sungum-siz
siz: istemiyorum ji
cidden
aynı ortamda nefes almaya bile zor tahammül ediyorum
alışsam da her seferinde yaptığı şeyler
ve bunları yaparken ki aptal yüz ifadesi geliyor aklıma
midem bulanıyor yüzüne kusmak istiyorum
ben gelmem o geziye o kadar
hocaya da durumu bizzat ben açıklarım benden kırar puanı
sung: bana bak hwang hyunjin
cidden 3g minho nun moralini bozmasına izin mi vereceksin
sen ondan kaçtıkça o senin üstüne gelecek
gelmemenin sebebini anlamayacağını mı sanıyorsun
o kadar salak değil
senin de onun üzerine gitmen gerek sürekli kaçamazsın
ama gelmek istemiyorsan seni tabi ki de zorlamayacağım buna hakkım yok
biliyorsun asko hep yanındayım
siz: jisung
cok iyi birisisin
birde porno linki satıp onun parasıyla da at yarışı oynamayıp gay olmasan
net cennetliktin
sung: ne dmk
ya evet de iste kendime engel olamıyorum
ama allah affedicidir deme öyle
ayrıca gay değilim
jisung ile yazışırken bir yandan da söylediği şeyleri beynimde tartıyordum. evet haklı ne kadar kaçabilirim bir insandan hem hatalı olan ben değilim o, hatalı hep oydu
bir çocuğa göre gereğinden acımasız ve soğuk...
-flashback-
''hwang ispik de buradaymış'' okulun deposuna ait olan kapının önünde öğretmenini bekleyen çocuk bunları söyleyen tanıdık sesle birlikte irkilmiş, hızla arkasını dönmesiyle birlikte ondan cüssece büyük olan çocukların etrafını vücutlarıyla kapadıklarını görerek korkuya kapılmış ve üstüne yürüyen minho ile geri geri yürüyüp en son kaçacak bir yeri kalmadığını fark edince arkasındaki duvara yaslanmıştı
'' ne istiyorsun'' sırıtarak ona yaklaşan çocuğun kalp atışlarını fark etmemesi için kendisini sakinleştirmeye çalışma çabası işe yaramamıştı
''bir oyun oynamaya ne dersin hwang''
''ne oyunu'' endişe ile ona bakmaya devam ederek sordu. karşısındaki çocuğun sırıtışı iyice büyümüştü
''öğretmeni bul oyunu. şimdi sen içeri girip öğretmeni arayacaksın, arkadaşlarımızda senin öğretmeni bulmanı bekleyecekler. tek kural var öğretmeni bulmadan çıkamazsın ve hayaletlere dikkat etmeni tavsiye ederim fırtına çıkacakmış bugün, bilirsin ya canavarlar fırtınaları severler.''
-flashback end-
küçük yaşlardan beri karanlıktan hoşlanmayan biriydim, kolayca korkabilen ve bu olay ile birlikte klostrofobiye sahip olduğunu öğrenen aptal bir çocuktum. korktuğum için hiçbir şey diyemeden oyunu kabul edip içeriye girdim, düşündüm ki öğretmeni ne kadar hızlı bulursam o kadar hızlı çıkarım...
ama asıl problem ortada ne öğretmen vardı ne de oyun. o karanlık kulübede kaç saat kaldığımı hatırlamıyorum bildiğim tek şey ben10 li saatimin yanan ışıkları ile kendimi avutup pili bitene kadar ona odaklandığımdı. 1 saat...2 saat..3 saat veya daha fazla... kimse gelmemişti, kimse umursamamıştı bile
tabii kim o küçük tıknaz, tombul yanaklı mantıya benzeyen çocuk için endişelenirdi ki
insanlar dış görüntüye o kadar takıntılıydılar ki, hala öyleler, güzel veya yakışıklı değilseniz kimse sizi insan yerine koyup bir kap yemek bile vermez...
ama farkındaydım bu yüzden değiştirdim, karakterim de dahil olmak üzere ortaokulda sahip olduğum her şeyi bir kenara attım
nasıl kurtulduğuma gelecek olursam, jisung matematik dersinde yere su dökmüş ve hoca da silmesi için malzeme almaya içinde benim olduğum okul deposuna göndermiş, açıp da beni yerde yarı baygın halde bulup hocalara haber vermişti. sonra okulum değişti özel ders almaya başladım şu değişti, bu değişti ama jisung hep yanımda kaldı
ben dışarı çıkmayı sevmediğimden o 7/24 bizim eve gelip olan biteni anlatırdı, aldığı oyun cdlerini gösterip nasıl oynayacağımı anlatır ve evde o yokken sıkılmamam için bana kendi çizgi romanlarını getirirdi...
hayatımdaki tek şansım jisung sanırım. canım gay dostum.
.
.
.