Hayat arkadaşım 1. Bölüm
Mehmet Türkiye'nin en iyi cerrahlarından biriydi. Yokluk içinde geçmişti çocukluğu ve maddi durumları iyi olmadığı için babasını kanserden kaybetmiş, dişini tırnağına takmış, çok çalışmış ve doktor olmuştu. Evli ve bir kızı vardı. Annesinin tüm itirazlarına rağmen evlenmişti Nurbanu ile. İlk zamanlar çok mutlulardı ama simdi o mutluluktan eser kalmamıştı. Soğuk rüzgârlar esiyordu aralarında. Zaman her şey gibi Nurbanu'nun aşkını da eskitmişti. Karısı onun sevmiyordu artık ama canından çok sevdiği kızının sevgisi yeterde artardı genç adama. Kızının ikinci ayına girmesine az bir zaman kalmıştı. O yoğun temposunun içinde bile kızına ayıracak vakti vardı.
Aksam olmuştu. Yine yoğun bir gün geçirmişti genç adam. Nöbete kalacaktı bugün daha şimdi ameliyattan çıkmıştı ve çok yorgundu. Hastanenin kafeteryasına inip atıştırmalık bir şeyler ve kahve almıştı. Arkadaşı Samet in yanına gitti. Samet ile üniversiteden arkadaştılar. Samet genç adama kardeşten daha yakındı. Birbirlerine ev arkadaşı, can yoldaşı olmuşlardı. Tesadüf ki mezun olduktan sonra ayrı hastanelerde göreve başlamışlar ama bir süre sonra Samet'in tayini Mehmet'in çalıştığı hastaneye çıkmıştı. Şu an ikisi de aynı hastane de çalışıyorlar. Hayat onların bağlarının kopmasına izin vermemişti. Samet hastanenin kalp cerrahıydı.
İki dost bir süre sohbet ettikten sonra kafeteryadan çıkmışlardı. Biri sevdiği kadın ve çocuklarının yanına diğeri ise sabaha kadar sürecek olan nöbete.
Samet 5 yıl önce karsılaşmıştı sevdiği kadınla. O zaman üniversiteliydi. Onlar arkadaşlarının bir partisinde karşılaşmışlardı ilk kez. O günden sonra adım adım ilerlemişti ilişkileri. Bu güzel ilişki evlilikle resmileşmiş ve bir çocuk ile taçlanmıştı. 3 yaşında bir oğlu vardı Samet in ve annesine âşık bir yaramazdı kendisi. Eşi Meltem ise bir holdingde çalışıyordu ama evlendiğinde işi bırakmış zamanını kocası eve oğlu ile ilgilenerek geçiriyordu tabi bir de yakında gelecek olan misafirlerine. Meltem 3 aylık hamileydi. Bu haber genç ciftin mutluluğuna mutluluk katmıştı.
Samet giderken can dostunun arkasından baktı genç adam bir süre. Nurbanu ile evliliğinin ilk zamanları o da böyle idi ama şimdi ikisi de aynı evin içinde iki yabancıydı sanki. Şimdi mutluluğu askıda bekliyordu. Allah biliyor ya çok kıskanıyordu dostunu ama ona mutluluklar dilemeyi ve bu mutluluğun bozulmamasını da temenni ediyordu.
Nöbetin başlamasından bir saat kadar sonra acil dolup taşmıştı. Yaralılar ambulans ile getiriliyordu. Mehmet koşarak acile gitmişti ve yaralılara müdahaleyi yapıyordu. Otobüs otobanda şarampole yuvarlanmış ve olay yerinde ölenlerin yanında birçok yaralanan olmuştu. Bir hastayı kontrol edip hemen diğerine geçiyordu. Özelikle nöbet gecelerinde çok yoruluyordu. Yorulmasına rağmen severek yapıyordu işini ve bu gece çok yorulacaktı. Hastane mahşer yeri gibiydi. Ama asıl mahşeri sabah evine gittiğinde yasayacaktı genç adam... Bu mahşer genç adamı bambaşka bir hayata sürükleyecekti...
****************
Genç kadın güzel bir güne daha gözlerini açmıştı. Yurtdışı eğitimi için erasmus ile İngiltere'ye gitmişti. Uzun zamandır görmediği kocasını çok özlemişti. İngiltere'ye geldiği ilk haftalar sık sık konuşur hasret giderirlerdi ama daha sonrasında ise yavaş yavaş konuşma aralıkları uzamış ve konuşurlarken de Bora bir an önce kapatmak için konuşmayı bitirmeye çalışıyordu. Şimdi ise hiç arayıp sormuyordu. Genç kadın aradığında ise ya meşguldü ya da sadece çalıp duruyordu. Bora'nın yoğun olduğunu düşündüğünden fazla üstelememişti genç kadın. Neyse ki iki gün sonra dönüyordu. Kocasına sürpriz yapacaktı ve çok heyecanlıydı. Türkiye'ye dönecekti kocasının yanına ama bir yani ise buruktu. Ailesini çok özlemiş ve evlendiğinden beri görememişti.
