9.Bölüm

5.1K 112 196
                                    

BÖLÜM 9

Herkese merhabaaa  bugün 20k olduk her birinize öncelikle çok teşekkür ediyorum. Iyi ki varsınız. ❤ Bölümde tam 20k özel bir bölüm oldu bence ve 21 sayfalık bir bölüm ile geldim.💃 Haftaya ufak bir mola vereceğiz atölyem için ürünler yapmam gerekiyor o yüzden bölüm gelmeyecek ne yazık ki ama hem bu bölüm o zamana kadar sizi tatmin eder hem de ara sonraki bölüm ile mutlu olursunuz diye düşünüyorum. ❤ Bölümü okuyamadan paylaşacağım hatalarım için kusuruma bakmayın. Çok bomba bir bölümle geldim her birinizi satır aralarında görmek isterim. Yorum patlaması yaşadığımız bir bölüm olsun. Sizin yorumlarınız benim için motivasyon ❤
.
Twitter Hesabım : SentinusSu
Hikaye Tw Hesabı: sadgulhikaye

Haziran/2022

Songül arabasını emniyetin garajına park ettikten sonra hızlı hızlı yürümeye başladı. Sol kolundaki saate baktığında 08.30'a 5 dakika vardı. Müdüründen azar yememek için daha da hızlandı. Güzel bir perşembe sabahına uyanmıştı. Keyfi yerindeydi ve müdürüyle takışmak dahi istemiyordu. Onun o meymenetsiz suratında yine geç kalmayı başardın ifadesini görmemek için önündeki insanların arasından geçerek asansöre bindi. 2.kata basacağı sırada basılı olduğunu görünce elini geri çekti. Asansör 2.kata gelince önündeki insanlarla birlikte Songül'de indi saatine tekrar baktığında 2 dakikası vardı. Köşede durup soluklandı, kalbi çok hızlı atıyordu ve hızlı yürüyeceğim derken dalağı da şişmişti. Derin bir soluk alıp bıraktıktan sonra ofise doğru yürüdü. Masasına doğru ilerlerken herkese günaydın deyip merhabalaştı. Songül'ü iş yerinde herkes sever sayardı. Operasyondaki başarılarıyla, sorgudaki sert kişiliği ile şubede ismini duymayan kalmamıştı. Masasına doğru ilerlerken Melis'inde geldiğini gördü. Poğaçasını yiyip çayını yudumluyordu. Melis'te Songül'ün geldiğini görünce elindekileri bırakıp ayağa kalktı.

"Günaydın kuzucuğumm."

"Günaydın bebeğim."

Songül Melis'e sarılıp öptükten sonra masasına geçti. Çantasını kenara koyup içinden telefonu çıkarıp masaya koydu. Bilgisayarını açtı ve sandalyesinin yönünü Melis'e çevirdi.

"Nasılsın? Engin Amca nasıl?"

"Babam iyi olduğu için bende iyiyim artık. Yarın taburcu olacak abimin izni 1 hafta olduğu için o da evde anneme yardımcı olacak. Dün akşamda telefonda konuştuk. Rengi yerine gelmişti, iyi gözüküyordu."

"Ay iyi çok sevindim. Hep böyle güzel haberler alalım inşallah!"

"İnşallah kuzum inşallah. Ben yokken Ali çok laf etti mi peki?" Songül müdürünün ismini söylerken yüzünü buruşturdu. Melis sandalyesini Songül'e doğru yanaştırdı, etrafı kolaçan ettikten sonra kısık sesle konuşmaya başladı.

"Öyle bir hakkı mı var sanki? Keyfi gitmedin ki sen. Baban rahatsızlandı sonuçta. Laf etmedi ama gıcıklığını konuşturdu yine baksana birkaç gün daha izin verse ölecekti sanki."

"Ben buna şükrediyorum. Geçmiş olsun diye mesaj atmasına ne diyorsun peki?" Songül yüzünde bomboş bir ifade ile konuştu. Ali'nin Ankara'ya döndüğü zaman Songül'e attığı geçmiş olsun mesajı hem kendisini hem de Melis'i çok şaşırtmıştı.

"İnsanlık damarı tuttu diye düşünüyorum. Ölsek adam arkamızdan Fatiha okumaz öyle bir tip çünkü."

Songül kahkahayı basarken Melis kapıdan Ali'nin geldiğini görünce eliyle Songül'ün bacağına vurup Songül'ü uyardı ve masalarına doğru çekildiler. Ali tam yanlarından geçip giderken Songül'ün masasının önünde durdu. Ellerini masanın üzerine koyup konuştu.

"Günaydın, Songül baban nasıl oldu?" Songül şaşkın Melis ondan daha şaşkındı. Ali, genelde kimseyle pek konuşmaz konuştuğu zamanda ağzından pek hayırlı şeyler çıkan biri değildi. Songül ile de pek araları olmadığı için bu durum iki kadına da çok tuhaf gelmişti.

SadGül | Bir Çevirme MeselesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin