XIX | Akıldaki Şüphe Kalpteki Sevgiyi Kanatır

29.3K 2.8K 968
                                    



Selamlar! Biz geldik. 🤍

Bölüme geçmeden önce oy vermeyi ve bölüm boyunca bolca yorum yapmayı unutmayalım. Keyifli okumalar diler ve bu bölümlerin, son sakin geçen bölümlerimiz olduğunu hatırlatmak isterim.

EMANET AŞK

19

"Akıldaki Şüphe Kalpteki Sevgiyi Kanatır"

#Tuğkan - Özledim

Baran bana her zaman aynı gözlerle, aynı şefkat dolu hislerle bakardı.

Beni severdi fakat bunu dile getirmezdi. Beni kaybetmek istemezdi fakat incitmekten de çekinmezdi. Bakışlarında hep bir öfke vardı fakat öfkesinin gücü sevgisinin önüne geçemezdi.

Çocukluğumuzdan beri bu hep böyleydi ve hiç değişmemişti.

Yıllar sonra Azra'yla döndüğünde bile aynı gözlerle, değişmeyen hislerle bakmıştı bana. Beni kendinden uzak tutmak için canımı yaktığında bazı şeylerin değiştiğini sanmıştım fakat başarısız olduğunda hiçbir şeyin değişmediğini anlamıştım. Gözlerindeki sevgi hiç silinmemişti mesela... Öfkesine rağmen hep oradaydı. Daima. Sadece ben görememiştim.

Şimdi görebiliyordum. Ama anlayamıyordum.

Hangi noktada, hangi duygu onu benden vazgeçirmek istemişti?

Öptüğüm ilk kadın sensin, demişti bana. O an öyle şaşırmıştım ki neyden bahsettiğini soramamış, benimle dalga geçtiğini düşünüp kızmış ve "Ama benim öptüğüm ilk erkek sen değilsin," demiştim bir anda. Böyle bir şeyi neden ve nasıl söylemiştim hiçbir fikrim yoktu. Anında pişmanlık duysam da söz ağızdan bir kere çıkmıştı ve geri dönüşü de yoktu.

Baran'ın o anki aptal yüz ifadesi gözlerimin önünden gitmiyordu.

Düşündükçe gülecek gibi oluyordum fakat kendi aptallığımı hatırladıkça yüzüm düşüyordu.

Öte yandan aklım almıyordu. Baran'ın Azra'yla gerçek bir ilişkisi olmadığını biliyordum fakat daha önce hiç kimseyle ilişki yaşamamış olması tuhaf geliyordu. Baran böyle bir konuda yalan söylemezdi ama yine de inanması zordu. Yıllar boyunca beklediği bensem, neden beni hayatından çıkarmak istemişti?

Yaşanan bunca şeye değmiş miydi?

Bu düşüncelerle okuduğum kitaba dikkatimi veremediğimi fark ettiğimde kitabı kapatıp ayağa kalktım. İki saat sonra Sahra'yla buluşacaktım, onu beklerken kampüsün büyük kütüphanesinde ders çalışmak istemiştim ama yine konsantrasyonum yerlerdeydi.

Çantama sığmayan kitapla çıkışa doğru yürürken, dışarıda yağan yağmur çekti dikkatimi. Şemsiyem yanımda değildi ama neyse ki yağmurda ıslanmayı sorun eden biri değildim, aksine severdim.

Kütüphaneden çıkıp otoparka geçene kadar saçlarım epey ıslanmıştı. Yağmur çiseliyormuş gibi görünse de epey yağıyordu ve ben hasta olmaktan korkuyordum. Finalleri atlatana dek hasta olmamalıydım, aksi halde çalışma düzenim aksardı.

Düşler Sokağı'na gidecek, Sahra gelene kadar ders çalışmaya devam edecek ve hazırladığım notları hasta olduğu için okula gelemeyen Irmak'a gönderecektim.

Arabayı Düşler Sokağı'nın önüne park edip dışarı çıktım. Yağmur hâlâ devam ettiği için adımlarımı hızlandırdım ve kafeden içeri telaşlı bir şekilde girip elimle ıslanan saçlarımı sıvazladım. İlk olarak oturacağım masayı seçmek için etrafa baktığım sırada hiç beklemediğim bir şey oldu.

EMANET AŞK (KİTAP) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin