strawberries and cigarettes

98 15 0
                                    

bir süre sonra durulmuştu. kafasını omzumdan kaldırıp 

''ne söylemek istiyorsan söyle hyun bu saatten sonra birbirimizden sakınacak sözlerimiz kalmadı.'' dedi. doğruydu 

''ikimizde iyi değiliz minho, sen benden daha çok bunun farkındasın bence. senden vaz geçmek istemiyorum ancak'' nefes alabilmek ve aklımdaki kelimeleri toparlayabilmek için bir süre durakladıktan sonra devam ettim

''ancak böyle de olmuyor. seni seviyorum yanlış anlama ama bunu doğru zaman ve doğru mentalite ile yaptığımı düşünmüyorum... baksana kısacık zamanda bile birbirimizi ne kadar üzüp yıprattık. ben bu ilişkiden korkuyorum minho, senden değil bu ilişkinin bana getirebileceği şeylerden korkuyorum ve bu ilişkinin ikimize de iyi gelmeyeceğini biliyorum ama'' bir umutla gözlerimin içine bakmıştı

''ama ne''

''ama iyileştikten sonra tekrar bir araya gelebiliriz bence, değil mi?'' elini elimin üstüne koydu

''tabi ki hyunjin, tabi ki de geliriz'' sesindeki çocuksu heyecana karşı gülümsemeden edememiştim

''o zaman 4 yıl sonra, iyileştiğimizde bugün bu saatte burada buluşalım. söz mü?''

''söz, ama son kez seni öpmeme izin verirsen'' onayımı beklemişti. başımı ona doğru eğdim ve dudaklarımızı buluşturdum

dudaklarım onunkilerin üzerindeyken etraftakilerin bakışlarına ve sözlerine aldıramayacak kadar mutluydum. dudaklarımı araladım ve dilinin ağzımın içinde gezinmesine izin verdim. son kez alacağım o nane ile karışık çilekli sigara aromasının tadını çıkarttım

geceyi birlikte geçirmiştik sadece sarılarak sessizlik içinde huzurla. konuşmadan da sohbet edilebileceğini öğrenmiştim o gece

ama o anda aklıma bir şey gelmişti

''min hangi üniversiteyi tutturmuştun'' hatırlamaya çalışırken gözlerini kıstı

''seul mimarlık bölümü, sen?'' zeki adam bir başka oluyordu

''busan iç mimarlık'' daha sonrasında hiç konuşmadan uzanıp yıldızları izlemeye devam etmiştik, güneş doğduğunda 4 yıl sonra buluşmak için ayrılmamız gerekiyordu

bu yaptığımın bencillik olduğunu düşünmüyorum eğer böyle devam etseydik ikimizde birbirimizi incitip kapanmayacak yaralar bırakabilirdik ve ben hikayemizin böyle bitmesini istemedim.

güneş yavaş yavaş kendisini göstermeye başlarken cebinden tanıdık gelen beyaz bir kutu çıkarttı ve bana uzattı

''ne olur ne olmaz sende kalsın görüştüğümüz gün söz veriyorum koluna kendi ellerimle takacağım güzelim, seni bu dünyada hiçbir şeyi sevmediğim kadar çok sevdim. hislerimi cümlelerle ifade etmekte pek iyi değilim ama senin beni anladığını çok iyi biliyorum. kendine iyi bak'' ayağa kalktıktan sonra tekrar bana doğru eğilip başımı ellerinin arasına alıp alnıma ufak bir öpücük kondurmuş ve arkasına bile bakmadan uzaklaşmıştı ama burun çekiş sesleri hala duyabiliyordum. 

kendimi hiç hissetmediğim kadar kötü hissediyordum ama yapabileceğim bir şey yoktu o yüzden kampa geri döndüm ve otobüse bindiğimizde yol boyu gece yaşanan her şeyi detaylıca düşünerek camdan dışarıyı izledim. jisung da bir şeylerin ters gitmiş olduğunu anlamış olacak ki yol boyu tek bir söz etmeden sessizliğiyle bana eşlik etti

4 yıl sonra görüşürüz minho...

-13.06.2023

.

.

.

finali iki parta ayırdım günün devamında onları da yükleyeceğim

timeless/hyunho (tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin