16.Bölüm

2.1K 100 143
                                    

Herkese merhabalar, yeni bölüm ile geldim :) aramıza bir sürü yeni okuyucu geldi bildirimlerden görüyorum hepiniz hoş geldiniz :) Bu bölüm geçiş tadında tatlı samimi ve Acarerkler'i daha yakından tanımak adına güzel bir bölüm oldu diye düşünüyorum umarım siz de severek okursunuz. Hem buradan hem de sosyal medyadaki yorumlarınızı okuyorum beni çok mutlu ediyor işlerimin yoğunluğu nedeni ile dönemedim ama sanmayın ki ben sizin o güzel yorumlarınızı görmüyorum hepsi benim için çok kıymetli. Sizi bölümle baş başa bırakıyorum. Keyifli okumalar :)

Tw Hesabım : SentinusSu

Hikaye Tw Hesabı : sadgulhikaye

İnstagram Hesapları : 

payasli.sadii

songulacarerks

bircevirmeselesi

.

"Eee, orası babamın açtığı ilk lokanta." Derken Engin Bey'de Sadi'nin kim olduğunu hatırlamasıyla fark etmeden elini masaya vurup hatırlamanın verdiği heyecanla ayağa kalktı.

"Sen o dükkânda çalışan küçük mavi gözlü çocuksun değil mi?"

Sadi şaşkınlıktan sadece kafasını sallarken Selma Hanım, Serhat ve Songül'de birbirlerine bakıp şaşkınlıkla gülümsüyorlardı. Engin Bey Sadi'yi nereden tanıdığını hatırlayınca biraz olsun o gergin halleri gitmiş, Kenan Bey'i tanımanın verdiği o güven ile rahatlamıştı.

İş yerinin taşınmasından önce öğle aralarında, iş çıkışında haftada en az 2 kez mutlaka Bizim Köfteciye gider Kenan Bey'in o meşhur köftesinden yerdi. Artık lokantanın müdavini olunca da Kenan Bey ile tanışmaları şart olmuştu. Başlarda sadece merhabalaşırken gide gele sohbetleri koyulaşmış, aynı masaya oturup uzun uzun konuştukları zamanlar olmuştu. Hatta 1-2 kez de ailecek gittikleri de olmuştu ama Songül ve Serhat küçük olduğu için o zamanları hatırlamamaları normaldi. Engin Bey'in o zamanlar gözünün önünden geçip giderken hatırladığı her anla ve kaderin bu hoş tesadüfüne karşı gülümsedi. Sadi'de yan gözle Engin Bey'e baktığında az önceki haline göre daha rahat görününce kendi de derin bir nefes alıp gerim gerim gerilen vücudu biraz olsun gevşemişti. Önündeki içeceğinden bir yudum aldıktan sonra Engin Bey'e gülümseyerek konuştu.

"Çok güzel bir tesadüf oldu. Uzun bir süre babamın yanında çalıştım aslında sizinle nasıl denk gelemedik?"

"Emniyetin binası yenilenince binayı Çankaya tarafına taşıdılar öyle olunca da daha az gelmek durumunda kaldım."

"Sende de ne hafıza varmış Enginciğim helal olsun sana." Selma Hanım eşinin omzuna vurup tebrik eder gibi yaptı.

"Geldiğimden beri bakıyorum, çıkaracağım bir yerden ama nerden derken sonunda Sadi sayesinde hatırladım yoksa kelepçeyi takıp en sonunda suçlu diye karakola götürecektim." Dedikten sonra masada bir sessizlik oluşurken Engin Bey kahkaha atarak konuştu.

"Şaka yapıyorum canım sizde hiçbir şeyden anlamıyorsunuz."

"Aman Engin Bey, ağzımın tadı bozulmasın." Serhat yine kendini belli ederken Songül gözlerini açarak abisini uyardı.

Babasının Sadi'ye olan bakışlarını görürken ve tatlı tatlı yaptığı o huysuzluklar gerilmesine neden olurken şimdi ortamın yumuşaması ile kendi de yumuşamıştı.

"En son seni gördüğümde ortaokula falan gidiyordun galiba. Babana diyordum çocuğunu neden burada çalıştırıyorsun diye o da senin burada çalışmaktan mutlu olduğunu söylerdi. Gerçekten de seni izlediğim etrafta keyifle dolaşıp müşterilerle ilgilendiğini görüyordum. Şimdi de bir sürü yer açmış olman o zamandan beri gelen çalışkanlığını, azmini gösteriyor."

SadGül | Bir Çevirme MeselesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin