11

78 12 29
                                    

     Wei'yi asıl üzen şey, aşkının hiçbir şey hatırlamıyor olmasıydı. Hatırlasaydı, mutlaka bebekleriyle onlara gelirdi. Ne yapar eder bulurdu aşkını ve kızını. Ama ne yazık ki hatırlamıyordu. Kızından bihaberdi. Üstelik Wei'ye belki kızgın, belki de çok kırılmıştı.

     Wangji ise, başka bir düşünce zincirinde, hesaplaşma içindeydi.

     *Acaba Wei ne yapıyor, şimdi iyi mi? Belki de çoktan evlenmiş çok sevdiği Amerika'da mutlu. Bilemiyorum. Çünkü dedektiften henüz bir bilgi gelmedi.*

     O küçük kızı düşündü bir an, Wei'ye baba diyen kızı. Belki o da doğmuştu. Kim bilir hangi kadından, eşi, sevgilisi kim varsa hayatında...

     Aradan üç ay geçmiş, Wangji Avrupa hazırlıklarını tamamlamıştı. Bebeği sağlıklıydı, yolculuk yapabilirdi. Önemli olan kayıtlardı. Onu da Feng teyze halletmişti. Hastanede bebeği ölen hamile bir kadının bebeği gibi gösterip Wangji'ye evlatlık işlemiyle verilmişti.

     Bu arada dedektiften haber geldi. Wangji direk kendi görüşmeliydi.

     "Raporu size gönderiyorum."

     "Özet geçin dedektif."

     "Adı Wei Wuxian. New York dışında bir evde yaşıyor. Evden çok çıkmıyor. Yaşı 31, maddi durumu epey güçlü."

     "Peki, teşekkürler."

      Telefonu kapattı Wangji. Önceden planladığı gibi onu görmeyecekti. Sadece kim, nerede, nasıl sorularıyla yetinmeliydi. Belki çok ileride oğluna babasından söz ederdi, belki oğlu babasını bulmak isterdi..

     Son günlerde Sying çok huzursuzdu. Sürekli ağlıyordu. Feng teyze de bulamıyordu sebebini, sağlığı gayet iyiydi.

     Belki Avrupa ikisine de iyi gelirdi.Orada bir ev kiralamışlardı. Bütün yasal işlemler Feng teyzenin adıyla yapılıyordu. Wangji ise farklı bir isim kullanıyordu çevresinde. Bunu da yine Feng teyzesi önermişti. Aslında çevreyle çok ilgisi yoktu onların. Wangji çeviriler de farklı bir isim kullandığı için, onu etkilememişti. Wangji *Lan Zhan* takma adını kullanıyordu ve yeni çevresi onu bu isimle tanıyordu. Bir kaç yıldır birlikte çalıştığı editörü bile, onun gerçek adını bilmiyordu. Bu durum Wei ve araştırmalarına ket vuran bir olumsuzluktu ne yazık ki.

      Günler inanılmaz hızla geçiyor, Sying giderek büyüyordu. Yaklaşık 7 aylık olmuştu ama yeniden ağlamaları başladığında Wangji ve Feng teyze ne yapacaklarını bilemiyorlardı.

     Çin'den Avrupa'ya gelirken birden susmuş, gülmeye başlamıştı. Buraya geleli dört ay olmuştu ki Sying'i susturmak mümkün değildi. Feng teyze düşünüyordu olabilir miydi? Bir teori geldi aklına.

     "Hazırlanın"dedi Wangji'ye.

     Üçü birlikte arabaya bindiklerinde Sying susmaya başlamıştı. Feng teyze arabayı hava alanına çevirdiğinde bebek hissetmiş gibi adeta gülüyordu. Bir anlam veremedi Wangji. Eve geri döndüklerinde yine ağlayan Sying vardı kucaklarında.

     Feng teyze  'Çözdüm.' dedi Wangji'ye.

     "Onu babasına götürmeni istiyor. Bu rüyalarını daha net açıklıyor Wangji. Artık hiç bir şeye şaşırmaz hale geldim. Bir gizem var bu işte, umarım çözebiliriz."

     Bu Wangji'nin de aklına yatmıştı.

     "Peki, o zaman New York'a taşınıyoruz."

        ~ Sying ve Juan Yu ~

     Wangji  yedinci ayını dolduran olan oğluna baktı, o ağlayan huzursuz bebek gitmiş yerine parlayan gözlerle gülen bir melek gelmişti. Wangji iyice emin olmuştu babasına ne kadar yakın olursa o kadar mutlu oluyordu. O gün kararını verdi Wangji. Eğer Wei'de isterse oğlunu gösterebilirdi.

     Bu düşüncelerini Feng teyzesine anlattı.

