Just You & Me | JenLisa (G!P)

two (M)

Smutların fazla olacağını söylemiştim🤡

-

Jennie

Kadının ölümünden sonra cinayet sayıları birdenbire durdu. Sanki katiller işlerini tamamlamış ve durmuşlardı.

Ya da bu sadece kısa bir molaydı.

Yine de insanlar umursamamayı seçiyordu. Sıradaki kurban içimizden biri olabilirdi. Ben de olabilirdim. Ama kimse bilmiyordu.

Bana gelirsek, aptal Sehun ile rutin kavgamızı etmiştik ve şimdi de yüzünü görmek istemediğim için Rosie'm ile şehir merkezindeki kulübe gidiyorduk.

"Bizim şansımıza da katliam çıkar şimdi gittiğimiz yerde." diye mırıldandı Rosé. Kıkırdayarak hafifçe omzuna vurdum.

Vardığımızda, Rosé arabayı park ettikten sonra inip çantasını almasını bekledim.
"Girelim hadi."

Başımı salladım ve arabayı kilitledim. İçeri girmeden önce Rosé kolumu tuttu. "Bak şimdiden anlaşalım. Çok içmeyelim, kimsenin evine falan gitmek de yok ayrıca. Cesedini görmek istemiyorum Jennie tamam mı? Hazır değilim buna."

Son dediği şey yüzünden kısa bir kahkaha attım, "Cesedimi falan görmeyeceksin saçmalama. Ama bu gece tam tipim olan bir kız bulacağım orası kesin. Yani.. Ev konusunda söz veremem o yüzden."

"İyi hadi, gel. Çapkın kedi.."

İçeri girdiğimizde değişik bir şey yoktu. Oturmadan önce kendimize birer içki aldık.

Rosé'ye yaslanmış bir şekilde içkimden yudumlarken bakışlarımı etrafta gezdirdim. İnsanların bakışları bize - daha doğrusu Rosé'ye- döndüğünde Rosé gülümseyerek el salladı. Rosé benim ilkokuldan beri arkadaşım ve şu an bir solist. Birkaç yıldır şarkıları çok sevilmeye ve ünlenmeye başladı, onunla gurur duyuyordum. Bana karşı hiç değişmedi. Ne kadar ünlü olursa olsun hiç bir zaman benden uzaklaşmamıştı. İkimiz birlikteyken yine benim küçük Rosé'mdi.

Daha sonra mekâna giren bir kadın ve adam dikkatimi çekti. Buradaki insanların aksine bayağı ilgi çekici görünüyorlardı. Belki de önemli insanlardandı.

Kadının suratını gördüğümde gözlerimi kısarak özellikle ona bakmaya başladım. Yüzü çok âşinaydı fakat şu an anlaşılmıyordu.

Birini arıyormuşçasına etrafına bakındı. Daha sonra yanındakinin kolunu dürttü. Aralarında bir şeyler konuşup karşı çaprazımıza oturdular.

"Kime bakıyorsun öyle?" diye sordu Rosé merakla.

"Karşıdaki kadına. Çok tanıdık geldi. Model falan mı acaba ya.."

Rosé de ona doğru baktı ve başını hayır anlamında salladı. "Hayır, ben daha önce hiç görmedim."

Bir anda aklıma gelen şeyle gözlerimi kocaman açtım, "Aa kafeye gelen, sonra da yolda küfür ettiğim kadın bu!"

"Ne?" Kaşlarını çatarak yüzünü bana döndürdü.

"Ya bu kadın var ya, geçen hafta kafeye geldi. Sonra çıkışta eve giderken biri arabasıyla yağmurda üstümü ıslattı. Ben de küfür ettim. Sonra arabadan indi falan, bir baktım yine bu kadın. Şans eseri burada da karşılaştık."

Kıkırdadı, "Kaderin herhalde hayatım. Baksana üç olmuş bu."

"Saçmalama.."

Birkaç kişi dans etmek için ayağa kalktığında bakışlarım hâlâ o kadındaydı. Üzerindeki deri ceketi çıkarıp ayağa kalktı.