
"Sınıfların birinde uyuyakalmışım işte" Bizim masaya geldiğimizde Alkım ile Bora'yı da görmüştüm. Ahu Alkım'ı çekiştirerek masadan kaldırmaya çalışırken bir yandan da söyleniyordu. "Hadi Alkım ya. Güneş'e bir şeyler hazırlamamda yardımcı olsan ne olur sanki"
"Ayy her tarafım ağrıyor Ahu valla çok yorgunum"
"İyi tamam gelme" Ahu onu bırakıp mutfağa doğru gidince Alkım'da hemen peşinden ona seslenerek gitmişti. "Nasıl hissediyorsun ?" Bora'nın sesi ile ona dönmüştüm. "İyiyim teşekkürler. O şey içinde... sirkeli bez falan teşekkür ederim"
"Ne demek rica ederim"
Bir süre sessizlik olmuştu. Bu sessizliği bozan şey ise Ahu'nun çığlığıydı. Hemen Bora ile koşarak mutfağa gittiğimizde içeride ki Ahu ile Alkım'a baktık. "Alkım bu nasıl şaka ya kafayı mı yedin" Alkım sadece Ahu'ya bakarak gülüyordu ancak Ahu korkudan bembeyaz olmuştu. Ahu'nun yanına gidip iki kolundan da onu tuttum. "İyi misin ? Ne oldu ? Sorun ne ? Kız cevap versene çatlatma insanı" Ahu derin derin nefesler vererek kendini sakinleştirmeye çalıştı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
K.O. OKULU
Teen FictionHer şeyin normal olduğu bir okulda bir anda işler çığırından çıkar. Her şey bir cinayet ile başlamıştır. Öldürülen bir öğrenci... Okulda ki katil kim ? Katil mi ya da katiller mi demeliyim ? Akılların alamayacağı bu ortama girince sizde kaybolacaksı...