     "Teyze ben Wei ile görüşmek istiyorum, en azından onu görüp konuşursam, içim rahat edecek, kimbilir belki Wei bana inanır, oğlunu görmek isteyebilir."

     Feng teyzesi bu fikre sıcak bakmasa da onu haklı buluyordu. Sonuçta Sying'in bir babası vardı, bebek de babasına yakın olmak istiyordu. Denemekten zarar gelmezdi. Ama yine de bir ek tedbir almalıydı.

     "Wangji arabanın bir arızası var ben onu bugün bakıma götüreceğim, seni bir rent a car yakınında bırakayım sen oradan bir araba kirala."

     "Teyze, bugün olması şart değil, yarında gidebilirim."

     "Hayır Wangji, madem bir karar verdin bir an önce harekete geçmelisin, artık erteleme zamanı değil."

     Haklıydı teyzesi, bugün cesareti vardı ama yarın bundan vazgeçebilirdi.

     Wangji Wei'nin villa kapısına yaklaşıp bir süre bekledi. Açılan kapıdan Wei çıktı. Ardından da bir kadın kucağında bir çocukla. Hemen anladı Wangji. Bu Juan Yu olmalıydı. Yani Wei yeni bir hayat kurmuştu bile. Onlara yer yoktu bu hayatta. Hızla arabayı sürerek önlerinden geçip gitti.

     Wei bir an arabaya baktığında sanki ona benzetmişti.

     "Yok canım olamaz. O Pekin'de ya da Çin'de bir yerde. Bulunamamasının hiç bir açıklaması da yok."

     Wangji eve döndüğünde göz yaşlarına engel olamıyordu. Tahmin bile etse gözleriyle görmek başkaydı. Sinirle dedektifi aradı tekrar. Neden eksik bilgiler olduğunu sordu öfkeyle.

     "Bay Wuxian evli ve çocuğu var, neden raporunuz da bu bilgi yok?"

      Çok öfkeliydi ama bu öfkesi dedektife değildi aslında.

     Sakinleşerek tekrar sordu ve dedektif cevaplamaya başladı.

     "Efendim araştırdığım Wei Wuxian bekar ve evlerinde hizmetliler dışında üç kişi var; kızı, kızının bakıcısı ve Chang adında ki yakın arkadaşı. Ayrıca her hafta sonu epey kalabalık grup olarak toplanıyorlar. İki evli çift yakın arkadaşları ve her hafta sonu onları ziyaret ediyorlar. Araştırmalarıma göre bay Wuxian kızını evlatlık almış. Yakın arkadaşı Chang de erkek sevgilisiyle yakında evleneceklermiş ve onlara yakın bir yerde oturacakmış."

     "Peki bunları daha önce niye bildirmedin bize."

     "Efendim benden istediğiniz işi, işyeri, evi, adı soyadı ve yaşıydı. O nedenle araştırırken bulduğum bu bilgileri size göndermiştim, daha fazla bilgi istediğinizi bildirseydiniz, mutlaka bunları da o dosyaya eklerdim."

     "Anladım dedektif, haklısınız bu benim hatamdı, çalışmalarınız için teşekkür ediyorum. Siz takibe devam edin. Bundan sonra bulduğunuz her bilgiyi bana iletin."

     "Tabi efendim, yalnız söylemem gereken bir şey daha var. Madem her bilgiyi istiyorsunuz bunu da bildirmem gerekiyor. Bay Wuxian evlatlık kızının babasını arıyor. Tam bir bilgiye sahip değilim bu konuda, tuttuğu dedektif  çok ketum. Birisi kızı elinden alabilir diye belki o kızın babasını arıyor olabilir."

     "Kızının adını biliyor musunuz dedektif?"

     "Evet efendim, Juan Yu kızının adı."

    "Anladım, siz işinize devam edin. Bu konuda da bilgi alırsanız hemen bana bilgi verin lütfen. Şimdilik hoşçakalın."

     Wangji düşünmeye başladı, kimdi o kız ve adı nasıl rüyasında gördüğü gibiydi. Bunlara bir yanıt bulamayacağının farkındaydı. Yine çok çabuk karar verip, öfkeyle oradan ayrılmıştı. Bir daha cesareti olur muydu? Bilemiyordu, bildiği tek şey buradan gitmeleri gerektiğiydi. Hem de hemen, bugün gitmeliydiler. Nedense içinden bir ses Wangiji'ye gitmelisin diyordu. Neden ve nereye?

     Wangji, yine yanlış karar aldığını fark edemiyordu. O sesin uzaklara git dediğini düşünerek, taşınma kararı almıştı.

       Wizard ~ Büyücü ~ Wangxian ~ YİZHAN~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin