19. Bölüm : Ele geçirmek

30 14 0
                                    

Keyifli okumalar:) söz verdiğim gibi bu bölümü daha uzun tuttum.

Yaşlı amca bütün olanı öğrenmişti. Bir tek Jimin ve Jungkook'u daha bilmiyordu ve bilmesine de gerek yoktu. Oturdukları koltuklar çok sert ve soğuktu. Ama Yaşlı adam bu duruma alışık gibiydi. Hiç şikayetçi değildi. "Bu koltuklar çok sert."

"Her koltuk yumuşak olacak değil ya" dedi. Jimin ve Jungkook yaşlı amcaya hak verir gibi başını salladı. "Demek iblisler ruhunu istiyor delikanlı. Bu çok korkunç olmalı."

"Hiç sormayın efendim."

"Madem bu gece misafirimsiniz. Size yatak hazırlamak çok daha iyi olacak." Yaşlı amca ayağa kalktı ve odanın kapısından yatak hazırlamak için çıktı. Ölen karısıyla birlikte uyuduğu odanın dolabından çarşaflar ve iki yastık aldı. Onları ayrı koltuklara bıraktı ya da ayrı odalardaki koltuklara. Sanırım küçüğümle ayrı odalarda yatacağız.

Jimin ve Jungkook gözlerini birbirine dikmişti. Bakışları altında birbirlerine kilitlenmişlerdi. Ayın içeri vurması da bu ana renk katıyordu. Aşkı aşk yapan aydan daha güzel olman normal mi çiçeğim? Jimin elini Jungkook'un saçına götürdü. Küçük bir okşamadan sonra küçüğünün dudağına bir buse kondurdu. "Merak etme herşey yoluna girecek." Jimin yüzünü çevirdi ve suratı nedensiz bir şekilde asıldı. "Bi sorun mu var sevgilim?" 
diye sordu Jungkook. Onu ilk defa bu kadar düşünceli görmüştü. Sanki bildiği bişey onun canını sıkıyordu. "Hiç bişey yok küçüğüm. Sadece seni kaybetmekten korktuğumu düşünüyordum. Sen ölürsen bende ölmüş olurum." Gözlerinden yaşlar süzülmeye başladı. Ağlaması küçük prensinin canını acıtıyordu. Jungkook o yaşları yumuşak elleriyle aldı ve yüzünü kendisine doğru çevirdi. "Ağlama lütfen. Eğer gerçekten ölürsem bil ki ben seni hep seviyor olacağım çiçeğim. Seni her zaman bekleyeceğim." Bu seferde jungkook öptü çiçeğinin dudaklarından. "Sadece kalan vakitlerimizi iyi değerlendirelim olur mu?" Diye teklif etti Jungkook. Öleceğini düşünsene bile son dakikalarını sadece çiçeğiyle birlikte geçirmek istiyordu.
Jimin razı olarak "tamam" dedi sadece.

10 dakika sonra

Yaşlı amca, iki aşığın yataklarını hazırlamıştı. Onlara haber vermişti. İkiside bunun için çok teşekkür etti. Birlikte uyumayı daha çok istiyorlardı ama koltuklar uzun ve dardı. Koltuklar ne kadar uzun olursa olsun minik bedenleri zor sığıyordu. "Ben yatağıma gidiyorum. Karım beni bekliyor."

"Karınız içerde mi?" Diye sordu Jungkook. Bunu sorarken çok utangaç davranmıştı.

"Hayır, Öldü." diyerek ağıtçının bileziğini gösterdi ve odasına çekilip kapıyı kapattı. Jimin ve Jungkook onu odasının kapısını kapattığını görünce "o elindeki şey neydi?" Diye sordu Jungkook.

"Ağıtçının bileziği diyolar. Kaybettiğin sevdiklerinle iletişim kurmayı sağlıyormuş."

"Peki onlar benim ruhumu alırsa, benimle yine konuşursun değil mi?"

"Benim böyle birşeyim yok ki nasıl yapıcağım?" 

"Eminim bir yolunu bulursun sen. Sana güveniyorum." Jimin'in suratı yine asıktı. Jungkook bunu görmeye dayanamıyordu. Çiçeğine sarılmıştı. Onun kollarının arasında olmak onu daha hüzünlendirmişti. Jimin de kollarını Jungkook'un boynuna dolamış ve ona sımsıkı sarılmıştı. İkiside geriye doğru çekilerek "Hadi artık yatalım." Dedi Jimin. Küçüğünü önce kendi odasına bıraktı. Yatağının içine giren Jungkook'un üstünü yorganla örtmüştü. Onun uyuyabilmesi için başında bekledi. Kendi yatağına gitmek için ayağa kalkan Jimin'in kolundan sıkıca tutarak "Bana masal anlatır mısın?" Diye sordu Jungkook.

Fedakarlık // JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin