2

122 6 0
                                    

"Bir Yaz Gecesi Rüyası Gibiydik. Senle ben,

Y̶i̶ğ̶i̶t̶ ̶v̶e̶ ̶A̶v̶ş̶a̶n̶. Hayırr!

Yiğit ve Aylin."

" 'Hiç' Olmak istemeyen ama"

"Yiğit'i isteyen , 4N"

2

Adeta bacaklarımı, bedenimi sürükleyerek çıkmıştım Başkanın odasından. Ayakta kalamayacağımı anladığımda sırtımı duvara dayadım ve yavaşça yere doğru kaydım. "Bu kadarı da fazla değil mi kızım." diye sordu Avşan ama Aylin net bir ifadeyle "HAYIRR!" dedi daha da başka bir şey demesine gerek kalmadı.

Parmaklarımla iki kaşlarımı da sıkmaya başladım. Başım ağrıyordu. Kafamın içi tıpkı konteynırdı sanki. Pis ve iğrenç, karmaşık ve kendine ait olmayan düşünceler. Ellerimi kalbimin üstüne koydum, bakışlarımı tavana diktim ve içimden mırıldanmaya başladım.

"Rabbim. Yüce Mevlam. Eşi benzeri dahi olmayan her şeyin Yaratıcısı. Yalvarıyorum sana n'olur, n'olur al içimdeki kocaman ıssız boşluğu dolduran kulunu. Al Rabbim. Yalvarırım. O gitmezse ben kendime açtığım mezarda ölemeyeceğim. Mezarımı dolduran kulunu çıkar Rabbim o delikten. Yalvarırım. N'olur. Beril ile mutlu olsun." gözlerim dolmaya başladığı sırada sağ ellerimle sol yüzük parmağımdaki izimize dokunuyordum. Tırnaklarımı aniden izin üstüne geçirdim. Bastırdım. Batırdım. Acıyordu ama yüreğimin içinde çıkan ikinci nükleer patlama acımı da alıyordu.

"Başkası ile bir yap kaderini Rabbim. Biz olamayacağız belki bu dünya da ama diğer dünyada da olamayacağımızı biliyorum. Ben cehennemde yanarken," gözlerimi sımsıkı kapattım ve tırnağımı daha çok batırdım. "İçimi dağlayan kulunu n'olur cennetine al. O cehenneme giremeyecek kadar güzel seviyor sevdiğini Rabbim. Amin."

Ellerime baktım sağ baş parmağımın ucu kan olmuştu dahası kan tırnağımın içine girmişti. Ellerimi bacağıma sildim ardından da gözlerimin altını da bastırarak sildikten sonra ayaklandım. Daha savaşacak çok yolum vardı. Zırlayabilirdim ama burada Kale'de asla. Yürümeye başladığımda koridorun sonunda kalp atışlarımı trambolin de zıplatan o simsiyah takımının içinde bana doğru yürüyen ve elalarını vurulduğum adam. Sevdiğim adamdı. Yiğit. Yiğit'im.

Burnumu çektim ve olduğum yerden bir iki adım atıp durdum. Yiğit büyük adımlarla yanıma geliyordu. Gözlerine set vurmaya çalışan gözlerimin kendisini kapatmasına izin vermiyordu. Tam karşımda durdu. Kaşlarını çatmıştı, uzun zaman tıraş olmadığından artık saçları üç numaradan fazlaydı ve sakalları da. O sakallar nasıl gıdıklardı beni. Bi' o yana bi' bu yana kıvrılmama neden oldurdu. Hatları daha da gerilmiş olan bakışlarımıza onun lisanları da dahil oldu.

"Avşan. Konuşalım mı artık." bu bana sorduğu bir soru eğildi soru eki vardı ama asla soru değildi. Gözlerimi az önce geldiği koridorun sonuna diktim.

"Hayır!" dedim net bir sesle. Sakalını sıvazladığını gördüm yandan. "Sevgilim yemin ederim ben seni o gördüğüm ilk andan sonra nasuh tövbesi ettim. Hiç bir kadına bakmadım. Valla yapmadım. Hepsi Arıkan'ın yüzünden yoksa ben gece gece ne yapayım dışarda, Pub da, elalemin kadınları dışarda fink atarken hem ben-"

Lafını yarıda kestim. İşaret parmağımı susması için kaldırdım. Biliyorum Sevgilim biliyorum sen beni aldatmazsın. Allah belamı versin ki biliyordum işte. Yarıda kalan cümlesinin devamını da biliyordum hem benim parmaklarım da kalbim de tek bir kadına ait.

İSTİLAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin