Selamlar! Biz geldik ve keyifli okumalar dilerim. Oy vermek, yorum yapmak lütfen ihmal edilmesin. 🤍EMANET AŞK
21
"Doğrular ve Yanlışlar İç İçe"
Sena Şener - Çok Geç Kaldın
Sezer Sarıgöz - Bakma Bana ÖyleGeçmiş, geleceğin sırtındaki kamburdu.
Hiç kimse silip atamazdı geçmişi, herkes sırtında ağır bir kamburla yaşamaya mecburdu.
Bazen de geçmiş, geçmemiş yaralardı. Yıllarca izi kalırdı, nereye gidersen git ve ne yaşarsan yaşa, asla kaybolmazdı o yara. İzi hep seninle kalır ve hatırladığın yerden tekrar kanardı.
Dün geceyi uykusuz geçirdiğim saatlerde, geçmişimin yarası tekrar kanamış ve beni çocukluğuma götürmüştü. Babamı yeni kaybettiğim ve çok küçük yaşta kabullendiğim ölüm bilinciyle sarsıldığım o günlere... O zamanlar kapkara bir bulutun altında, üzerime yağan ölüm yağmurlarıyla ıslanıyor gibiydim. Sonra bir el uzanmıştı bana, tutmuştu küçük ellerimden ve çekip çıkarmıştı beni aydınlığa. Güzel günler görmüştüm, sevmiş ve sevilmiştim, hiç incinmeden büyümüş ve geçmişin soğuk yüzünü hafızamın derinlerine gömmüştüm.
Şimdi uzaklardan gülümseyen kapkara bir bulut, güneşi gören penceremden bana bakıyor ve ben buradayım diyordu sanki. Geçmiş, geçmedi. Seni hiçbir zaman terk etmedi. Tatlı bir uykuya daldın sadece. Şimdi gerçeklere uyanma vakti.
Haftanın ilk dersi bittiğinde kimseye bir şey söylemeden ve bir sonraki dersi beklemeden fakülte binasından ayrıldım. Irmak kahve almak için kantine gitmişti, ben de hemen ardından dışarı çıkmıştım. Amfiye geri dönüp her zaman oturduğumuz sırada beni bulamadığında arayacak ve nerede olduğumu soracaktı ama ben verecek bir cevap bulamayacaktım.
Kayboldum, demeliydim belki de. Öyle bir kayboldum ki yolumu bulamıyorum. Bütün doğrular yanlışlarla iç içe. Ne yapmam gerektiğini hiç bilmiyorum.
Boz bulanık bir hava vardı gökyüzünde. Rüzgar soğuk esiyordu fakat yağmur yağmayacağı için şanslıydım. Kaza yapmamın üstünden geçen ikinci günde araba kullanmaya devam ediyor olmam cesaretimden değil, kabuğuma sığamadığımdandı. Bir an evvel bu saçmalıklara bir son verip, aklımdaki soru işaretlerinden kurtulmam lazımdı.
Arabayı çalıştırmadan önce emniyet kemerimi taktım ve gideceğim yerin konumunu uygulamadan açtım. Telefonu sabitlemeye çalıştığım sırada Irmak aradı, kimseyi merakta bırakmak istemediğimden aramayı yanıtladım.
"Kızım nereye kayboldun ya?" Irmak'ın sesi arabayı doldururken park ettiğim yerden yavaşça çıktım. "Bir kantine gittim geldim yok olmuşsun. Damla'ya sordum, aldı çantasını çıktı dedi."
Aslında dersi ekip gitmek gibi bir düşüncem yoktu. Bilakis, okul çıkışı gidecektim fakat aklım öyle doluydu ve sabrım öyle tükenmişti ki daha fazla duramadım.
"Ufak bir işim var," dedim sadece. Nereye gittiğimi Irmak'a söyleyemezdim. "Acil çıkmam gerekti."
"Ne işin var?" diye sordu Irmak şüpheyle. Beni iyi tanıyordu. Hiçbir işimi derslerimin önüne koymayacağımı da iyi biliyordu. "Azra denen o kızla karşılaştığın günden beri bir tuhafsın Açelya. Neden neler olduğunu anlatmıyorsun ki bana? Ya nerede görülmüş senin dersi ekip gittiğin? Aklıma kötü kötü şeyler sokuyorsun."
"Sonra anlatacağım Irmak," dedim kampüsün çıkışına doğru ilerlerken. "Ters bir durum yok, merak etme sen beni. Ve sakın o gün yaptığın gibi arayıp da Baran'a bir şey söyleme. Bu defa gerçekten bozuşuruz bak."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EMANET AŞK (KİTAP)
Roman pour AdolescentsŞarkılar yalan söylüyormuş Baran, kimse kimseyi öldürmüyormuş sevdadan... Şayet öyle olsaydı, girmez miydim benim için kazdığın mezara? Düşmez miydim o dipsiz çukurlara, karanlık kör kuyulara... Şiirler de yalan söylüyormuş Baran, düşülmüyormuş öy...