7. Bölüm : Kilise

33 15 0
                                    

Lafı çok fazla uzatmadan söylemek istiyorum. Hikayem kötü olduğu için mi okunmuyor yoksa uzun olduğu için mi ? Hala ne kadar hevesle yazsam da okunmadığı için üzülüyorum. Artık kimse okumasa da umrumda değil. Neyse okuyanlara iyi okumalar sizi seviyorum.

" Ben buraya taşındıktan iki hafta sonra başladı bu olaylar. İlk başta sadece tıkırtılar ve gürültüler oluyordu. Belki bir yerlerde böcekler geziniyordur diye düşünüyordum. Ama anladım ki böcekten öte bişeydi bu. Bir kız var sana bahsettiğim beyaz elbiseli ve örgülü saçlı bir kız. Sürekli bana oyun oynamak için teklifte bulunuyor, yanına gidecekken kayboluyor ve sonra birdaha ortaya çıkıyor. Hani bir kere de çığlığımı duyup gelmiştin ya. O filmden korktuğum için değildi.

" N-neden bağırdın peki"
jimin bunu sorarken merakla jungkook'u dinliyordu ve siyah parlayan gözlerinin içine bakıyordu.

" Televizyonda normal bir şekilde film izliyordum korku filmi değil romantik komedi filmlerinden biriydi." Romantik komedileri jungkook kadar jiminde  seviyordu. "Tam izlerken bir anda televizyonda simsiyah ve sarı gözlü bir yaratık beliriverdi ve beni o evden gitmem için uyardı. Gitmezsem ya benim ya da sevdiğim birinin öleceğini söyledi. Ama ölmekten çok korkuyorum."

"Korkma biz senin yanındayız. Annem ve benim kapımız sana her zaman açık korktuğun zaman bana anlatabilirsin. Bunlara inanmak biraz zor ama yüz ifadenden belli oluyorki çok korkmuşsun." Jimin gerçekten Jungkook'a tüm kalbiyle inanıyordu. Onun yalan söyleme ihtimalini bile gözünün önünden geçirmedi.

"Sana yemin ederim Jimin doğruyu söylüyorum. Evimde kötü bir varlık var benden ne istediğini de bilmiyorum. Sanki başka bir hedefi var ama evden gitmezsem bu amacını gerçekleştirecek gibi konuşmuştu. Geçen günde bastığım basamak çöktüğünde, içinden bir günlük çıktı. Emma Miller adında bir kıza ait. İlk sayfasında da evin lanetli olabileceği ihtimalini yazmış. Köylüler bu yüzden ailesini gitmesi için uyarmış. Sanırım yanlış bir yere taşındım. Burdan gitmem gerekebilir."

"Saçmalama istersen. Daha yeni taşındın ve nereye gideceksin ki?" Hem beni bırakıp nereye gidiyorsun? Sana aşık olmuşken, seni sevmişken, tüm hayallerimde sen varken beni eksik mi bırakacaksın?

"Buna mecburum Jimin. Gitmezsem biri ölecek" Seni bırakmayı aklımın ucundan bile geçirmek istemezdim. Ama gitmezsem birimiz öleceğiz ve ben senin ölmeni istemiyorum Jimin. Sevdiğim tek adam. Gözlerinde, yüzünde, aşk kokan nefesinde hayat bulduğum sevdiğim.

"Burda kalamaz mısın?" Sana bir yatak hazırlarız. Misafir odasına yerleşirsin. Burda istediğin gibi yaşarsın. Hem ben seni-" jimin jungkook'a tam sevdiğini söylecekken duraksadı. Bu duyguyu ailesinden başka birine söyleyemediği için utandı. Jungkook'da sanki bu anı bekliyormuşcasına şaşkınlığa uğradı ve jimin'in ağzından Seni çok seviyorum Jungkook demesini bekledi. Ama bunu söylerse daha büyük tehlikede olacaklarını ve daha çok üzüleceklerini biliyorlardı. Bu yüzden istemese de duymamayı tercih etti.

"Anla işte gitmeni istemiyorum. Sahip olduğum ve yakın olduğum tek insan sensin." Bu cümle bile Jungkook'un içini ısıtmıştı. "İstersen kiliseden yardım isteriz. Evini kutsarlar. Belki biraz da olsa faydası olur senin için."

" Aslında olabilir. Belki gerçekten işe yarar. Meclis bu konu da bilgilidir. Onlar iblisler hakkında herşeyi bilir."

" O zaman kahvaltını yapta da hemen yola çıkalım." Jimin'in annesi o sırada yukardan aşağıya doğru indi. Yorgun gibi ve bitkin bir hali vardı. Büyük ihtimalle içtiği ilaçlar ona dinlenmesi için uyarı veriyordu. "Annecim yorgun görünüyorsun. İstersen yatağına yatıp uyu."

Fedakarlık // JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin