13

78 11 45
                                    

     Bu sırada, Wangji cesaretini iyice kaybetmişti. Üstelik hala Wei'ye kırgındı. Olsun sonuçta bir çocuk evlat edinerek yeni bir hayat kurmuş muydu, evet.

     Karşısına geçip ne diyecekti? Ben senden hamile kaldım bu da oğlumuz? Kendi bile inanamazdı buna. Bir erkek, üstelik hamile kalmış da çocuk doğurmuştu.. Wei, polis bile çağırabilirdi. İşler daha da karışabilirdi.

     Wangji, karşısında oturan teyzesine merakla bakıyordu.

     "Neden bugün araba kiralamamı istedin teyze? Yoksa benden bir şey mi gizliyorsun?"

     Feng Lu hafif telaşlanır gibi oldu ve hemen toparlandı.

     "Yok bir şey Wangji, senden ne gizleyebilirim? Sadece bugün arabayı servise götürmem gerekiyordu, sonuçta götürdüm, bakımını yaptırıp geri geldim. İstersen makbuzu da gösterebilirim. Sana söylemiştim zaten. O nedenle seni o araç kiralama servisine bıraktım hatırlasana. Bir şey mi oldu, neden şüphelendin durduk yere?"

     "Hayır teyze bir şey yok sadece kötü bir güne başladım, seni de üzdüm, içimde anlatamadığım bir his var, bilmediğim bir şeyler dönüyor gibi."

     "Wangji, senden gizlediğim hiç bir şey yok. Sadece endişelerim var, bazı tedbirler alıyorum kimi zaman o kadar."

      Wangji bir şey diyemedi, teyzesi de haklıydı, başıyla onayladı ama içinde bir ses farklı bir olay var diyordu. Şimdilik üstünde durmamaya karar verdi.

      Aslında Doktor Lu gerçekten bir şeyler gizliyordu. Wei Wuxian'da Wangji'yi arıyordu. New York'a geldiğinde, gittiği ilk dedektiflik bürosunda tesadüfen Wangji'nin resmini görmüştü. Onu yalnızca Wei arayabilir diye bir fikre saplanmıştı.

     Niye arıyordu ki onu? Merak etti Doktor Lu, ama soramazdı da o dedektife, her şey yolunda gibi bir kaç bilgi alıp kalkmıştı.

     "Ben gerekirse sizi ararım."

     Merak etse bile soramazdı. Wangji ve Sying'i korumalıydı. Ne diye arıyordu ki? Hem Wangji'ye davranışı hala onu da sinirlendiriyor, Wei'ye öfkesi büyüyordu.

     Belki pişman olmuştu, belki de sadece özür dileyecekti, her ne ise Wei onlardan uzak durmalıydı. Wangji her şeyi açıklamaya karar verdiğinde tedbir almak amaçlı bilerek araç kiralatmıştı. Bir şeyler ters giderse onların nerede olduğunu bulabilirlerdi. Sonuçta araç kiralama servisinde Wangji, Lan Zhan adını kullanacaktı bundan emindi, bu gibi durumlar için çıkarılmıştı o sahte kimlik. 

     Doktor Lu'nun aklına gelmeyen tek şey, Wangji'nin  ev adreslerini vermesi, bu bilgilerin Wei'nin eline geçmesiydi. Ama Wei bu bilgiyi zamanında kullanabilecek miydi? Asıl önemlisi buydu.

     Evet öğrenmişti dedektifden, Wei evli değildi, bir kızı evlat edinmişti falan ama işin gerçeğini kim bilebilirdi. Anladığı kadarıyla Wei çapkın biriydi. Öyle olmasa Wangji bu halde olmazdı. Wangji'nin kırılan kalbinin nasıl acı çektiğini bizzat görmüş yaşamıştı. Belki o kız da maceralarından birinden olabilirdi. Aradaki fark kadın bebeği istememiş Wei'ye bırakıp gitmiş de olabilirdi.

     Wangji' de böyle düşünüyor olmalıydı çünkü geri döndükten sonra, o konuyu hiç açmadı. Oğluna babasını anlatan, yakında babana kavuşacağız diyen Wangji susmuştu. Hatta eşyalarını toplamaya başlamıştı, konuyu açmasını bekliyordu Doktor Lu. Anlıyordu Wangji, tamamen cesaretini kaybetmiş gerçeği söylemeyi ertelemişti ve buradan taşınmak niyetindeydi.

     Kim bilir bir gün o cesareti tekrar bulabilir mıydı? Bu meçhuldü. Feng teyze içini çekerek Wangji'ye baktı. Gözleri derinlere dalmış bal renklerin hareleri kaybolmuş gibiydi. Sying olmasa hayattan tamamen kopmuş bile olabilirdi. İlk aşkından aldığı büyük ve acı bir darbenin etkisiydi bu.

     Wangji "Gidelim buralardan teyze." dedi birden. Feng Lu bekliyordu bunu ama şaşırmış gibi yaptı.

     "Peki, gidelim, ama nereye?"

     "Güney Kaliforniya'ya, hem de derhal gidelim. Önce bir otele yerleşebiliriz. Eşyalarımız gelene kadar otelde kalabiliriz. Ben bir ev  buldum zaten sadece sözleşme yapmamız kaldı geriye. Onu da orada hallederiz. Bu arada bir taşıma şirketiyle de anlaştım çok fazla eşyamız yok zaten. Neden hemen gitmemiz gerekiyor diye sorarsan, bilmiyorum içimden bir ses git diyor ben de o sesi dinliyorum. Doğru mu, yanlış mı hiç bilemiyorum. Sying babasından uzaklarda çok huzursuz, eskisi gibi ağlamasada onun olmadığını anlıyor gibi. Wei üniverisiteyi orada okuduğu için hem Sying huzurlu olur, hem de ben yeterince uzaklaşırım düşüncesiyle orayı seçtim. "
         

           ~ Wei Wuxian ~

     Wei, Lan Zhan'ı bulamamanın ağır yüküyle boğuşurken, içine kapanıyordu giderek. Bebeklerinin ilk doğum günü gelip çatmıştı bile. Oysa, dört ay önce ne kadar umutlu ve mutluydu. Wangji'nin adresi bulunmuştu. Büyük bir heyecanla giderken eve, hayal kırıklığı olmuştu sonuç. Lan Zhan'ın oturduğu ev boş ve satılıktı.Wei neden bir gün önce gelmediklerine kızıyordu. Niye ertesi günü beklemişler? Bu nasıl bir kaderdi, nasıl bir sınavdı? Yine kendine soruyordu Wei.

     Öğrendiklerine göre de Lan Zhan orayı sadece kiralamıştı. Yine ortadan kaybolmuştu. Wei'nin de ümitleri sönmemeye çalışan, bitmiş bir mumun son çırpınışları gibiydi. Gerçekten bu kadar mı nefret ediyordu ondan? Çok mu yara almıştı o güzel kalbi? Oğlunu da mı düşünmüyordu? Onun babasına kavuşmaya hakkı yok muydu?

     Wei içini çekerek elini kalbinin üstüne koydu. Wei oğlu olduğunu biliyordu ama bildiğini Lan Zhan bilmiyordu. Belki ona inanmayacağını düşünerek kaçıyordur düşüncesi aslında çok doğru gibiydi. Arkadaşları haklıydı Lan Zhan kızını bilmiyordu, hiç bir şey hatırlamıyordu.

     "Lan Zhan, Lan Zhan, bebeklerimizin ilk doğum günü bugün. Biz birbirimizden ne kadar uzağız. Ne kadar mutlu, ne kadar mutsuzsun kim bilir? Bana istediğin kadar kız, bağır istersen ama ne olur kaçma benden. Ben her şeye razıyım, öfkene, konuşmamana bile. Yeter ki bulayım seni, gerçeği öğrendiğinde belki affedersin beni ve mutlu olabiliriz biz de."

       Wizard ~ Büyücü ~ Wangxian ~ YİZHAN~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin