bölüm açıklamanın haricinde 1907 kelime :D elimden geldiğinde hızlı yazmaya çalışıyorum ve bölümü yazmayı bitirir bitirmez yayımlıyorum. şu hayalet okuyucularımla da tanışsam çok sevineceğim. hayat arkadaşım hakkındaki yorumlarınızı bekliyorum. seviliyorsunuz. keyifli okumalar. :D bu arada bölüm öncekine göre biraz kısa ama yeni bölüm en kısa zamanda aranızda olacak tabi vote verirseniz. ;) ;) :D
Hayat Arkadaşım 6. Bölüm
Serhat bey şaşkınlıkla kızına bakıyordu. Bu kadar çabuk kabul edebileceğini tahmin etmemişti oysaki. Demek ki kalp krizi geçirmesi kızını bayağı korkutmuştu.
"Her şey senin iyiliğin için kızım. Demek istediğimi şimdi anlamıyorsun belki ama ileride anlayacaksın."
"Bunu konuşmanın bir anlamı yok baba. Anne sen de haber verebilirsin kabul ettiğimi."
"Tamam kızım ararım."
Sevim hanım eline telefonunu alıp aramıştı Leyla'yı. Leyla çok geçmeden telefonu açınca iki dost konuşmaya başladılar.
"Sevim ben de haber bekliyordum. Bade ne dedi evliliği kabul etti mi?"
"Dün biraz tatsızlık çıktı ama neyse ki tatlıya bağlandı Bade kabul etti evlenmeyi. Sen Mehmet'le konuştun mu?"
"Senden bir haber gelene kadar konuşmak istemedim. Bu gece hastanedeydi zaten birazdan gelir. Gelince ben de konuşacağım. Bu akşam Mehmet'in işi yok Bade'yle bir yemeğe çıksalar en azından birbirlerini tanımış olurlar."
"Tamam, ben söylerim Bade'ye biz eve geçince hazırlanır."
"Siz neredesiniz?"
"Hastanedeyiz. Serhat bey dün kalp krizi geçirdi."
"Geçmiş olsun. Serhat ağabey nasıl? İyi mi şimdi?"
"Evet iyi şimdi. Bu akşam saat altıda Mehmet'i de al bize gelin. Oradan Bade ve Mehmet'i dışarıya göndeririz. Biz de seninle evde oturur sohbet ederiz."
"Tamam akşama ben de gelirim. Görüşürüz."
"Görüşürüz."
Telefonu kapattıktan sonra saate baktı Leyla Hanım. Oğlu birazdan gelirdi. Torunu uyanınca mamasını yedirip altını da değiştirdikten sonra tekrardan uyumuştu.
Gece yine nöbet tutmuştu genç adam. Üstelik çok yorulmuştu. Hastane ve ev arasında mekik dokuyordu. Annesinin o kızan bakışlarına tahammülü olmadığı için anahtarla açmıştı kapıyı. Tam odasına girecekken annesinin söyledikleri ile olduğu yerde durmak zorunda kalmıştı.
"Daha ne kadar böyle davranmaya devam edeceksin?"
Genç adamın diyecek bir sözü yoktu ne diyebilirdi ki? Annesi haklıydı ama yaşadığı ihaneti hala kendine yedirememişti.
"Bir gün kapıyı açıyorum oğlum kızını bana bırakıyor. Hiçbir şey söylemeden çekip gidiyor. Sonra boşandığını öğreniyorum. Nedenini sorduğumda ise sessiz kalıyor ve konuşmama izin vermiyor."
"Ne dememi bekliyorsun anne! Neden boşandığımı öğrenmek istiyorsan söyleyeyim. Nurbanu beni aldattı. Onları yatak odamda bastım. Duydun rahatladın mı anne söyle. Benim için hayat o günden sonra yok. Sadece kızım için yaşıyorum. Söyle ne yapıyım bu saatten sonra?"
Şaşırmıştı yaşlı kadın. Bir an duyduklarından emin olamamıştı. O kadın oğlunu aldatmış mıydı yani? Elini yanındaki vestiyere koydu tansiyonu çıkmıştı yine.
"Anne iyi misin? Hastaneye gidelim mi?" dedi. Genç adam annesi için endişelenmişti.
"İyiyim ben merak etme. Salona gidelim seninle bir şey konuşacaktım." Diyerek salona yönlendirmişti oğlunu.