07

13 3 4
                                    

'Kalbinde yuva yapan örümceklerin adımlarını hissetmek nedir bilir misin?'

'Soluk borunda ağlarının nefesine takıldığını fark etmek nedir bilir misin?'

07

17 Aralık 2017

Halam ile gördüğümüz etiket nevrimi döndürmüştü 270 derece. Annem, Tanyellerinin en sevgili eseni. O gidince, o olmayınca; yüreğimde ve soluk boşluğumda ağ ören örümcekler yer etmişti onun ebedi yolculuğunda. Evet hiç görmemiştim, duymamıştım annemi ama o gün intihara kalkıştığım o gün duymuştum annemin nidalarını.

Dikkatimi Halam'a çevirdim önümüzdeki adama çatıyordu. Bir de kadın sürücülere laf atarlardı. Erkekler sanki çok iyilerdi de. Neyse.

"Koçum azcık bas!" deyip kornaya basmaya devam etti Halam.

Tufan Ağabey'in serasına çiçek almaya gidiyorduk. Halam'ın kırmızı ve siyah güllere zaafı vardı ama anlatmamıştı bir türlü. Hatta şöyle demişti:

"Bu hikayenin altında eziliyorum ben Aylin! Her düşündüğüm de her hissettiğim de. N'olur bana 'Bir daha ezil Hala.' deme gözüm." demişti. Susmuştum böyle deyince. İlla anlat anlat diye de diretmek manasızdı. Hala'm. Gözüm ve özüm benim. Bana her portakal ağacına umut ekmemi ve sulamamı söyleyerek büyüten Hala'm.

Benim umut ağacımı kestiler Hala.

Benim Portuga'mı yaktılar Hala.

Hala beni cayır cayır yaktılar ve külümü de köz yaptılar.

Ani manevra ile araba döndü ve durdu. Takati kalmayan halam söylenerek kemerini çözdü ve indi araçtan. 'N'oluyo' ya!' deyip Varden ile biz de indik.

Halam elleri belinde, "Oğlum düzgün süremiyor musun sen?" dedi ama ben karşımdaki adama bakıyordum. Kaşlarımı çattım.

"Bilek!" bir iki adımla halam'ın yanına geldim. Bu esnada Bilek Ba's gözlüğünü çıkardı ve pantolonunun ön cebine koydu.

"Selam Avşan. Acil konuşmamız lazım." halam'a döndü, "Valide Hanım kusuruma bakmayın sizi çok uğraştırdım ama yeğeniniz ile konuşmam lazım."

Halam benimle göz teması kurdu ve gözleriyle "NE İŞİ VAR GENE BUNUN!" dedi. Omuzlarımı silktim. Bunun üstüne halam yine gözleriyle "Görüşeceğiz Aylin Hanım" dedi. Kolunu Varden'in omzuna atıp "Sera da buluşalım Aylin ve geç kalma!" diyerek son noktayı da darta atınca uzaklaştılar bizden.

Bilek bir süre giden arabanın arkasından bakıp bana döndü. Gülümsedi.

"Basılsın bakalım?" arabasına yaslandı.

"Ne yani bunu sormak için mi geldin?" hava esiyordu ve saçlarım sürekli yüzümü kapatıyordu. Ufak çaplı bir sövme modunu açacakken Bilek konuşmaya başlayınca modda otomatikman kapandı.

"Tabii bunu sormak ve konuşmak için gelmedim buraya ama dan diye de anlatmak istemedim. Sorduğun için sağ ol bende iyiyim." alaycılığı beni kanser edecekti, az kalmıştı.

"Sadede gelir misin lütfen!" dedim bıkkınlığım belli olsun diye. Omurgasını düzeltip karşımda dimdik durduğunda, "Hay hay anlatayım hemen. Öncelikle bir not buldunuz mu? Büyük ihtimalle araçta olması lazımdı?" dedi ve ifade mi tartmaya çalışıyor gibiydi. Bulduysam ne hissettiğimi ya da bulamadıysa ne hissetmem gerektiğini anlamaya çalışıyordu. En son Edirne de garajda konuşmuştuk ondan sonrasında hiç konuşmamış dahası yüz yüze gelmemiştik. Nejat Bey'i ikna edemediğini biliyordum. Bunu tabii kendisi değil Vatoz söylemişti. Vatoz ve Cem'le görüşüyorduk ama onunla hiç.

İSTİLAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin