Gelecek Zamandan Kesit/ Kıskançlık (Yayınlandı)

1.5K 79 52
                                    

Selamlar 31k ve 32k olmamızın şerefine gelecek zamandan kesit geldi. Dünkü bölüme olan ilgi çok fazlayken beğeni ve yorum sayısının az olması beni bir tık üzdü. Onlar benim motivasyonum sizden gelen her bir dönüt benim için çok kıymetli. Keyifli okumalar 🙏
Twitter Hesabı: SentinusSu
Hikaye Tw Hesabı: sadgulhikaye

Sadi yüz üstü bir şekilde şezlongta uzanırken Songül sevgilisinin sırtına masaj yaparak güneş kremini sürdü. Songül'ün dokunuşlarıyla mest olan Sadi mayışmış bir şekilde iyice kendini bıraktı ve gözlerini kapatıp dokunuşların tadını çıkardı. Songül krem işini bitirdikten sonra beline pareosunu bağladı.
"Sevgilim ben içecek bir şeyler almaya gidiyorum bir şey istiyor musun ?"
Sadi başını kollarının altında koymuş bir şekilde mırıldanarak cevap verdi.
"Bana buz gibi bir su ile atıştırmalık bir şeyler alır mısın?"
"Tamam hayatım alıp geliyorum ben."
Songül sehpadan gözlüğünü alıp taktıktan sonra telefonu da eline alıp çantasından cüzdanını da aldı ve bara doğru ilerledi.
"Merhaba, bir su , iki hamburger iki tane de limonata alabilir miyim?"
" Tabi siz oturun ben hazırlayınca sesleneyim size."
"Tamamdır teşekkürler."
Songül bar taburesine otururken İnstagram'a girip akışta olan fotoğraflara beğeni bıraktı. Oradan hikayeler kısmına geçip sıkıntıdan kaydettiği filtreleri denerken yanında 2 tane kız konuşmaya başladı.
"Çok yakışıklı adam ya baksana."
"Dövmeleri hele efsane. Taş gibi."
Songül yanındaki kadınların konuşmalarına kulak misafir olurken dinlememeye çalışıyordu ama telefonda kendine bakarken bir yandan da kulağı oradaydı.
"Ay Sena bu adam benim bak. Sen kendine başka bir çıtır bul."
" O çıtırın kimi isteyeceği belli olmaz ama tatlım. "
Songül daha fazla dayanamayıp kadınların baktığı yöne baktı. Kim bilir hangi keko tipi beğendiler diye düşünürken iki kadının da Sadi'ye baktığını görünce kadınların arsız lafları tekrar kulağında çınlarken sinirden yüzü kıpkırmızı oldu. Kıskançlık hissi damarlarında geziyordu. Sadi uzandığı şezlongtan kalkmış şemsiyenin altında telefonda konuşuyordu. Bronzlaşmıs teni, dövmeleri ve uzun boyuyla manken gibi bir sevgilisi vardı hatta gibisi fazlaydı. Telefonu sinirle kapatıp tabureden bir hışımla inerken yanındaki iki kadına ölümcül bakışlar atmayı da ihmal etmedi. Hızla Sadi'nin yanına giderken Sadi telefonu kapatıp şezlonga oturdu. Songül Sadi'nin yanına gittiğinde çantasına koyduğu keten gömleği çıkarıp Sadi'ye uzattı.
"Sadi şunu giysene."
"Anlamadım güzelim?" Sadi Songül'ün suratına şaşkın bir şekilde bakarken neden böyle bir şey istediğini anlamaya çalışıyordu.
" Hava çok sıcak güneş yakmasın seni sevgilim.!"
Songül eğilip Sadi'nin kollarından gömleği geçirirken  gömleğinin iki yanından tutarak çekiştirdi.
"Songül Allah aşkına ne yapıyorsun güzelim? Nerden esti bu bir anda?" Sadi hala olanlara bir anlam veremezken Songül kendi kendine konuşup düğmelerini ilikliyordu.
"Bir yemek almaya gittik sevgilime göz koyuyorlar. Gördüler tabi yakışıklı adamı ama o adam benim yellozlar! O pis bakışlarınızı sevgilimin üzerinden çekin!"
Songül'ün dediklerine gülen Sadi sevgilisinin derdini anlamıştı. Songül onu kıskanmıştı. Bunu düşününce Sadi kahkaha attı.
"Güzelim sen beni mi kıskandın?"
" Kıskanmak demeyelim insanların bildiği yanlışları düzeltiyorum diyelim. Seni boşta sanmasınlar. Sen benimsin. " dedikten sonra Sadi'nin dudağına uzun tutkulu bir öpücük kondurdu.

SadGül | Bir Çevirme MeselesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin