GAY

133 20 1
                                    

telefonu adamın yüzüne kapatmamın üzerinden yaklaşık yarım saat geçmişti ve biz hala salıncakların üstünde konuşmadan oturuyorduk

içimde ne olduğunu anlayamadığım bir şey vardı, somut olarak gösteremeyeceğim ancak soyut olamayacak kadar gerçek bir şey. hayal kırıklığı mı öfke mi bilmiyorum, ayrıca bunlar olsa bile neye öfkeli olduğumu da bilmiyorum. 

adam belki yalan atıyor

atmasa ne olur amk sanane minhonun kişisel hayatından sanki çok bir yerin var içinde

yok mu gerecekten 

söyleyecek kadar bile önemsemiyormuş demek ki seni

ama...

daha fazla dayanamayıp sordum

''o adam senin gerçekten sevgilin mi'' kafasını kaldırıp bana baktı

''eskidendi'' 

''ne kadar eskidendi'' 

''9-10 ay kadar'' bu kadarcık sürede unutmuş olabilir mi

''anladım'' ben konuyu daha fazla keyfimin kaçmaması için kapamıştım, o ise konuşmaya devam etti

''aslında çok daha önce bitmişti ama ben bunu kelimelere dökmekten korktuğum için gecikmiş bir ayrılık oldu. yani öyle düşündüğün kadar yeni değil'' 

''yani erkeklerden hoşlanıyorsun'' sorum onu tedirgin etmiş gibiydi ama ben merak ediyordum. gerçi erkeklerden hoşlanmasa niye onlardan birisiyle çıksın

''evet. beni kendinden uzaklaştırma ihtimalin açısından saklamayı tercih etmiştim ama artık toparlayamam sanırım''

''ulan bi jisung bi sen. ben homofobik değilim aq, hatta gayim alın illa bağırtıcaksınız adamı'' kızgın bir ses tonuyla konuştum. aslında bilmiyorum. bu zamana kadar herhangi bir kızdan hoşlandığımı sanmıyorum, genel olarak kimseden hoşlanmadım ben. herhangi bir sosyal hayatım veya dışarı çıkıp gezmek gibi aktivitelerde bulunmadığım için birisinden nasıl hoşlanılır nasıl ilişki kurulur bilmiyorum, bu zamana kadar öğrenmeye de çalışmamıştım. zaten anlık olarak ağzımdan çıkmıştı sözcükler fakat geri almak istediğimi sanmıyorum...

o ise söylediklerimden sonra bana kocaman açılmış gözleri ile bakmaya devam etti. o şekilde bir bebekten farkı yoktu, içimdeki ağzını yüzünü mıncırma hissine yenilmek üzereymiş gibi hissettiğim anda minhonun telefonu tekrar çaldı. bu sefer annesiydi ve eve erken dönmesini söylemişti. o gitmeden önce onu kolundan tuttum

''bir daha baş başa kaldığımızda bana her detayı anlatmak zorundasın minho'' 

tamam anlamında kafasını salladı. bende arkasından omzundaki yeşil çantasıyla gözden kayboluşunu izledim.

.

.

.

bir anda herkesi şaşırtıp trajik bir sonla bitiriyormuşum bu fici falan çok komik olmaz mıydı-

hadi öptüm kocaman

bi de bu ficten ayrı olarak bir hyunho daha var elimde sonra jilix, changlix ve hyunlix var yolda onları da allah kismet ederse halledip paylaşıcm ama zamanım yok 😞

oy vermeyi yorum yapmayı unutmayınn🦦💌⭐



timeless/hyunho (tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin