cow?!

177 27 16
                                    

aradığım seyir terasının neye benzediği hakkında en ufak bir fikrim olmadan yoluma devam ederken yolun kenarına park edilmiş inek desenli siyah bir elektrikli motor görmemle durdum ve sahibini görebilmek için etrafa bakındım. kafamı kaldırdığımda koskocaman DONG HWAN SEYİR TERASI yazısını görür görmez içeriye girdim ve ta da minho çardağın birinde kafasını masaya yaslamış bir şekilde oturuyordu.

yanına gidip elimdekileri sessizce masanın üstüne bırakıp yanına oturdum. oturmamla birlikte saniyesinde yerinden fırlarcasına ayağa kalktı

sakinleşmesi için elini tutup tekrar oturmasını sağladım. burnu ve gözü kızarıktı, bunu havanın soğuk olmasına yorup ceketimi omzuna atıp kapüşonumu kafasına geçirdim

'' o kadar yemek ye, yemek ye dedin sonra kendin ortalıktan kayboldun. yakışmadı'' esprili bir tonda söylemiştim fakat o birden kafasını omzuma gömüp ağlamaya başladı

yanlış bir şey söyleyip söylemediğimi anlamaya çalışırken elimle başını okşamaya devam ediyordum

''yanlış bir şey mi söyledim? kusura bakma'' ağlamayı kesmedi, azalmadı bile. güneş ufukta kaybolmaya başlayana kadar bana sarıldı ve kafasını gömdüğü yerden çıkartmayıp iç çekmeye devam etti

''minho korkmaya başlıyorum artık konuşur musun? saatlerdir ağlıyorsun'' olduğu yerden mırıldanmaya devam etti

''özür dilerim hyunjin''

''elli kere diledin zaten kes şunu''

''bu sefer farklı bir şey için'' başka ne için özür dileyebilirki

''hm''

''senden istediğim şey için, anneme söylemeni istediğim şey için''

''anlamıyorum minho neden bunun için özür diliyorsun''

''bencilce davrandım hyunjin, hala da öyle davranıyorum. sırf ailemi tekrar kazanabilmek için seni kullanıyorum'' yani ben yine mi kullanıldım

''farkına varmamıştım'' bunu demem üzerine daha da ağlamaya başladı

''hava kararıyor ye de eve git, bende son otobüsü kaçırmayayım'' bana sardığı kollarını çektiğinde araya giren hava vücudumu yakacak derecede soğuk hissettirmişti. kollarımı ona tekrar sarmak istiyorum ama bunu yapmak aptallık olurdu

''seni eve ben bırakırım merak etme'' gözlerimi devirdim

''nasıl bırakmayı planlıyorsun acaba'' dolu yanaklarıyla yüzü çok sevimli görünüyor

''dışarıdaki inek benim, onunla bırakıcam''

''ne ineği, ineğe binmem ben''

''kapıdaki motordan bahsediyorum aptal''

''demek o motor cidden senin''

''beğenemedin mi''

''yok çok beğendim de sanki senin tarzın değil''

'' neymiş benim tarzım''

''siyah, mat bir motor beklerdim senden bad boy tarzı''

konuşma böyle böyle devam etmişti, ikimizde birbirimize sataşmamıştık ya da ben ona laf atmamıştım

malzemeleri toplarken telefonum çalmaya başladı 'Annemm🐞' minhoya beş dakikaya geleceğimi söyleyip aramayı cevaplamak için oradan uzaklaştım

''anne''

''oğlum neredesin sen? dünde eve gelmemişsin yaptığım yemek, her şey bıraktığım gibi duruyor. anlat bakalım neler çeviriyorsun''

seni hafiften sinirli geliyordu bende daha fazla gerilmemesi için olayları çok derine inmeden ve onun hoşuna gitmeyeceğini bildiğim detayları atlayarak anlatmaya başladım

''işte az önce yemek yemiştik şimdi toparlandık, merak etme beni eve kadar bırakacak''

''tamam, dikkatli gidin gelin. burada bitti sanma ikinci sorguyu evde alacağım, yorgunum sen gelene kadar uyumuş olurum muhtemelen ama sende anahtar var zaten''

''tamam anne, başka bir şey diyor musun''

''ha çocuğu da davet et bizde kalsın sabah gündüz gözüyle gider''

''abartma anne sende''

''bana bak çocuk ayağımın altına alırım seni. hadi ben misafir odasını hazırlıyorum öptüm''

''tamam bende'' off birde bununla mı uğraşacaktım, vallahi kafayı yiyeceğim. teledonumu cebime koyup motorunun yanında bekleyen minhoya doğru ilerledim

''ne dedi annen''

''bir şey demiyor, ha birde bizde kalıcakmışsın sabah gidermişsin gündüz gözüyle''

''yok olmaz''

''niyeymiş o, ben kaldım sizde''

''öyle değil işte, hem annemler bugün burada kalacakmış onlarla da zaman geçirmiş olurum kusura bakmayın''

''tamam o zaman, giderken sizin evden çantamı da alalım''

''olur atla'' elindeki kaskı kafama taktıktan sonra önüme oturdu ve motoru çalıştırdı bende yandaki metallere tutundum ve yola çıktık

.

.

.


yqa ben sehir disina ciktim o yuzden ne yorumlara bakabildim ne de yeni bölüm atabildim kusura bakmayin 😭😔

bir de bir sey söylemek istiyorum yani edebiyat ve almanca hocama, hocam insallah o ödevleri yazdigim goz yasi dolu kagitlar gotunuze girer.

timeless/hyunho (tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin