Ben bir bok yedim, bunları yine seviştirdim. İstemsizce oluyor ama.
-
Yemek yedikten sonra kalkıp koltuğa geçmiş, televizyonu açmıştım. Lisa yanıma0 gelip oturduğumda başımı omzuna yasladım.
"Uykun geldi mi?" diye sordu sakince. Başımı hayır anlamında sallayıp kollarımı bedenine sardım. "Biraz sarılalım." Kolunu omzuma atıp beni kendine çekerken, "Güzelim.." diyerek saçlarıma birkaç öpücük bıraktı.
Koltuktan aşağı sarkıttığım bacaklarımı toplayıp onunkilere yaklaştırınca kolunu bacaklarımın altından geçirip kendi bacaklarının üzerine bıraktı.
Giydiğim saten şort iyice yukarı sıyrılırken elinin soğukluğuyla ürperdim. Soğuk parmakları çıplak bacaklarımda gezinmeye başladığında gözlerimi yumdum ve kendimi iyice kollarına bıraktım.
Bana o kadar nazik davranıyordu ki neredeyse kollarında eriyip gidecektim. Dudaklarımda istemsiz bir tebessüm belirirken tişörtünün bir kısmını kavradım. Öperken öpmeye kıyamıyor, dokunurken korkuyordu sanki. Öylesine naifti ki, incitmekten çekinir gibiydi her an.
Yanında olduğum her saniye kendimi bebekler gibi hissediyordum. Kollarının arası tek güvenli alandı benim için. Kokusunu duyduğumda ne kadar ayık olursam olayım mayışırdım, gözlerim kapanırdı istemsizce.
Elleri hep buz gibiydi ama nasıl oluyorsa o bana dokununca üşümezdim hiç. Bu aşk olmalıydı.
Lisa benim için sıradan bir insan değildi çünkü benim de onun için sıradan olmadığımı hissettiriyordu. Bazen ismimi öyle bir söylüyordu ki oturup ağlamak istiyordum. Geçen yıllarımda neredeydin, karşıma neden çıkmadın diye ağlamak istiyordum.
Çektiğim bütün o pisliklerden sonra bana verilen bir ödüldü.
"Bana dokunmaktan bu kadar korkma." dedim mırıldanarak. Güldü. "Narin çiçeğimsin sen benim." Gözleri gözlerime değdiğinde bir süre öylece kaldık. İri kahve gözleri bana büyük bir hayranlıkla bakarken bir elimi elimi yanağına getirip dudaklarımı dudaklarına yasladım.
Alt dudağını dudaklarım arasına alıp emerken yanaklarımı örten saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırdı. Daha sonra kontrolü elimden alarak beni öpmeye başladı. Öpüşmemiz git gide ıslak bir hâl alırken Lisa yanağımdaki elini çekerek televizyonun kumandasını eline aldı. Bunu, beni hâlâ öperken yaptığı için ne olduğunu anlamak için başımı çevirdim. Dudaklarımız ayrıldığında televizyonun sesi kesildi. Salondaki loş ışık yüzüne vururken tüm o güzelliği başımı döndürdü.
Ellerini belimden biraz yukarı, göğsümün alt kısmına gelecek şekilde yerleştirdi ve kalçalarımı kucağına doğru çekti. "Gel buraya." dedi usulca. Yine de sesindeki o baskın tonu seçebiliyordum.
Tek bacağımı diğer tarafına aldığımda biraz kıpırdandım ve kucağına iyice yerleştim. Tek eli belimi okşarken diğer eli çenemi kavradı. Kucağındaki pozisyonumdan dolayı şu an biraz daha yukarıdaydım. Ellerimle yanaklarını kavradım ve baş parmağımı dudaklarında gezdirdim. "Sevişelim." dedim fısıldayarak. "Bana dokunmana ihtiyacım var."
"Sevişelim sevgilim." dedi aynı benim gibi. "Benim de sana dokunmaya ihtiyacım var."
Çenemdeki elleri enseme tıklandığında hafifçe bastırdı ve dudakları dudaklarıma değdi. Beni yeniden öpmeye başladığında öpüşüne karşılık verdim.
Dillerimiz birbirini bulduğunda günlerce aç ve susuz kalmış gibi öptük birbirimizi. Islak öpüşmemizin sesi geniş odanın her köşesine ulaştığında duyulan başka bir ses yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Just You & Me | JenLisa (G!P)
FanfictionBirkaç yıl önce ailesi tarafından zorla evlendirilen Jennie, çalıştığı kafede Lisa isimli bir kadın ile tanışır. - Eve girdiğimde karşılaştığım manzara ile başımdan aşağı kaynar sular dökülmüş gibi hissettim. Duvara bulaşmış kırmızı izleri gördüm. K...